Belki de Clark'la konuşup bana bir şans tanımasını sağlayabilirsiniz. | Open Subtitles | وظننتك قد توافق على التحدث لكلارك وتطلب منه منحي فرصة |
Hepimize yabancı. Yalnız konuşup öğrenmek istiyorum. Kimseye zararı yok. | Open Subtitles | أود التحدث منفردًا وحل الأمور إنها لا تمثل أي تهديد |
Öğretmenlerle konuşup öğrencileri asla taviz vermeyeceğimiz konusunda uyarmalarını isteyeceğim. | Open Subtitles | سأتحدث إلى المعلمين وأنبه الطلبة حول سياستنا عدم التسامح مطلقًا |
Sanırım babanla müdürle konuşup, bunu halletmenin bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد بأنني وأبوك سنتحدث لناظر المدرسة ونجد حلاً لهذا الأمر |
Buradan ayrılıyor muyuz, yoksa bu konuda konuşup duracak mıyız? | Open Subtitles | هل سنبتعد عن هذه الصخرة أم سنتوقف للتحدث عن الأمر؟ |
Birkaç kişi oraya gitmeli ve konuşup duygularını harekete geçirmeli. | Open Subtitles | يجدر بأحدنا أن يذهب إلى هناك ويحاول التحدّث معه بعقلانية |
Keith, ailemizin para utanç döngüsünü açıkça konuşup kırmayı başaramadı. Bu görevi ve vasiyeti bana bıraktı. | TED | لم يكن كيث قادرًا على التحدث وكسر دورة خجل أموال عائلتنا، لذا فقد تركني أقوم بالعمل لوحدي وأشارك وصيته. |
Kızıl Bulut sizinle konuşup her şeyi barışçı yollarla çözmek istiyor. | Open Subtitles | سحابة حمراء يريد التحدث معك وتسوية الأمور سلميا |
Belki annenle konuşup, işleri yoluna koyabilirim. | Open Subtitles | ربما أتمكن من التحدث مع السيدة العجوز واحاول أن اصلح الأمر |
Onunla konuşup, ne söyleyeceğini öğrenmekten başka bir şey yapamam. | Open Subtitles | لا يمكنك سوى التحدث معه ومعرفة ماذا يقول |
Fakat onunla konuşup zaman harcayamıyorum. | Open Subtitles | ولكني فقط لا استطيع التحدث معها او قضاء الوقت معها |
Şu kız. Onunla konuşup ne bildiğini öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | إلى الفتاة، على التحدث إليها لأعرف ماذا لديها |
Hanımlarla konuşup bugün mümkün olduğunca çok pide yapmayı denemelerini sağlayacağım. | Open Subtitles | سأتحدث مع السيدات وأحاول جعلهن يصنعن أكبر قدر من البانوك اليوم |
bu hissiz hareketlere karşı konuşup babamın faaliyetlerini kınayacağım. Burada şiddetin insanın dininin veya ırkının doğasında | TED | لضحايا الإرهاب، سأتحدث بصوت عال ضد هذه الأعمال الخرقاء وأدين ما قام به والدي. |
Onlarla konuşup, soracağım, tamam mı? | Open Subtitles | سأتحدث إليهم و أعرض عليهم ما تريد ، حسنا؟ |
Bakın, yarın Darick'le konuşup konuya bir açıklık getiririz. | Open Subtitles | حسناً، في الصباح سنتحدث إليه ونضع حداً لهذا |
Geçen yazdan bu yana bir afet olmuş ve senin ona ilgini anlamış olmadığı açık çünkü seninle konuşup flört ediyor. | Open Subtitles | لقد سئمت منك للتحدث عنها بهذي الطريقة ماذا ؟ انت تتحدث عنها طوال النهار وحين اقول شيء واحد يصبح كفر ؟ |
Rehberlik hocanla konuşup derslerine evde nasıl devam edeceğini ayarla. | Open Subtitles | عليك التحدّث مع المستشار وتري كيف ستواصلين الدراسة في المنزل |
Yaptığım şeyle ilgili orada burada--- konuşup duracağımı mı sanıyor? | Open Subtitles | أيعتقد أنّي سأتحدّث عن الأمور هنا، بما فعلت، بما فعلته للتوّ؟ |
Herhâlde birbirimizle daha fazla konuşup, ciddi meselelere girmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | أظن أن علينا البدأ بالتحدث كثيراً والدخول بالمرحلة الحقيقية |
Neden biz kredi alma konusunu konuşup, en kısa zamanda ödeyeceğiz lafıyla bitirmiyoruz. | Open Subtitles | لِما لا نبدأ بالحديث عن قرضك، متبوع بطريقة دفعنا لكِ بأسرع وقت ممكن |
Yarın bitişik binanın sahibiyle konuşup ona memnun olmadığımızı söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأتكلم مع المالك الذى بجوارنا غداً وسأعلمه أننا لسنا سعداء |
konuşup takılabileceğin birini bulmak ne güzel. | Open Subtitles | كم هو لطيف أن تقابل شخص ما تستطيع أن تتحدث معه |
DA ofisi ile dün konuşup bana şimdi söylemene inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ان اصدق انك تحدثت مع مكتب المدعي العام امس ، وولم تخبرني حتى الان |
Ya da savcılıkla konuşup hapse girmemen için onları ikna edebilirim. | Open Subtitles | أو أتحدث إلى المدعي العام، وأقنعه خلاف ذلك |
Hakikaten hasta ile konuşup geçmişini öğrenmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدني حقاً أن أتحدث مع المريضة و أعرف تاريخها المرضي؟ |
Biraz konuşup rahatlamaya ihtiyacınız olabilir Hastanede sosyal danışmanlarımız var. | Open Subtitles | ربما تحتاج شخص للحديث معه.. المستشفى به العديد من الإستشاريين |
Onunla konuşup yardımcı olabileceğimi anlamasını sağlasaydın yalnızca bana izin verseydi... | Open Subtitles | إذا تحدثتي معه وجعله يدرك انني أستطيع المساعدة إذا سمح لي |