"koltuklarda" - Translation from Turkish to Arabic

    • المقاعد
        
    • كراسي
        
    • مقاعدك
        
    • على الكرسيّان
        
    Özel koltuklarda niye değiliz? Open Subtitles ألم يكن بإمكاننا الجلوس في المقاعد الخاصه ؟
    Sence babam ve benim tam bu koltuklarda oturmuş ve maçı izlemiş olma ihtimalimiz nedir? Open Subtitles إذن ماذا تظنين سيكون إحتمال أنني و والدي جلسنا على هذه المقاعد نشاهد المباراة
    Annen bekleyebilir ne de olsa rahat koltuklarda oturuyor. Open Subtitles بإمكانها الإنتظار إنها تجلس على أكثر المقاعد راحة
    Neden hepimiz normal koltuklarda oturup bunu çözemiyoruz? Open Subtitles لمَ لا نجلس جميعاً على كراسي طبيعية ونحل هذا؟
    - Camın arkasındaki koltuklarda mı oturuyorsun? Open Subtitles -تلك كانت مقاعدك وراء الزجاج؟
    Şu an Omar ve Donowitz, onları bıraktığımız koltuklarda oturuyor olmalılar. Open Subtitles في هذه اللحظات، كلّاً من (دونويتز) و(عمر) لابدّ أنّهما يجلسان على الكرسيّان الذين تركناهما
    Ucuz koltuklarda bir hayatın olsun istemedim. Open Subtitles لم أكن أريد أن تكون حياتكِ في المقاعد الزهيدة.
    Herhalde yani, arka koltuklarda gayet rahatımdır. Open Subtitles بالطبع سأرتاح في المقاعد الخلفية، ماذا تظنين؟
    Ben her koşulda bakacağım. Belki koltuklarda birkaç kumaş bulabiliriz. Open Subtitles سألقي نظرة على أيّة حال، ربما يمكننا إيجاد نسيج من المقاعد.
    Ben oturup gerektiğini düşünüyorumsenin 18.000 $ koltuklarda, Open Subtitles اعتقد ان عليك الجلوس في المقاعد ذوي ال 18 الف
    Köpek sadece ön koltuklarda iki adet bomba tespit etti. Open Subtitles الكلب وجد قنبلتين فقط تحت المقاعد الأمامية
    "Acaba köşeli koltuklarda oturan şu şanslı adamlar kimler? " Open Subtitles وأعتدت أن أقول دوماً: "كم هؤلاء الناس محظوظين بجلوسهم في المقاعد الأمامية"
    Lütfen aşağı yönde devam edin ve zengin Korint derisinden yapılmış koltuklarda rahat rahat oturun. Open Subtitles واصلوا السير إلى الأمام وأجلسوا في المقاعد المريحة... المصنوعة من جلد الكورنثية.
    Deri koltuklarda kayıyorduk. Open Subtitles لقد كنا نتلوى في تلك المقاعد الجلديّة
    Ardından, marsa gidecek, ilk koltuklarda oturacaksın. Open Subtitles على أحدُ المقاعد الأولى لكوكب المريخ.
    Garanti ediyorum, bu odadaki herkesin, sizlerin şu rahat koltuklarda oturan insanların, yukarıda laptoplarla çalışanların, hepimizin vücudu var. TED يمكنني أن أضمن، كل واحد في هذه الحجرة، جميعكم هناك، الأشخاص الذين في المقاعد المريحة، الأشخاص في الأعلى مع الكمبيوترات المحمولة -- جميعنا لدينا أجساد.
    Balıklar koltuklarda oturmuyorlar. TED السمك لا يجلس على المقاعد.
    Ucuz koltuklarda manzara nasıl görünüyor, A.J.? Open Subtitles أيبدو المشهد جيداً من المقاعد الرخيصة يا (أيه. جيه)؟
    O zaman hepimiz yeni koltuklarda uzlaştık. İyi mi? Open Subtitles إذا اتفقنا جميعا أن نشتري كراسي جديدة .جيد
    Evet, ilk geldiğinizde hasır koltuklarda oturup, margarita içiyor, çiçekleri izliyorduk. Open Subtitles نعم، حين إشتركنا أول مرة إعتدنا الجلوس على كراسي الخشب و إحتساء "المارغريتا" و مراقبة الأزهار فحسب
    Bu koltuklarda oturacaktınız. Open Subtitles هذ هي مقاعدك
    An itibarıyla, Omar da, Donowitz de içeride onları bıraktığımız koltuklarda oturuyorlar. Open Subtitles في هذه اللحظات، كلّاً من (دونويتز) و(عمر) لابدّ أنّهما يجلسان على الكرسيّان الذين تركناهما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more