"koltuğuna" - Translation from Turkish to Arabic

    • مقعد
        
    • مقعدك
        
    • المقعد
        
    • كرسي
        
    • لمقعدك
        
    • مقعده
        
    • بمقعد
        
    • بكرسي
        
    • كرسيك
        
    • خلف المقود
        
    • مقعدكِ
        
    • مقعدِ
        
    • مقعدِكَ
        
    • لمقعد
        
    • على أريكتك
        
    Çok komiksin Dişlek. En azından çocuk koltuğuna ihtiyacım yok. Open Subtitles كم أنت طريف، على الأقل لستُ بحاجة لإستخدام مقعد مُعزّز.
    Bunu yapabilmek için, kullanıcıyı tekrar sürücü koltuğuna koymak zorundayız. TED ولكي نتمكن من ذلك، يجب علينا إعادة المستخدم إلى مقعد القيادة
    Devam et. koltuğuna otur. Arkaya geç. Open Subtitles ادخلي حبيبتي واجلسي في مقعدك واربطي الحزام جيدا
    Arabama gittiğimde her şeyi arkaya atıyorum ve sürücü koltuğuna çöküyorum. TED وعند دخولي سيارتي، ألقيت كل شيء على المقعد الخلفي، وانهرت على مقعد القيادة.
    Ben giymek zorundayım yoksa çocukları çocuk koltuğuna oturtmadığım için ceza yiyorum. Open Subtitles عليّ لبس واحدة لأنّ لديك تذكرة لعدم وضع الأطفال في كرسي السّيارة.
    Üzgünüm ama koltuğuna geri dönmen gerekiyor artık. Open Subtitles أنا آسفة، ولكن عليك العودة لمقعدك الأن.
    Ve Müttefikler'deki yeri sarsılırsa, onun koltuğuna ben aday gösterilirim. Open Subtitles إذا مقامه ضمن التحالف قوّض، أنا سأكون مرشّحا لورث مقعده.
    Sizi her gün etkileşim halinde olduğunuz gerçek dünya bırakmaktansa, sürücü koltuğuna koymanın daha iyi yolu nedir? TED وهل من طريقة أفضل لإعادتك في مقعد القيادة من إعادتك إلى العالم الحقيقي الذي تتفاعل معه كل يوم
    Eğer bir çocuğu oto çocuk koltuğuna oturtturursanız, çocukların %18.2'si ölüyor. TED إذا وضعت الطفل في مقعد السيارة ، 18.،2 في المئة من الأطفال يموتون
    Ona sevdiğim kadınla arabanın arka koltuğuna gittiğimi, ve 10 dakikadan evvel dönmeyeceğimi söyle. Open Subtitles اخبره إني ذاهب إلى مقعد السيارة مع المرأة التي أحب، ولن أعود لمدة عشر دقائق
    Pilot koltuğuna alışığım da. Gemi sende. Open Subtitles لقد تعودت على مقعد الطيار التحكم في يدك الآن
    Helen'la birliktesin ve koltuğuna geri dönmelisin. Evet. Teddy'nin peşinden git. Open Subtitles أنت مرافق لهيلين و يجب أن تعود إلى مقعدك نعم الدور على تيدي
    Yemek servisi yapmak üzereler, belki koltuğuna dönmek istersin. Open Subtitles لقد أوشكو على تقديم العشاء لذا ربما تريد العودة إلى مقعدك
    Colonial One'daki rahat koltuğuna tekrar oturana kadar iyi bir yerde sakla. Open Subtitles حتى تخرجى من هذه الصخرة وستجلسين فى مقعدك اللطيف على رئاسة المُستعمرات ثانية
    Bir arabanın ön koltuğuna oturmayalı uzun zaman olmuştu. Open Subtitles لم تتأتى لي فرصة الجلوس في المقعد الأمامي منذ وقت طويل جداَ بالمناسبة
    Bir arabanın ön koltuğuna oturmayalı uzun zaman olmuştu. Open Subtitles لم تتأتى لي فرصة الجلوس في المقعد الأمامي منذ وقت طويل جداَ بالمناسبة
    Pilot koltuğuna oturmayı çıkar aklından. Open Subtitles هذا الرجل مصاب بالخربشة ،لن يجلس في كرسي الطيار بالتأكيد
    Tüm hayatımı film setlerinde geçirdim, ama hiç yönetmen koltuğuna oturmamıştım. Open Subtitles لطالما كنت بجوار موقع تصوير الأفلام لكنتت لم أكن على كرسي الإخراج
    Sessiz cırt-cırt, koltuğuna kadar sana rehberlik eden beyzbol biletleri. Open Subtitles "فيلكرو" صامت، تذاكر بيسبول والتي تقودك لمقعدك
    Ve oğlumu araba koltuğuna oturttuk, kemerini bağladık ve sessizce camiye doğru yol aldık. TED ووضعنا ابننا في مقعده بالسيارة، ربطنا حزام أمانه وقدنا بصمت و بتوتر إلى المسجد.
    Dikkatini çekmek için bir ara soyunup arka koltuğuna saklanmayı bile düşündüm. Open Subtitles لقد اعتقدت أنه يتوجب علىَّ أن أخبئ مؤخرتى و هى عارية بمقعد سيارتك الخلفى لأجذب انتباهك
    lazer topları ile kalp ameliyatı yapabiliyorlar, ama diş tedavisi olunca, hala da işkence koltuğuna oturmalı, ve birilerinin dişinin içini delmesine, izin vermelisin. Open Subtitles يمكن للأطباء معالجة أمراض القلب بواسطة ليزر، لكن عند معالجتهم لوجع الأسنان، ما زال واجباً أن يضعوك بكرسي التعذيب
    Mesela seni koltuğuna bağlayıp evdeki bütün ışıkları açtığım bir rüya gördüm. Open Subtitles مثل ذلك الحلم الذي أدمر فيه كرسيك و أشعل الأنوار في كافة أنحاء المنزل
    Transam'ın koltuğuna oturduğum an sorumluluk bana ait değil mi? Open Subtitles عندما أكون خلف المقود ، أكون المسؤول ، صحيح ؟
    Bu yüzden, o kendine gelirken sen de koltuğuna geri dön, tamam mı? Open Subtitles وهو الآن يشعر بتحسن هيا لنأخكِ إلى مقعدكِ ، حسناً ؟
    Elaine, yardımcı pilot koltuğuna oturmanı istiyor Open Subtitles إلين، يُريدُك الجُلُوس علي مقعدِ مساعدَ الطيار.
    - Yani sürücü koltuğuna ters oturup Büyük Kanyon'a öyle mi gireceksin? Open Subtitles لذا قَصَّه أَو هو سَيَنتهي مثل سفرتِنا العائليةِ إلى أريزونا. تَعْني، أنت سَتَستديرُ في مقعدِكَ ويَقُودُ الصالةَ تقريباً إلى الوادي الكبيرِ؟
    Yolcu koltuğuna otur! Bu çocuğu paketleyip Bolivya'ya göndereceğim! Open Subtitles توجهي لمقعد الركاب,و سأرسل هذة الطفلة إلى بوليفيا في صندوق
    koltuğuna birkaç saatlik oturup kafayı çeksem alınır mısın? Open Subtitles هل ستشعر بالإســاة إن جلست على أريكتك لبعض الوقت وثملت؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more