"konuşamıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • التكلم
        
    • لا تتحدث
        
    • لا يتحدث
        
    • يمكنك التحدث
        
    • لا يتكلم
        
    • تستطع التحدث
        
    • يستطيع الكلام
        
    • يمكنه التحدث
        
    • لا تستطيع الكلام
        
    • لايتحدث
        
    • لا يمكنه أن يتحدث
        
    • لا يستطيع التحدث
        
    • تستطيع التحدث
        
    • يمكنك الكلام
        
    • يمكنة الكلام
        
    konuşamıyor. Göz teması kuramıyor. Open Subtitles لا يستطيع التكلم لا يمكن أن يواجه الأخرين بالنظر
    Ölüyor olabilir, hala konuşamıyor ve vaktinizi bununla mı harcıyorsunuz? Open Subtitles لا، ربما تحتضر لازالت لا تتحدث و تضيع وقتك بهذا
    Toni, biliyorsun. İngilizce'yi çok iyi konuşamıyor. Open Subtitles توني انت تعرف أنه لا يتحدث الأنجليزية بشكل جيد
    Benimle kadınlar hakkında konuşamıyor musun? Open Subtitles ألا يمكنك التحدث معي بشأن الفتيات؟
    İngilizce hiç konuşamıyor ayrıca japonca'yı da fazla konuşmuyor. Open Subtitles هو مترجمي في هذا الاستجواب. لدينا فتى لا يتكلم أي الانجليزية. فهو لا يتحدث كثيرا اليابانية ايضآ.
    Artık konuşamıyor fakat onun bilinçaltından olayların parçalarını tamamlayabiliriz. Open Subtitles هو لا يستطيع الكلام ولكن يمكن ان نستخلص آخر الأحداث من عقله الباطن
    Sössüz iletişim kuruyor. Hiç konuşamıyor. TED هو غير لفظي. لا يمكنه التحدث على الإطلاق.
    konuşamıyor, ama beyninde sürekli bağırıyor. Open Subtitles هي كانت لا تستطيع التكلم ولكن في رأسها كانت تصرخ ترجمة : كينو878
    Benimle adam gibi direkt konuşamıyor bile. Open Subtitles إنه لا يستطيع حتى التكلم معي مباشرة كرجل
    Konu hakkında konuşamıyor bile. Open Subtitles لا يمكنها حتى التكلم في المووضوع في التسجيل
    Kızım benimle konuşmuyor, karım benimle konuşamıyor. Open Subtitles إبنتي لا تتحدث معي زوجتي لا تستطيع التحدث معي
    O İngilizce konuşamıyor. Ve sen İspanyolca konuşamıyorsun. Ona nasıl aşık oldun? Open Subtitles هي لا تتحدث الإنجليزية و أنت لا تتحدث الإسبانية فكيف وقعتما في الحب بالضبط؟
    "Kendi yiyeceğini avlama yetisi kazanmış olsa da konuşamıyor, sadece hırıltılar çıkarıyordu. " Open Subtitles على الرغم من أنه يصطاد طعامه بنفسه ولكنه لا يتحدث
    konuşamıyor musun? Open Subtitles ألا يمكنك التحدث ؟
    Şimdilik konuşamıyor ve insanlara karşı biraz oyuncu. Open Subtitles انه لا يتكلم بعد ، وهو قليلا فزع حول البشر
    O hasta ve konuşamıyor. Ama söylediğin her şeyi duyar. Open Subtitles إنه مريض ولا يستطيع الكلام ولكن بإمكانه أن يفهم ما تقول
    Kendini bu durumdan kurtarmalısın. Seninle kimse konuşamıyor. Open Subtitles يجب ألا تغضبي من ذلك لا أحد يمكنه التحدث معكِ
    konuşamıyor, yürüyemiyor bagırsaklarını kontrol edemiyor. Open Subtitles لا تستطيع الكلام او المشي او التبول
    O daha köpek, kedi ya da kalem kelimesinin anlamını bilmiyor. İngilizce konuşamıyor! Open Subtitles إنه لايعرف معنى كلمة كلب او قطة او قلم رصاص، لأنه لايتحدث الانجليزية!
    - Önemi yok, Balli konuşamıyor. Open Subtitles ‏ ‎لا فائدة.. بالي لا يمكنه أن يتحدث.
    konuşamıyor mu yoksa korktuğu için mi konuşmuyor bilmiyorum. Open Subtitles أنا لا أعرف إن كان لا يستطيع التحدث , أو أنه خائف جدا.
    Çünkü babası hakkında çok korkunç rüyalar görüyor ancak bunlar hakkında seninle konuşamıyor. Open Subtitles لأنها ترى كل تلك الكوابيس عن أبيها لكنها لا تستطيع التحدث إليكِ بشأنها
    Bir yerlere vurabiliyorsun, eşyaları kırabiliyorsun da niye konuşamıyor musun? Open Subtitles ماذا، يمكنك الطرق و تكسير الأشياء إذن، لِمَ لا يمكنك الكلام ؟
    Birkaç yıl önce inme indi. Artık konuşamıyor. Open Subtitles . لقد أصيب بجلطة منذ أعوام مضت - . ولا يمكنة الكلام ألأن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more