"kollektif" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجماعية
        
    • الجماعي
        
    • جماعية
        
    bu tamamen onların kollektif bilgeliklerinden doğaçlama olarak ortaya çıktı. TED لقد جاء الأمر بطريقة عفوائية عبر حكمتهم الجماعية.
    Bu, belirli bir problem üzerinde çalışan biliminsanlarının kollektif bilgeliğine, kollektif bilgisine, kollektif çalışmasına dayanır. TED انها قائمة على المعرفة و الحكمة الجماعية لكل العلماء الذين يعملوا في مشكلة محددة
    Coğrafya, gelenek, kollektif bellek: Bunlar önemli kavramlar. TED الجغرافيا، والتقاليد، والذاكرة الجماعية: هذه الآمور مهمة.
    Masallarla yapılacak bir şeyler olduğunu düşünüyorum, Masallar hepimizi kollektif bir şuura yönlendirir. TED لذا أعتقد أن هناك طرقاً للتعامل مع الخرافات، الخرافات التي نحملها في وعينا الجماعي.
    Büyük tarih bize karmaşıklığımız ve kırılganlığımızı, karşımıza çıkacak tehlikeleri gösterebilir, ama aynı zamanda da kollektif öğrenme sürecinin bize verdiği gücü de gösterebilir. TED إذاً ما يمكن أن يفعله التّاريخ العظيم هو أن يرينا طبيعة التّعقيد و الهشاشة التي نتّصف بها و المخاطر التي تواجهنا، كما أنّه قد يرينا قوّتنا بالتّعلم الجماعي.
    "Organize" çünkü bunu kollektif olarak, grup halinde yaparlar ve "şüpheci" çünkü güvensizlikten yola çıkarlar demek istedi. TED و قد عنى بقوله منظم ﻷنهم يعملونها بصورة جماعية يعملونها كمجموعة و الشك ﻷنهم يفعلونها من وضع عدم الثقة
    beraber çalışma kapasitesinde ve birlikte kollektif düşünmekte, ki bu da zamanla çok sıkı çalışarak elde edilebilir. TED بل فى قدرتهم على العمل معًا والتفكير بطريقة جماعية. وتلك القدرات يمكن بناؤها فقط عبر مرور الوقت والكثير من العمل.
    Basitçe söylemek gerekirse, biz, tüm insanlık bir araya getirilmeksizin kollektif dehamızın en mükemmel dışavurumu olamayız. TED بكل بساطةٍ، لا يمكننا أن نكون التعبير الأكثر امتيازاً للعبقرية الجماعية بدون مقاييس إنسانية وضعت بهدف دعمها وتحملها.
    Bugünün konuşması için önemli olan şey, bakterilerin bu tarz kollektif şekillerde gerçekleştirdiği yüzlerce davranışın mevcut olması. TED المهم بالنسبه لمحاضره اليوم ان نعرف ان هناك مئات من السلوكيات التي تقوم بها البكتيريا بنفس الطريقه الجماعية
    İkinci neden; bu yeni bir şey, dünya tarihinde yeni bir döneme girdik ve bu yeni dönemde siyasete yön veren şey artık kollektif (toplumsal) duygular, bu kadarı hiç görülmemişti. TED ثانيًا، وهذا جديد، أننا قد دخلنا مرحلة جديدة في تاريخ العالم فيها المشاعر الجماعية ترشد وتضلل السياسة أكثر من أي وقت مضى.
    Paul’un insan tarihinde en büyük ve en hızlı büyüyen hareket olarak adlandırdığı WISER dokuman ve link düzenliyor: bugünün tehditlerine karşı insanlığın kollektif bağışıklık yanıtı. TED "أكثر حكمة" خرجت في مؤلفات لتربط و تدعم ما يسميه باول الحركة الأعظم و الحركة الأسرع نمواً في تاريخ البشرية إستجابة مناعة البشرية الجماعية لمخاطر اليوم
    ve burda gördüğümüz sanırım küçük ve kollektif değişim hareketleri . . . TED لذا فما نراه، باعتقادي، أن حركات التغيير، الصغيرة و الجماعية هذه ربما بامكانها تحريك كيان كامل مثل نظام السجن لدينا في اتجاه من الأمل.
