"kolaylaştırır" - Translation from Turkish to Arabic

    • أسهل
        
    • يسهل
        
    • اسهل
        
    • سيسهل
        
    • سهولة
        
    • هيّنة
        
    • الأسهل
        
    • سيسهّل
        
    • لحياة
        
    • ستساعدك
        
    • يسهّل
        
    • يخفف
        
    • ويسهّل
        
    • يجعل من السهل
        
    • تسهل
        
    Zihinsel rahatsızlıkla ilgili açık bir konuşma engelleri aşındırır, ve kişilerin yardım istemelerini kolaylaştırır. TED التحدث عن المرض الذهني بطريقة طبيعية يساعد في التغلب علي وصمة العار ويجعل طلب المساعدة أسهل على المرضى
    Kayaları çapalama, olur mu? Bu, işimi kolaylaştırır. Open Subtitles حاول أن لا تجرف الصخور هذا يجعل من عملي أسهل
    - kolaylaştırır size de kulüp ne buldum Sadece gibi. Open Subtitles مثل التى عثرت عليها فى النادى , ذلك يسهل الامر
    İçeri zorla da girebilirim, ama anahtar işleri kolaylaştırır. Open Subtitles انا استطيع اقتحام المنزل, ولكن, المفتاح سيجعل الأمر اسهل
    İyi niyet, kanundan kurtulmayı kolaylaştırır. Open Subtitles إيدا النية الحسنة سيسهل علينا انتهاك القانون
    Bu, o kişinin söyleyeceği şeyle bağlantı kurmayı kolaylaştırır. TED يجعل مشاركة ما يجب أن يقوله ذلك الشخص أكثر سهولة.
    Demek ki seni sevdi. Bu, işleri kolaylaştırır. Open Subtitles إذا أنت على وفاق معه هذا سيجعل الأمر أسهل.
    Biliyor musun bunu ne kolaylaştırır, şu an konuştuğun insan yanındaymış gibi yapmak. Open Subtitles أتعرف ما الذى يجعل هذا أسهل إنة أحيانا يتظاهر بأنة شخص... أخذتة بجانبى.
    Aşağıda çalışmamızı kolaylaştırır. Open Subtitles هذا يجعل العمل أسهل تحت الأرض أظن أن هناك رؤية
    Ateş açanların kimlik tespiti mahkemede işimizi kolaylaştırır. Open Subtitles إن تعرّفتِ على مطلقي النار كلاهما فسيكون موقفنا أسهل وقت المحكمة
    Limbik sistem, beyin kenarındaki geçici loplarla alın arkasındaki ön loplar arasındaki bağlantıyı kolaylaştırır. Open Subtitles الجهاز الحوفي يسهل اتصالات بين الفص الصدغي على جانب من الدماغ والفص الجبهي خلف الجبين.
    Bu ev kiralamayı kolaylaştırır. Open Subtitles حسنا، سوف يسهل هذا الحصول على عقد الإيجار.
    İki evren arasındaki mevcut bağ ruhsal bağ kurulmasını kolaylaştırır mı? Open Subtitles أيمكن للرابط بين الكونين أن يكون ما يسهل هذا الرابط الروحي ؟
    Şu an polis merkezine gidiyoruz. Eğer bizi takip etmek istersen harika olur, işimi epey kolaylaştırır. Open Subtitles نحن سنذهب إلى مركز الشرطة اذا اردت أن تتبعنا ستجعل عملى اسهل كثيرا
    Birkaç gönüllü daha olursa bu işimizi kolaylaştırır. Open Subtitles ‫حسنا سيكون الوضع اسهل ‫لو حصلنا علي بعض المتطوعين
    Bu sahip olduğun her şeyi almasını kolaylaştırır. Kadının da dahil, şu an onunla birlikte. Open Subtitles لا، لا، سيسهل ذلك أخذ كل شيء عنك بما في ذلك المرأة التي معه الآن
    Galeri için işleri kolaylaştırır. Hadi yemek yiyelim. Open Subtitles وسيجعل الأمر أكثر سهولة لي للحصول على دعم للمرأب
    Oğlunu geri getirmez ama işleri senin için biraz kolaylaştırır. Open Subtitles انها لن ترجعه للحياة , لكن ستجعل الامور هيّنة عليك بعض الشئ.
    Çimen üzerindeki ıslak plastik perde. Bu işi kolaylaştırır. Open Subtitles ينزلق بلاستيك على العشب مما يجعل من الأسهل
    Bu onların sendikalaşma savunmalarını kolaylaştırır. Open Subtitles هذا سيسهّل حجتنا عندما نقول أنهم كانوا يشكلون نقابة
    Uyumanı kolaylaştırır. Open Subtitles إنها أحد حبوبي ستساعدك على النوم
    İlişkiler kurar, anlaşmaları kolaylaştırır ve bunlardan kendisine pay alır. Open Subtitles يقم بعمل تقديمات، يسهّل عقد الصفقات، ثمّ يأخذ حصّة لنفسه
    Sonunda yola geliyorsunuz. Şarkı söylemek işinizi kolaylaştırır. Open Subtitles الآن تفهما ما أريد الغناء يمكن ان يخفف همكما الثقيل
    Polarizasyon, aşırı ışık kirliliği ve neme yol açar ve kenarları algılamayı kolaylaştırır. Open Subtitles الاستقطاب سوف يثبّط التلوث الضوئي الزائد ويسهّل اكتشاف الحافة
    Şimdi, sıtma hastalığı sivrisinekler yoluyla bulaşır, ve eğer sıtma mikrobu ile enfekte olduysanız kendinizi hasta hissedersiniz, bu da sivrisineklerin sizi ısırmasını kolaylaştırır. TED الآن, الملاريا تنتقل عن طريق البعوض, و من الطبيعى إذا كنت مصاباً بالملاريا, و تشعر بالتعب, هذا يجعل من السهل على البعوضة أن تلدغك.
    Tarihçiler dönüm noktalarını severler çünkü bu, öncesi ve sonrası hakkında konuşmayı kolaylaştırır. TED يحب المؤرخون الأحداث المفصلية لأنها تسهل لهم التحدث عن الأحداث السابقة وما حدث من حينها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more