"koltuğunu" - Translation from Turkish to Arabic

    • كرسي
        
    • مقعد
        
    • المقعد
        
    • مقعده
        
    • كرسيك
        
    • مقعدك
        
    • كرسيّ
        
    • مقعدها
        
    • كرسى
        
    • كرسيّها
        
    • بمقعد
        
    • بمقعده
        
    • المقعدَ
        
    • أريكتها
        
    Babanın koltuğunu göremeyince kendisinin de gittiğini sandı. Open Subtitles لقد رأى كرسي أباك عندما أخرجته وهو خائف أن يذهب أباك أيضاً إنه يتوقع الغدر
    Bu arada arabanızdaki çocuk koltuğunu yanlış yerleştirdiğinizi fark ettim. Open Subtitles بالمناسبة انا لم أستطع المساعدة لكنني لاحظت أن كرسي الطفل في سيارتكم غير موضوع بطريقة سليمة
    Sam'in Oğlu'nu yakaladılar yine de belediye başkanlığı koltuğunu kaybetti. Open Subtitles القبض عليهم ابن سام، وخسر لا يزال مقعد رئيس البلدية.
    O zaman, origaminin ruhunda, arka koltuğunu yatak yapmayı hiç düşünüyor musun, Kitt? Open Subtitles حسنا حسنا ، إذن وفقا لروح الأوريجامى هل فكرت بتحويل المقعد الخلفي لديك
    Hanımefendi, sakıncası yoksa önünüzdeki beyefendinin... koltuğunu geri çekebilmesi için dizlerinizi biraz çeker misiniz? Open Subtitles سيدتي عل تمانعين في أن تخفضي ركبك حتى يستطيع هذا السيد في المقعد الأمامي أن يرجع مقعده للخلف ؟
    Evet, koltuğunu geri koymuş, değil mi? Open Subtitles اوه نعم .. لقد قام بوضع كرسيك مجدداً ؟ اليس ذلك
    Tek kaygın kaybetmekse kongredeki koltuğunu, öyleyse burada olmak için pek de bir sebebin yok. TED إن لم تكن مستعد لخسارة مقعدك في الكونغرس . هنالك سبب مقنع لكونك هناك.
    İşkence koltuğunu hatırlarsan bence yerinde bir tahmindi. Open Subtitles إن كنتي تذكرين كرسي التعذيب ستقولين إنه تبصر لا بأس به
    - Bir zafer ilanı alamayacaksam Konsül'ün koltuğunu alsam daha iyi olur diye düşünüyordum. Open Subtitles , إذا لا يمكننى أن احصل على الأحتفال . كنت أفكر بدلاً أن آخذ كرسي القنصل
    Bayan Morriseyden, büyükannemin eski koltuğunu onarmasını istiyor musunuz? Open Subtitles ستسألين السيدة موريسي إصلاح كرسي جدتي الهزاز؟
    - Bebek koltuğunu sığdıramazsınız. Open Subtitles هل يمكن أن يتناسب ذلك مع مقعد واحد في السيارة
    Çek silahını, enayi! koltuğunu tam istediğin şekilde ayarla ve şuradaki kontrol düğmeleri ile oynamaktan çekinme. Open Subtitles نلت منك تأكدي أن مقعد بالأسلوب الذي تريدينه
    Kralın koltuğunu buraya getirmem gerekecek. Open Subtitles . لذلك , انا يجب ان احضر مقعد الملك الي هنا
    Yani ofisinizin kapısını kilitleyin ve şu bagaj koltuğunu açın. Open Subtitles يُغلقُ المكتبُ لذا، أنزلْ القمةَ... و افتح هذا المقعد المكشوف
    koltuğunu hala dik duruma getirebileceğimden eminim. Open Subtitles حقيقة أراهن أننى مازلت أستطيع أن أجعل المقعد الخلفى فى وضع رأسى
    Araba koltuğunu alacağım. İşte. Open Subtitles حضّرتُ الطعام في علبة الغداء هناك وسأذهب لأحضر مقعده الخاص بالسيارة
    Pekâlâ, koltuğunu ve eşyalarını kontrol ettik ve silah izine rastlamadık. Open Subtitles حسناً، تفقدنا مقعده و حقائبه المحمولة، و لا يوجد إشارة عن مسدس
    Çünkü koltuğunu taşımak zorundaydım sonra parkemi çizdim, düzeltmesi için Joe'yu çağırdım çatlak boru bulundu, sonra o Cecil'i çağırdı Cecil fareyi öldüren kediyi yedi tüm bunlar Frasier'ın evinde yaşandı! Open Subtitles لأنه كان علي أن أنقل كرسيك ... و الذي سقط على الأرض و الذي جعلني أتصل بجو... و الذي وجد أنابيب سيئه و الذي أتصل بسيسيل
    Bir kemiğin kırılır ya da bileğin zedelenirse mekikteki koltuğunu, saçları fönlü o MlT züppesi kapar. Open Subtitles اذا كسرت عظمة أو لويت كاحلك مقعدك في المكوك الفضائي سيذهب الى معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا
    "Diğer şeylerin yanı sıra, buhar gücüyle çalışan berber koltuğunu icat eden kişidir." Open Subtitles من بين أمور اخرى، كانت صاحبة براءة إختراع كرسيّ الحلاقة البخاري
    Uzun bir günmüş, baskıdan bıkmış ve koltuğunu vermemiş. TED فقد كان يومها طويلًا، وكانت متعبة من الظلم، ولم تتخلّ عن مقعدها.
    Çünkü tavanın bu kısmını açar ve yolcu fırlatma koltuğunu atarsın. Open Subtitles و تطلق كرسى الراكب ككرسى مقذوف
    Arkadaki yolcu 4 saattir koltuğunu ittirip durdu. Open Subtitles الراكب خلفها بدأ بدفع كرسيّها لما يزيد عن ال 4 ساعات
    Sen beni yeni terk etmiştin, ve ben araba koltuğunu düşünüyordum. Open Subtitles لقد تركتني لتوك وكنت افكر بمقعد السيارة
    Bence Sherrod Brown koltuğunu koruyacak ve McCaskill Todd Akin'i yenecek gibi duruyor. Open Subtitles اعتقد ان (شيرود براون) سيحتفظ بمقعده و واضح ان (ماكسيل) سيهزم (تود أكين)
    Yine arabanın koltuğunu ayarlarken sakatlandın, değil mi? Open Subtitles آذيتَ نفسك تُعدّلَ المقعدَ في مرسيدسِكَ ثانيةً؟
    Sonuç olarak kendi koltuğunu aldı Rent-A-Center stili. Open Subtitles و فى النهاية حصلت على أريكتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more