| Annem beni artık tanımıyor, klinikteki en iyi oda onunkisi. | Open Subtitles | أمي التي لاتعرف عني شئ لها افضل غرفة في العيادة |
| Daha önce de gördüm onları, o izleri. klinikteki bir çocukta da vardı. | Open Subtitles | لقد رأيت هؤلاء من قبل ، تلك العلامات رأيتهم على غلام في العيادة |
| klinikteki hayvanın kanında etorfin kalıntıları bulduk. | Open Subtitles | وجدت آثار إتورفين و الدمّ الحيواني في العيادة. |
| klinikteki vazifeni bir hafta askıya alacağım ama sen de 3.200$'ı ödeyeceksin. | Open Subtitles | حسناً، سأعفيك من العمل بالعيادة لأسبوع بعدما تدفع الـ3200 دولار لاختبار الأبوة |
| klinikteki görevini yapamayacağını söyleyen bir mahkeme kararı olması güzel. | Open Subtitles | جميل أن يكون لديك أمر من المحكمة يعفيك من العمل بالعيادة |
| Legiere'nin evinde Dr. Brennan'ın klinikteki kıyafetindeyse Legiere'nin kanı var. | Open Subtitles | أثار لدماء الطبيبة برينان في منزل ليجيري توجد دماء ليجيري على ثيابها من العيادة |
| Bu taraftaki herkes belediye binasındaki sığınağa gelebilir güneydekiler de klinikteki sığınağa gider. | Open Subtitles | كل شخص هنا سيذهب إلي ملجأ البلدية وكل هؤلاء المتواجدين في الشمال سيتجهون الي العيادة |
| klinikteki saatlerimi değiştirdim böylece düğün alışverişine gidebileceğim. | Open Subtitles | لقد بدلت مواعيدي في العيادة للذهاب إلى متجر العرائس |
| - Eminim klinikteki doktorlar bunu size açıklar. | Open Subtitles | وأنا واثق أن الطبيب في العيادة شرح لك هذا |
| En iyi atışımı ben, klinikteki kaba yaptım zaten. | Open Subtitles | لقد اعطيت افضل ما لدى داخل هذا الكوب فى العيادة |
| klinikteki bütün hastalar kanserden mi ölmüş? | Open Subtitles | هل نعرف بأنّ جميع المرضى في العيادة ماتوا بسبب السرطان؟ |
| - klinikteki adamlardan biri değil. | Open Subtitles | ليس واحداً من الرجال اللذين كانوا في العيادة |
| Çünkü her zaman olduğu gibi klinikteki uykumdan daha yeni uyandım. | Open Subtitles | لأنني استيقظت لتوي من النوم في العيادة كما أفعل دوما |
| Ama klinikteki o çocukların fotoğraflarını gördükten sonra tüm o çocukların öleceğini ya da daha kötüsünün olacağını anladım. | Open Subtitles | . ولكن عندما شاهدت تلك الصور . لكل اولائك الاطفال في العيادة . كل اولائك الاطفال لن يموتون او اسوأ |
| klinikteki kız evine çağırıyor. | Open Subtitles | الممرضة في العيادة تريدني أن أذهب إلى منزلها |
| klinikteki birine bunun hakkında söz etsen iyi olabilir. | Open Subtitles | ربما بوسعكَ أن تكلم أحدهم في العيادة بشأنه |
| klinikteki bıçaklı kavga olayını neden bilmiyorum? | Open Subtitles | لماذا لم أعرف عن العيادة وعراك السكاكين ؟ |
| Herneyse, eğer hemşire takvimlerini düzenlemeyi kabul edersem, ve bu çocuklar da klinikteki işleri dönüşümlü yapman için seninle yer değiştirmeğe gönüllü olurlarsa, | Open Subtitles | على أية حال اكتشفنا أنه إذا عرضنا على الممرضات إحدى الجدولات وتطوع هؤلاء الرجال للعمل بالعيادة |
| Neden klinikteki dişi ağrıyan birinin ciğerinin yarısını almıyoruz? | Open Subtitles | فلمَ لا نأخذ نصف رئة من أيّ شخص بالعيادة يعاني ألم بأسنانه؟ |
| Neden klinikteki dişi ağrıyan birinin ciğerinin yarısını almıyoruz? Bu harika bir fikir. | Open Subtitles | فلمَ لا نأخذ نصف رئة من أيّ شخص بالعيادة يعاني ألم بأسنانه؟ |
| Eğer yapmazsak klinikteki görevime geri dönmem gerekir. | Open Subtitles | إما هذا أو أضطر للعمل بالعيادة |