| Aldo, dün akşam konuşmamız gereken başka bir şey daha vardı. | Open Subtitles | ألدو، هناك شيء آخر كان علينا مناقشته البارحة. |
| Bence konuşmamız gereken -- Aslında küresel pazar. | TED | أعتقد أننا يجب أن نتحدث عن.. في الحقيقة، هذا مهم. |
| Şu anda konuşmamız gereken bu yerle ilgili bir şey. | Open Subtitles | ما يجب أن نناقشه الآن هو شيء حول هذا المكان. |
| Morgan'ın geçmişi için konuşmamız gereken biri daha çıktı. | Open Subtitles | هذا يبدو شخصا يجب ان نتحدث اليه لمزيد من المعلومات |
| Şimdi, birlikte konuşmamız gereken çok şey var, değil mi? | Open Subtitles | الآن، لدينا الكثير لنتحدث بشأنه أليس كذلك؟ |
| konuşmamız gereken şeyler var. | Open Subtitles | سوف تبقي لفترة لدينا العديد من الاشياء لنناقشها سويا |
| Parti konuklarınızdan biri hakkında konuşmamız gereken acil bir durum var. | Open Subtitles | لدينا مسألة عاجلة نريد التحدث معك عن أحد الضيوف |
| Evet, bu da konuşmamız gereken konulardan biri. | Open Subtitles | نعم , ذلك الشيء علينا التحدّث بشأنه |
| Saati aldı hanımefendi... ve sizinle başka bir zaman konuşmamız gereken bir konu açtı. | Open Subtitles | استعاد ساعته، سيدتي وتطرق إلى موضوع آخر علينا مناقشته في وقت لاحق |
| Ve konuşmamız gereken bir de öksürük olayı var. | Open Subtitles | أما أمر ذلك السعال فسيتعين علينا مناقشته |
| Senin için sonra geliriz. konuşmamız gereken işler var. | Open Subtitles | سنأتي إليك لاحقاً فثمة عمل علينا مناقشته معاً |
| Dinle Joey, vaktin varsa konuşmamız gereken bir şey var. - Ne? | Open Subtitles | أسمع جوي , هناك شيء يجب أن نتحدث عنه اذا كان لديك بعض الوقت ؟ |
| Ve konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | و أعتقد أن هنــاك شيء يجب أن نتحدث عنــه |
| Seninle konuşmamız gereken bazı parasal sorunlar var. | Open Subtitles | هناك بعض الأمور المتعلقة بالمال التي يجب أن نتحدث عنها |
| konuşmamız gereken şey ışıkların yoğunluğu ya da görünen şeyin parlaklığı olmalı. | TED | ما يجب أن نناقشه هو ما هي كثافة الضوء، أو الإشعاع،هو الذي ظهر. |
| Meşgul olduğunu görüyorum, ama konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى بانكِ مشغولة ولكن يوجد شيء يجب أن نناقشه |
| Evet, konuşmamız gereken bu konu. | Open Subtitles | نعم، هذا ما يجب ان نتحدث عنه في الوقت الحاضر |
| Şimdi, birlikte konuşmamız gereken çok şey var, değil mi? | Open Subtitles | الآن، لدينا الكثير لنتحدث بشأنه أليس كذلك؟ |
| Belki biraz dinlenmelisin. Sabah konuşmamız gereken şeyler var. | Open Subtitles | ربّما عليكِ أخذ قسطٍ من الراحه، فلدينا بعض الأشياء لنناقشها في الصباح |
| konuşmamız gereken bir sürü şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء نريد التحدث بخصوصها |
| Anlaşılan Cody'nin konuşmamız gereken şiddet sorunları varmış. | Open Subtitles | يبدو بأنّ (كودي) كان له مشاكل بالعنف علينا التحدّث عنها |
| konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك امرٌ واحد أنا وانت يجب أن نتحدّث عنه، |
| Şimdi konuşmamız gereken bir şey mi, yoksa... | Open Subtitles | هل هُناك شيء يجب أن نتكلم بشأنهالآنأم .. |
| Görünen o ki, konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | لابد وأن هناك شئ ما لنناقشه |
| Habersiz geldiğimiz için özür dilerim ama sizinle konuşmamız gereken bir konu var. | Open Subtitles | أنا آسفة لزيارتنا هكذا لكن علينا أن نتحدث بخصوص شيء |
| - Çünkü bence senle benim konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | لأنني أعتقد أنّ هناك شيئاً علينا التحدث بشأنه أنا وأنت. |
| Doktor, konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | دكتور هناك شئ علينا الحديث عنه |
| konuşmamız gereken bir şey var. Şurada baş başa konuşabiliriz. | Open Subtitles | هناك اشياء علينا مناقشتها أدخلى هنا لنكون وحدنا |