"koltuğundan" - Translation from Turkish to Arabic

    • مقعد
        
    • مقعده
        
    • كرسيك
        
    • كرسيه
        
    • ويمنحه
        
    Eski bir araba koltuğundan çıkardım. Open Subtitles أنا جردت تشغيله مقعد سيارة السكك الحديدية القديم.
    Hey, o lanet olasıca iğrenç şeyi, kahrolası arabamın arka koltuğundan uzak tutun! Open Subtitles هااي ، أخرجوا هذا الشيء القذر من مقعد سيارتي اللعينه ضعوها في حقيبة السياره
    Onu bu kadar sinirli görmemiştim. Sonra birdenbire koltuğundan yukarı doğru çekildi sanki görünmez bir el onu tutmuş gibi. Open Subtitles لم أره من قبل بهذا الغضب و على حين غرةٍ سُحب من مقعده بواسطة يد خفية أو شيء ما
    Yılın beklentisi, onun koltuğundan atılıyor olması olacak... Open Subtitles إنه يقفز من مقعده من أجل .. فرصة السنة ستكون
    İtiraf etmeliyim ki, Lordlar kamarasındaki koltuğundan vazgeçmeyi önerdiğin zaman akıl sağlığını sorgulamaya başladık. Open Subtitles أنا أعترف أنه عندما إقترحت فى الأول أن تهجر كرسيك فى منزل الأمراء أنا بدأت أشك فى قواك العقلية لكن ..
    Kanepesinden çalışma masasına, koltuğundan duvardaki dekorlara kadar uygun mobilyalar düşünülmüş ve çizimleri yapılmıştı. Open Subtitles الخطط رسمت الأثاث المناسب لفوهرر الرايخ من أريكته حتى طاولته المناسبية و من كرسيه ذو المسنـّد حتى الستائر على الحائط
    Ona bebek koltuğundan bahsettim kendini kötü hissetmemeli. Open Subtitles قلت لها عن مقعد الطفل حتى لا تشعر بالحزن الشديد
    Tüm şehri yolcu koltuğundan gördüm. Open Subtitles لقد رأيتٌ المدينةَ كلها من على مقعد الركاب
    - Yaradaki noktalamanın azlığı atış mesafesinin yolcu koltuğundan daha uzak olduğunu gösteriyor. Open Subtitles عدم وجود تناثر لدم من هذه الجروح يشير إلى مسافة أكبر من مقعد الراكب.
    Dünyayı sonsuza kadar değiştirecek yolculuğun yan koltuğundan mı bahsediyorsun? Open Subtitles مقعد بجانب الحلبة لهذا العالم المتغير إلى الأبد
    Hayır. Sürücü koltuğundan kalk. Open Subtitles لا، لا ، لا، لا إخرجى من مقعد القياده
    Onu koltuğundan kaldırmaya çalışmalı ve diğer yolculardan uzaklaştırmalıyız. Open Subtitles أن نحاول إخراجه من مقعده وبعيداً عن المسافرين الآخرين
    Babanı oturduğu koltuğundan atmak için Senatoyu güvensizlik oyu toplamaya zorluyor. Open Subtitles إنها تدفع للتصويت "لا ثقة" في مجلس الشيوخ لإجباره على التخلي عن مقعده.
    koltuğundan vazgeçmesi için Senatoyu güvensizlik oylaması yapmaya zorluyor. Open Subtitles هيَ تضغط في "مجلس الشيوخ" للتصويت على حجب الثقة لإجباره على التخلي عن مقعده.
    koltuğundan ne zaman kalkacağını çok iyi biliyormuş. Open Subtitles كان يعرف متي بالضبط عليه أن يغادر مقعده
    Fakat, aranızdan hiç kimse de koltuğundan kalkıp şunu düşünmedi: "Peki! Nasıl alkışlayabilirim? TED لكن، لم يتحرك أي منكم من مقعده ليفكر، "حسناً! كيف يمكنني التصفيق؟ حسناً، ربما...
    Yumuşak koltuğundan ve güzel manzarandan ayrıldığına göre bu adam çok önemli olmalı. Open Subtitles هذا الرجل لابد أنه مهم للغاية ستترك كرسيك المريح على الطائرة هو الرجل التاسع ثراءً في منطقة فلوريدا
    Senin şu gülünç koltuğundan daha fazla anlam ifade ettiğini. Open Subtitles ان هذا يعني اكثر من كرسيك السخيف والصغير
    Bu sefer koltuğundan ailesinin iyiliği için kalkar. Open Subtitles لقد حان الوقت لينهض من كرسيه لمصلحة العائلة.
    İzin verirseniz, Bay Rather yine koltuğundan şikayet ediyordu. Open Subtitles فلتعذروني.. أيها السادة سيد راذر يشتكي من كرسيه ثانية!
    Yeni neslin öne çıkıp, ihtiyarları sağlam bir tekme ile koltuğundan etmesi gerekir. Open Subtitles أنه بحاجة للجيل القادم ليمضي قدماً ويمنحه تشجعياً قوياً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more