| Yine de düşünmeden edemiyorsunuz: Sadece insanlar benimle konuştuğunda mı varım? | TED | ومع ذلك، لا يمكنك سوى أن تتسألين: هل أنا موجودة فقط عندما يتحدث الناس معي؟ |
| Şarap demini bulduğunda, kurukafa konuştuğunda, saat doğru zamanı çaldığında. | Open Subtitles | عندما يَشْربُ النبيذ نفسه، عندما تَتكلّمُ الجمجمة عندما تضْربُ الساعة الوقتُ الصحيحُ |
| Karşılığında, birisi seninle konuştuğunda konuşmanı aksi takdirde çeneni kapalı tutmanı bekliyoruz. | Open Subtitles | ،في الغالب نتوقع منك ..الكلام عندما تحدث وماعدا ذلك ابق فمك مغلقاً |
| İnsanlar seninle konuştuğunda onlara kaba davranma. | Open Subtitles | عندما يتحدّث الناس إليك، لا تكن وقح معهم، يا أحمق. |
| Bu rolünü seninle konuşmayarak sen konuştuğunda duymayarak ve gerekirse varlığını reddederek ortaya koyuyor. | Open Subtitles | هو ينوي تنفيذ ذلك بعدم الحديث إليك متظاهرا بعدم قدرته على سماعك عندما تتحدث و بطريقة أخرى يرفض الإعتراف بوجودك |
| Son kez konuştuğunda ne diyeceksen onu. | Open Subtitles | ستجدي الكثير لتقوليه . على غرار أخر مرة تحدثتى فيها |
| Felsefi konuştuğunda çok seksi oluyorsun. | Open Subtitles | اللعنه، كم أنتي مثيره عندما تتفوهين بالامور الفلسفيه |
| Evet, bitkiler hakkında konuştuğunda söylediği herşey doğru. [videoda: Burada dünyanın en büyük çiçeğini görüyoruz] | TED | و عندما يتحدث عن النباتات فإن كل ما يقوله صحيح |
| Fakat hayvanlar hakkında konuştuğunda, bitkilerin varolduğuna dair gerçekleri görmezden geliyor. | TED | ولكن عندما يتحدث عن الحيوانات فانه يعمد الى تغير الحقائق الموجودة فيما يتعلق بالنباتات |
| Şarap demini bulduğunda, kurukafa konuştuğunda, saat doğru zamanı çaldığında. | Open Subtitles | عندما يَشْربُ النبيذ نفسه، عندما تَتكلّمُ الجمجمة عندما تضْربُ الساعة الوقتُ الصحيحُ |
| Annen ile bir daha konuştuğunda benim için iyi bir şeyler söyle. | Open Subtitles | في المرة القادمة تَتكلّمُ مع أمِّكَ، ضِعْ في a كلمة جيدة في لي. |
| Tardis'in içinde konuştuğunda bu sesi tanıdığımı söylemiştim. | Open Subtitles | قلت أنني أعرف هذا الصوت عندما تحدث من داخل التارديس |
| Babam ona evlilikle ilgili konuştuğunda, o kıpkırmızı oldu ve utandı. | Open Subtitles | عندما تحدث بابا عن الزواج إليه، إحمر خجلا |
| Gelecekte, insanlar bizim çalışmamız hakkında konuştuğunda umarım birbirlerine "Bu kadar çırpındıkları şey neydi acaba?" diye sorarlar. | Open Subtitles | عندما يتحدّث الناس في المستقبل عن عملنا، آمل أنْ يقولوا لبعضهم البعض، "لمَ كان كل هذا العناء؟". |
| Böyle konuştuğunda Guy Ritchie filminde oynuyormuşsun gibi hissediyorum. | Open Subtitles | عندما تتحدث بهذا الشكل تبدو كأنك في أحد أفلام جاي ريتشي |
| Onunla konuştuğunda ne dedi? | Open Subtitles | حسناً ، ما الذى قاله عن هذا الشأن عندما تحدثتى معه ؟ |
| Felsefi konuştuğunda çok seksi oluyorsun. | Open Subtitles | اللعنه، كم أنتي مثيره عندما تتفوهين بالامور الفلسفيه |
| Onunla konuştuğunda ne söyledi? | Open Subtitles | ماذا اخبرتك ؟ ماذا قالت لك عندما تحدثت اليها |
| Onlar hakkında önceden konuştuğunda havalı dinozor oyuncakları dedin. | Open Subtitles | عندما تكلمت عنهم من قبل كانوا ألعاب ديناصورات جميلة. اذًا فإن كنت ستعرضهم |
| Böyle konuştuğunda eğleniyorum. | Open Subtitles | اننى اضحك كثيرا عندما تتكلم مثل هذا الكلام. |
| Şimdi Karin konuştuğunda nasıl konuştuğunu duydun. | Open Subtitles | الآن أنت تعرفين كيف أن كلمات كارين دقيقة حين تتحدث. |