| Nefret ve şiddeti önlemek istiyorsanız mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım, ayrıca şeffaf bir tutum sergileyerek. | TED | إذا أردنا منع الكراهية والعنف، علينا التحدث مع أكبر قدر ممكن من الناس لأطول مدة ممكنة منفتحين على الناس بقدر الإمكان. |
| Bence seninle erkek erkeğe konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أظن أن انا و انت علينا التحدث كشاب لآخر. |
| Kendini iyi hissetmediğini biliyorum ama saç iğnesi hakkında konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك تشعر بدوخة ولكن يجب أن نتحدث عن الدبوس |
| konuşmamız lazım. Hayır, şimdi değil. Yarın ofiste. | Open Subtitles | يجب أن نتحدث لا ليس الآن، غداً في المكتب |
| Yanılıyorsam da, ne tür bir ilişkimiz olduğu hakkında konuşmamız lazım bence. | Open Subtitles | إذا كنت مخطئًا، عندئذٍ فربما علينا أن نتحدث بشأن نوع علاقتنا الحالية. |
| Gregory'nin babasıyla konuşmamız lazım, bizden ne sakladığını bulmamız gerek. | Open Subtitles | نحتاج للتحدث مع والد غريغوري ونكتشف ماذا يخفي عنا ايضا |
| - Christine, konuşmamız lazım,... - Pazartesi görüşürüz. ...sen ve ben. | Open Subtitles | يجب أن نتكلم أراكم يوم الاثنين, شكراً لكم |
| Uzun zaman geçtiğinin farkındayım, ...ama annem hakkında konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أعلم أنه مر وقت طويل, لكن... علينا التحدث بشأن أمي |
| Seninle konuşmamız lazım. Bu oyun Pete hakkında. | Open Subtitles | يجبُ علينا التحدث, إنَّ هذه المسرحيَّةُ برمتها تدورُ حول بيت |
| konuşmamız lazım. Burada ne aradığını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | مرحبا ، علينا التحدث أريد أن أعرف ماذا تفعلين هنا ؟ |
| Perry... senin hakkında kitap yazacaksam... senin hakkında nasıl bir kitap yazacağıma karar vereceksem... burada olma sebebini... konuşmamız lazım. | Open Subtitles | بيري لو سأكتب عنك لو سأحدد كيف أكتب عنك يجب أن نتحدث عن سبب وجودك هنا |
| Konuşmaktan ben de korkuyorum ama yine de konuşmamız lazım. | Open Subtitles | و أنا أيضاً و لكن فكري في ذلك، يجب أن نتحدث |
| Ben iyiyim adamım. Hey bak, konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أنا بخير يا رجل اسمع, يجب أن نتحدث لأمر هام |
| Yüzünü yıka." İşte en zor kısım geliyor: "Ailesi ile konuşmamız lazım." | TED | حان الآن الجزء الأصعب، يجب علينا أن نتحدث مع والديها. |
| konuşmamız lazım sanatınla alıp veremediğin şey hakkında. | Open Subtitles | علينا أن نتحدث حول هذا الشيء الذي لديك في فنك أقصد أنه غريب |
| Son zamanlarda yaşadığımız evlilik sorunlarımızı konuşmamız lazım. | Open Subtitles | نحتاج للتحدث عن الصعوبات الزوجية التي أصبحت عندنا مؤخراً |
| Evet, konuşmamız lazım. Bunu dinledin mi? | Open Subtitles | أجل, يجب أن نتكلم, هل سمعت هذا؟ |
| Mesajımı alır almaz beni ara. konuşmamız lazım. | Open Subtitles | كلميني بمجرد سماعك لهذه المكالمة يجب ان نتحدث |
| Birbirimizi tanımıyoruz ama konuşmamız lazım. | Open Subtitles | لسنا نعرف بعضنا البعض لكنّنا يجب أن نتحدّث. |
| Teşekkürler dostum. Mmm. Tamam, Bahama tatilimizle ilgili konuşmamız lazım. | Open Subtitles | شكراً لك ياصديقي حسناً، نحن بحاجة للحديث عن عطلتنا إلى جزر البهاماس |
| Onlarla konuşmamız lazım. Star Wars oyuncaklarıyla oynamamız değil. | Open Subtitles | ينبغي علينا التحدّث إليهم وليس اللعب بألعاب "حرب النجوم" |
| konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أجل، تعال هُنا علينا أن نتحدّث |
| Peki, bunun hakkında konuşmamız lazım. | Open Subtitles | حسنٌ.. علينا أن نتكلم بهذا الخصوص |
| - konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أريد التحدث معك - بالتأكيد - أريد التحدث معك - بالتأكيد - |
| Leon, seninle şu çeten hakkında konuşmamız lazım, dostum. | Open Subtitles | ليون، نَحتاجُ للكَلام مع أنت حول طاقمِكَ، رفيق. |
| İyi günler. Gizli Servis. Jad Jamal'la konuşmamız lazım. | Open Subtitles | مساء الخيرنحن من الخدمه السريه نريد التحدث مع جاد جمال |
| O zaman Bud'la konuşmamız lazım. | Open Subtitles | حسنا، بعد ذلك نحن بحاجة الى التحدث الى برعم، |