"kolay ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • سهل
        
    • سهلة
        
    • وسهل
        
    • وأسهل
        
    • أسهل
        
    Yaklaşık her ölüm oldukça kolay ve hafif olur, ihtiyaç duyduğunuz sürece en sevdiğiniz insanlar yanınızdadır. TED كل موت على حدة هو سهل ولطيف محاطين بأفضل الناس حولكم طالما تحتاجونهم.
    Eğer bir köprü ya da yol yapmak için borç almak isterseniz bu oldukça kolay ve dolambaçsız ama eğitim için değil. TED لو أردت إقتراض المال لبناء جسر أو طريق، فذلك سهل للغاية ومباشر، ولكنه ليس كذلك بالنسبة للتعليم.
    Bu değiş tokuşu sokak kadar kolay ve içgüdüsel yapan internet araçları ortaya çıkıyor. TED الآن، أدوات على شبكة الإنترنت لجعل التبادل سهلة وغريزية كما في الشارع، انهم في طريقهم الى هناك
    İyi haber şu ki usul adaletinin ilkeleri kolay ve hemen yarın uygulanabilir. TED الأخبار الجيدة أن مبادئ العدالة الإجرائية سهلة ويمكن تطبيقها بسرعة، كغداً.
    Eğer bu kasetteki konuşmaları duyduysan, tam olarak ne demek istediğimi de bilmelisin seninle birlikte olmanın kolay ve eğlenceli olduğunu söylemiştim, bu nedenle devam etmek istediğimi söylemiştim. Open Subtitles لو سمعت حقاَ هذا الحوار فأنت تعرفين بالضبط ما قلت لقد قلت أنه ممتع وسهل أن أكون معك أنني أريد صنع عمل معك
    Üç topla jonglörlük kolay ve normal TED قذف ثلاث كرات طبيعي وسهل
    Tüm sebzeleri doğramak ya da kıymak için daha hızlı, daha kolay ve daha güvenli bir yol yok! Open Subtitles أنها أسرع وأسهل وأمن طريقة للفرم والتقطيع وسحق أيّ خضار. أنها مضمونة، أليكم كيف تعمل.
    Altıgen kurşun kalem yapmanın çok daha kolay ve az masraflı olduğunda karar kıldılar ve bu standart hâlini aldı. TED ووجدوا أنّه أسهل وأقل تبذيرًا أن تصنع الأقلام على شكل سداسي الأضلاع، وهكذا أصبح هذا الشكل هو المعيار.
    Çok kolay ve oy vermeyi çok daha basit ve hızlı hale getiriyor. Open Subtitles انه سهل ويجعل التصويت ابسط واسرع , اتفقنا؟
    Karışımı kolay, uygulaması kolay, ve kuruduğunda çimento kadar da kuvvetli. Open Subtitles سهل الخلط، سهل الوضع، وقوي كالإسمنت عندما يتصلّب
    - Mesafe kolay ve arabayla günde birkaç kere Westonları ziyaret edebilirsiniz. - Doğru. Open Subtitles سهل جدا الوصول اليها سيرا وبالعربة يمكن ان تزور ويستون اكثر من مره يوميا اذا اردت صحيح
    kolay ve basit bir kurt adam dönüşümünün kilit noktası hazırlıktır. Open Subtitles المفتاح لانتقال مستذئب سهل وبسيط هو الاستعداد
    Çok kolay ve hiç rahatsız değil,değil mi? Open Subtitles انة سهل جدا التكلم معكي و انتي غير مرتاحة
    Tercihen, insanların çoktan bozduğu araziler gibi yumuşak, kazması kolay ve topraklı bir yer bulabilir. TED مثاليًا، بإمكانها إيجاد مكانٍ ذو تربة سهلة الحفر كأرض زراعية مُبعثرة من النشاط البشري.
    daha kolay ve daha eğlenceli yapacak yeterli düşünce yok. TED لا يفكرون بعمق في تصميمها حيث تكون سهلة و ممتعة للاستخدام.
    Yeni New Jersey ekspres yolu için fazladan açılan 15 şeritle sürüş daha kolay ve rahat olmalı. Open Subtitles والقيادة ستكون سهلة وواضحة مع 15 ممر إضافي فتحوا في الطريق السريع لمدينة نيوجيرسي الجديدة
    İşte bu. kolay ve hızlı, Open Subtitles هذا كل شيء , سريع وسهل
    Buna "acemi kalmak" derdi ve ürünlerimizi yeni müşteriler için daha hızlı, daha kolay ve kusursuz yapmaya yarayan o küçük detaylara odaklandığımızdan emin olmak isterdi. TED وسَمَّاه تحدي المبتدئ الأزلي، وكان يود التحقق من أننا نركز على تلك التفاصيل الضئيلة لجعل المنتج أسرع وأسهل وأكثر سلاسة لأجل الزبون الجديد.
    Daha küçük, kolay ve fark edilmesi daha zor. Open Subtitles فهو أصغر حجمًا، وأسهل اجتنابًا للرّصد.
    Bu dudakları birbirine dikmekten daha kolay, ve hızlı. Open Subtitles هكذا أسهل بكثير، و أسرع بكثير من خياطة الشفاه معاً.
    Aynı zamanda enfeksiyonu da gösteriyor, ve bunun tedavisi daha kolay ve güvenli. Open Subtitles وتشير أيضاً إلى الإنتان الأمر الذي يبدو أسهل وأضمن في العلاج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more