Gözlükleri olan yaşlı bir adam, izlediğin konuğun söylediklerini duyuyor da olsan, ona ait sözler alttan kayarak geçiyor. | Open Subtitles | يرتدي نظارات قديمة، ويقتبس من كلمات الضيف بالرغم من أننا سمعناه بالفعل |
Hasat festivali gecesinde konuğun yemekten erken kalkması kötü şans getirir. | Open Subtitles | من النحس أن يغادر الضيف طاولة طعامنا قبل الأوان ليلة الاحتفال بموسم الحصاد |
"Bir aydan bir sonraki aya senin konuğun işte bu." | Open Subtitles | من القمر الى القمر سيأتيك هذا الضيف |
Genç konuğun beni sen sanıyor. | Open Subtitles | ضيفتك الشابة تظنني أنت |
Ama abi konuğun gözlerini benden alamıyor. | Open Subtitles | ولكن ضيفتك لم ترفع عينيها عني! |
Dr Jones, bizde konuğun ev sahibine hakaret etmesi normal değildir. | Open Subtitles | دكتور (جونز) في بلادِنا هو لَيسَ عادي لضيف إهانة مُضِيفه |
Televizyon röportajını, konuğun çocuğunun babası olduğunu belirlemek için kullanması ve canlı yayında 6 çıplak poponun yayınlanmasından sorumlu olması? | Open Subtitles | عن طريق مقابلة تلفزيونية لتحديد ما إذا كان الضيف قد يكون والد طفلها... وكان المسؤول عن عملية البث من ستة حمير العارية؟ |
Bir konuğun var. | Open Subtitles | أعطني لحظة ساعدي الضيف |
Onur konuğun nerede, Lorenzo? | Open Subtitles | أين هو الضيف المقام على شرفه هذه الحفلة يا (لورينزو)؟ |
"Bakıyorum da hanım konuğun gitmiş." | Open Subtitles | "أرى أن ضيفتك قد خرجت" |
Leona'nın öldürülmesinden önceki gece bir konuğun odasına bir tepsi çikolata kaplı çilek ve bin dolarlık bir şişe Chateau Margaux yollanmış. | Open Subtitles | في الليلة التي تسبق مقتل (ليونا)، صينية من فراولة مغطاة بالشوكولاتة... سُلّمت لضيف مرفوقة بقارورة قيمتها ألف دولار لنبيذ (شاتو مارغو). |