Araba hırsızlığı kolay iş. | Open Subtitles | سرقة السيارات أمر سهل, أنا قد فعلت ذلك |
Elbette. O kolay iş. | Open Subtitles | بكل تأكيد , هذا أمر سهل |
Biliyorsun ki vejetaryen olmak kolay iş değil. | Open Subtitles | أعلم بأنه ليس سهلاً أن يكون الإنسان نباتياً، ياليسا |
Adamın başını vücudundan tek hamlede ayırmak kolay iş değilmiş. | Open Subtitles | ليس بالأمر السهل أن تزال رأس رجل عن كتفة من ضربة واحدة |
Köşende kendin hakkında yazılar yazıyorsun. Biraz kolay iş değil mi? | Open Subtitles | في عمودك في الجريدة، انت تكتبين عن نفسك، هل هذا سهل. |
- kolay iş ama. - Gündüzleri pek sorun etmiyor. | Open Subtitles | عمل سهل بالنسبه له لا يمانع في ساعات العمل |
Bak, üç tank kolay iş. 20 metre köprü ayrı bir mesele! | Open Subtitles | إسمع , مع ثلاث دبابات الأمر سهل ولكن مع جسر طولة 60 قدم شىء آخر |
Parayı arttırıp kolay iş olacağını söylüyorsun. | Open Subtitles | ترفع قدر المال، وتدعوها بالمهمة السهلة. |
kolay iş. | Open Subtitles | نعم، هذا أمر سهل. |
kolay iş. | Open Subtitles | ولكنه أمر سهل |
Bir aile ve kariyer ile boğuşup aynı zamanda yalnız bir baba olmak kolay iş değil. | Open Subtitles | ليس سهلاً أن تكون والداً أعزباً. |
Broadway yapımcısı olmak kolay iş değil. | Open Subtitles | ليس سهلاً أن تكون منتجاً ببرودواي |
Adamın başını vücudundan tek hamlede ayırmak kolay iş değilmiş. | Open Subtitles | ليس بالأمر السهل أن تزال رأس رجل عن كتفة من ضربة واحدة |
Birini muhbire dönüştürmek kolay iş değil. Yavaş ilerleyecek zamanım yok. | Open Subtitles | جعل أحدهم يوشي ليس بالأمر السهل أنا ما عندي وقت للتحرّك ببطء |
Daha fazla alabiliriz. Üçümüz, kolay iş. | Open Subtitles | نستطيع ان نحصل علي اكثر من ذالك بيننا نحن الثلاثة , هذا سهل |
- kolay iş o. - Ne? | Open Subtitles | هذا سهل - ماذا؟ |
kolay iş bu. | Open Subtitles | هذا عمل سهل يا أبي |
Tabii, kolay iş. | Open Subtitles | بالتأكيد، الأمر سهل |