Birleşmiş Milletler Gençlik Konseyi başkanı olarak planlarınız nelerdir? | Open Subtitles | ماهى خططك كرئيس لمجلس شباب الأمم المتحده ؟ |
Kanan'ın Tok'ra Konseyi'ne rapor ettikleri bunlar. Ama birşey kafama dank etti. | Open Subtitles | هذا ما أبلغه كينين لمجلس التوكرا و لكن شيء ما إستوقفني |
Ayrıca 30 senedir Barolar Konseyi'nin her sene yapılan davetini kaçırmadım, ve bunu da kaçırmayacağım. | Open Subtitles | انا لم اتخلف عن الحضور لحفل الغداء السنوي لمجلس نقابة المحامين طوال 30 عاماً، ولن اتخلف عن هذا اليوم ايضاً |
Ben ve Bağımsız Diplomat'taki çalışma arkadaşlarım, Güvenlik Konseyi'nin etrafından dolandık. | TED | حيث ذهبنا انا و زملائي في الدبلوماسي المستقل الى مجلس الامن |
Krallık Konseyi Aella'nın asil bir soydan geldiğini bildirir ve tahta geçişini kutlar. | Open Subtitles | وقد اعلن مجلس المملكه ان أيللا هو الوريث الملكي الشرعيه ليتسلم خلافته للعرش |
Hukuk Konseyi yemeğinin olduğu akşam nişanlanmıştı. | Open Subtitles | في الواقع لقد خُطِبَت في ليلة العشاء بمجلس العدل. |
Size tanıştırmak üzere olduğum kişi lise standartlarının üzerinde iyi bir p.T.A. üyesi duyarlı bir vatandaş ve şehir Konseyi üyesi.. | Open Subtitles | الشخص الذي سأقدمه لكم كان صانع ألعاب مذهل في الثانوية مواطن مهتم والذي اصبح عضو بمجلس الآباء والمعلمين |
Ben hemen Büyü Konseyi'ni bilgilendirmeye gidiyorum. | Open Subtitles | أنا سوف أعود لمجلس السحرة لإعلامهم جميعاً. |
Öğrenci Konseyi seçimi sonuçlandı. | Open Subtitles | نتائج الأنتخابات لمجلس الطلبة أصبحت جاهزة. |
Şehir Konseyi toplantısında yan yol meselesinde herkese ayar veren sizdiniz. | Open Subtitles | أنتي من جعلتي الجميع في آخر إجتماع لمجلس المدينه أن يأجلوه بشأن الطريق الفرعي |
Devam eden yayınımız süresince ilk Güneydoğu Asya Terörle Mücadele Konseyi toplantısı hazırlıkları sürüyor. | Open Subtitles | كجزء من تغطيتنا المستمرة، تستمر التحضيرات لأنعقاد الأجتماع الأول لمجلس مكافحة الأرهاب الآسيوي. |
ABD Milli Güvenlik Konseyi'nde Baş Hukuk Danışmanıdır. | Open Subtitles | إنها المستشار القانوني الأقدم لمجلس الأمن القومي الأمريكي |
Bilmiyorum, şehir Konseyi toplantılarına falan git mesela herkesin kötü saçlı, polyester kıyafetli olduğu sıkıcı C-SPAN programlarındaki gibi. | Open Subtitles | لا اعرف ، اذهب لإجتماع لمجلس المدينة مثل برامج قناة سي سبان المملة تلك حيث الجميع لديه شعر سيئ ويلبس البوليستر |
Houyhnhnm Konseyi karar vermişti. ...onları sonsuza kadar terk etmeliydim. | Open Subtitles | مجلس الهووينيم توصل إلى قرار يجب أن أغادرهم إلى الأبد |
Ben Galaktik Hiper Uzay Planlama Konseyi'nden, Prostetnik Vogon Jeltz. | Open Subtitles | هذا أنا بروستيتنيك فوجون جيلتز من مجلس تخطيط الفضاء المجرى |
Çinlilerin BM Güvenlik Konseyi'nde çekimser kalmasını istiyor demek oluyor. | Open Subtitles | هذا لأنه يريد الصينيون الإمتناع عن التصويت في مجلس الأمن |
Amerikan Balza Konseyi kazananı üniversite için ayırdıkları 1,000 dolarlık bono ile ödüllendirecekler. | Open Subtitles | سيكافيء مجلس البناء الخشبي الفائز هذا العام بألف دولار تحفظ لمنحته الدراسية بالجامعة |
Muhafız Konseyi'nin sizi başkanın halefi olarak atamaktan başka seçeneği kalmayacaktır. | Open Subtitles | مجلس الوصاية لن يكون أمامه خيار سوى الاعتراف بكِ وريثة للرئاسة |
Biz de Siyonist Savunma Konseyi ile bağlantı kurduk, ...onlar da bir boykot düzenlediler. | Open Subtitles | لذا إتّصلنا بمجلس الدفاع الصهيوني، وقد صمّموا مقاطعة. |
Şehir Konseyi'ndeki o koltuğu nasıl aldın sanıyorsun? | Open Subtitles | من تظني قد أعطاكِ ذلك المقعد بمجلس المدينة؟ |
Bu sene Öğrenci Konseyi'nin Topluluk Sosyal Yardım Projesi olarak bunu düşünüyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لمشروع توعية المجتمع الخاص بمجلس الطلبة هذه السنة، إليكما ما فكرت به |