Ay ışığını yakalamak, böyle bir kadını elinde tutmaktan kolaydır. | Open Subtitles | علمها الشيطان بنفسه أسرار الأغراء من السهل أن تمسك بالقمر |
Bir fikir üreten, riske girmeyi göze alan birini eleştirmek kolaydır. | Open Subtitles | من السهل إنتقاد من يولد فكرة ويتحمل مسؤلية المخاطر التي تصحبها. |
Çocukların çelişkileri hissetmesi çok kolaydır... ve bu ebeveynlerinden şüphe duymalarına neden olur. | Open Subtitles | من السهل على الأطفال أن يشعروا بالتناقض و هذا يشجعهم على مراجعة الآباء |
Çalıştığında ve yaşadığında... ve kim olduğunu bildiğinde, hayat kolaydır. | Open Subtitles | عندما تعملى وتعيشى وتعلمى من أنت حينها ستكون الحياة أسهل |
Pek çok şeyde olduğu gibi ikinci sefer daha kolaydır. | Open Subtitles | وكالكثير من الأشياء فيجب أن تكون سهلة في المرة الثانية |
Bir işle ilgilenen tek kişi sizseniz o konuda uzman olmanız kolaydır. | Open Subtitles | يسهل أن تكون الخبير إن كنت الوحيد بالعالم الذي يبدي ثمّة إهتمام. |
Bu sıkıntılı zamanlarda bir adamı hain ilan etmek kolaydır. | Open Subtitles | فى هذه الأوقات المضطربة من السهل تسمية أى رجل خائن |
Tabii ki ne kadar gizemi çözerseniz çözün birini gözden kaçırmak kolaydır. | Open Subtitles | بالطبع مهما حللت من الألغاز من السهل دائماً ألا تنتبه إلى أحدها |
Kafasında delik olan birinin aklından geçenleri okumak kolaydır, Baron. | Open Subtitles | من السهل قراءة أفكار من لديه فتحة في رأسه بارون |
Zamanı unutmuş olmalıyım. Yapmak kolaydır. Bana her zaman olur. | Open Subtitles | من السهل أن يحدث هذا، فهذا يحدث لي طيلة الوقت |
felakete götüren çöküş Riski artırarak performansı artırmak çok kolaydır. | Open Subtitles | أنه من السهل جدا تحسين الأداء باتخاذ خطوات أكثر خطورة |
Hissiz olmak, kolaydır. Bir şeyi önemsemekse cesaret ve ahlak ister. | Open Subtitles | من السهل أن تكون مستهتراً لكن يستلزم الأمر شجاعة لتهتم بالأمر |
Sadece sırları olan bir belediye başkanını yönetmek kolaydır diyorum. | Open Subtitles | انا فقط أقول مختار مع الأسرار من السهل السيطرة عليها |
Cesaretin kırılması kolaydır ama kırılmasın. Böyle birşey için değil. | Open Subtitles | من السهل أن تشعر بالإحباط لكن ليس مع شئ هكذا. |
Çalıştığında ve yaşadığında... ve kim olduğunu bildiğinde, hayat kolaydır. | Open Subtitles | عندما تعملى وتعيشى وتعلمى من أنت حينها ستكون الحياة أسهل |
Bazen istediğini elde etmek içindir bazen de sadece daha kolaydır. | Open Subtitles | أحياناً تكون وسيلة للحصول على ماتريد وأحياناً يكون أسهل شيء لفعلة |
Bir servet yapmak kolaydır; başka insanların dişlerini şekerleyeceksin seninkileri değil. | Open Subtitles | إنها قاعدة سهلة لكى تجمع ثروة عليك أن تفسد أسنان الآخرين |
Drama ve zıtlaşmalar, heyecanlıdır ve kolaydır. - Bir fark yaratmak sıkıcı olabiliyor. | Open Subtitles | الدراما و الصراع مثيرة و سهلة إحداث فرق يمكن أن يكون مملاً جداً |
Kısa hayatı sebebiyle unutulması kolaydır ama İnternet son 30 yılda birçok kez değişmiştir. | TED | ونظرًا لقصر عمر الإنترنت، يسهل نسيان أن الإنترنت قد تغير عدة مرات خلال الثلاثين عامًا الماضية أو أكثر. |
Kullanılmaları daha kolaydır ve işin bitince bir kenara fırlatıp atarsın. | Open Subtitles | انها اسهل في الاصابه و يتخلصوا منك عندما تنفذ ما يريدوا |
Çalıştığım birçok yerde, otomatik bir silah elde etmek temiz içme suyu elde etmekten daha kolaydır. | TED | في كثير من المناطق التي عملت بها، من السهولة بمكان الحصول على بندقية آلية من أن تحصل على ماء عذب للشرب. |
Çevrelerini kuşattın mı gerisi kolaydır. | Open Subtitles | كل ما علينا أن نفعله هو أن نطوقهن، وبعدها يصبح الأمر سهلاً |
Alçak olmak çok daha kolaydır. Sadece insanları utandır, kızdır yeter. | Open Subtitles | انه من الأسهل ان تكون قبيح المنظر وترتدي الوان غير متناسقة |
Eğer bir ülke güçlü ve olumlu bir imaja sahipse, Almanya, İsveç veya İsviçre gibi, her şey kolaydır, her şey ucuzdur. | TED | إذا كانت الدولة تمتلك صورة إيجابية عظيمة، مثل ألمانيا أو السويد أو سويسرا، كل شيء سيكون سهلا ورخيصا. |
Atı kendin öldürmediğin zaman zamk kullanmak kolaydır. | Open Subtitles | نعم، هو سهلُ لإسْتِعْمال الصمغِ عندما أنت ليس من الضروري أن إقتلْ الحصانَ بنفسك. |
Bitkilerle çalışmak hayvanlarla çalışmaktan çok daha kolaydır. | TED | والامر اكثر سهولة ان كان ذلك الكائن الحي هو نبتة اكثر بكثير من كونه حيوان .. مثلاً |
Külü fayansın üzerinden süpürüp atmak halıdan daha kolaydır. | Open Subtitles | هو أسهلُ للكِناسَة الرماد فوق مِنْ البلاطةِ مِنْ للحُصُول عليه خارج السجادةِ. |
Bunu söylemek çok kolaydır, meme uçların iyice koyulaştı mı? | Open Subtitles | من السّهل جداً معْرِفة، يَعمَلُ كَ الحلمات هَلْ الرهبان الكرمليون؟ |
Bir tecavüzcünün izini sürmek bir katilinkinden kolaydır, çünkü tanıklar vardır. | Open Subtitles | من الاسهل ان نتعقب مغتصب بدلا من قاتل بسبب وجود شهود |
Kibar olanlara, kibar davranmak her zaman kolaydır, değil mi? | Open Subtitles | من السّهلِ دائماً المُعَالَجَة الواحد اللطيفة لطيفة، أليس كذلك؟ |