Mahkûmların bilekleri buraya konur ve bağlanırdı. | Open Subtitles | أيدي الضحايا توضع هنا، و يتم تقييدها بواسطة قطعة أخرى تظهر فجأةً |
Bir çorbamız olabilir, ve çorba genellikle ilk olarak geldiği için, tutmada sağ elimizi kullanmamızdan dolayı, çorba kaşığı bıçakların dışına konur. | TED | ربما نتناول بعض الحساء، وبما أن الحساء عادة ما يأتي أولاً، ملعقة الحساء توضع خارج السكاكين بما أننا نستخدم يدنا اليمنى لكي نمسك بها. |
İşin aslı, parasal ilkeler bağımsız bir Federal Rezerv Sistemi, diğer adıyla Fed tarafından konur. Fed, ülke çapındaki büyük şehirlerde bulunan 12 bölgesel bankadan oluşmuştur. | TED | في الحقيقة، السياسة المالية توضع من قبل نظام الاحتياطي الفيدرالي المستقل، أو ذا فيد، المكون من 12 بنك محلي في المدن الرئيسية حول البلد. |
Kayda geçmeyen kanıtlar duman bölmesine konur. | Open Subtitles | أدلة غير مسجلة توضع تحت غطاء التبخير |
- Başka nereye konur? | Open Subtitles | هذا المكان الذي توضع فيه الفضيات. |
Gümüş takımlar masaya konur. | Open Subtitles | هذا المكان الذي توضع فيه الفضيات. |