    Bildiğim kadarıyla, doğal bir hayvan popülasyonunda süregiden bir kollektif davranışın evrimini ilk kez takip edebiliyorduk. Böylece neyin en çok işe yaradığını bulabiliyorduk. TED حسب علمي، هذه هي المرة الأولى التي استطعنا فيها أن نتتبع التطور المستمر للسلوك الجماعي في مجتمع طبيعي من الحيوانات واكتشاف ما الذي يعمل بشكل أفضل.
    Buralarda yaşayan milyonlarca mülteci var, dürüst olmak gerekirse, onlar karşılaştıkları bütün zorluklarla ve kollektif güvenliğimizin ilk savunma hattıyla bölgedeki istikrarın önemli destekçileri TED لديهم الملايين من اللاجئين هناك، ولنكن صادقين، هم دعائم الاستقرار بالمنطقة، مع كل الصعوبات التي واجهوها، وخط الدفاع الأول لأمننا الجماعي.
    Yeni başkana seçim sırasındaki davranış ve üslubunu kabul etmediğimizi gösteren kollektif sesin bir parçası olmak istedim. TED كان علي أن أكون جزءًا من الصوت الجماعي الذي أراد أن يرسل رسالة واضحة إلى الرئيس الجديد بأننا لن نقبل أو نتغاضى عن سلوكه أو خطاباته أثناء الانتخابات.
    kollektif bilinçdışından yeniden doğdum! Open Subtitles لقد بُعِثتُ من جديد ! من اللاوعي الجماعي
    kollektif güvenlik yeterli değildir TED الأمن الجماعي ليس كافيا.
    Birçok kırsal yerleşimde olduğu gibi Bertie kasabası da gelecekte kollektif üretim ve paylaşımın tesis edilemeyeceğinden muzdarip. TED لعل أكثر أمر تعاني منه مثل كثير من المجتمعات المشابهة لها، هو أنه ليس هناك مشاركة جماعية استثمارية في مستقبل المجتمعات الريفية.
    Dünyada birçok kentinde, alan ve yönetmeliklerle ilgili olarak gerçekleşen mütevazi değişikliklerin, toplumların kollektif hayal gücü ile yönetim, sosyal organizasyon ve altyapı konularında o topluma uygun bir format yaratması ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu konu, gerçekten kentleşmede demokratik politikalarının yeniden şekillendirilmesinin merkezinde yer almakta. TED وأنا أفكر بكيف يمكن لهذه التغيرات المتواضعة بالمساحة والسياسة في المدن المختلفة في العالم، وبشكل رئيسي في استعجالية مخيلة جماعية بينما هذه المجتمعات تعيد تصور أشكال الحكم الخاصة بها، التنظيم الاجتماعي والبنية التحتية، إنها حقا أساس التكوين الجديد للسياسات الديموقراطية لمدنية.
    Nihai olarak bu bizi bir fikre daha ulaştırır: Biliminsanları, kanıtları kollektif olarak değerlendiriyorsa, bu, tarihçileri, bilimin ne olduğu, bilimsel bilginin ne olduğu üzerine bir konsensus sorusuna odaklanmaya yöneltir: organize şüphecilik ve kollektif şüphecilik sürecinde bilimsel uzmanlar kanıtları inceleyip, bununla ilgili bir hükme vardılar mı? evet mi hayır mı? Öyleyse bilimsel bilgiyi, uzmanların konsensusu, TED و هذا يأتي بنا أخيرا لفكرة أخرى لو أن العلماء يحكمون في الدليل بصورة جماعية فهذا أدى الى تركيز المؤرخين على سؤال "الاجماع" في نهاية اﻷمر فان العلم أو المعرفة العلمية ان المعرفة العلمية هي هي اجماع الخبراء العلميين الذين استطاعوا الحكم على البرهان و الذين من خلال هذا الفحص الدقيق و الشامل قد استطاعوا الحكم على الدليل و استنتجوا أو وصلوا لقرار في هذا الشأن بنعم أو لا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more