"koridorlarında" - Translation from Turkish to Arabic

    • ممرات
        
    • أروقة
        
    • في ممر
        
    • قاعات
        
    • القاعات
        
    Ama şimdi McKinley koridorlarında kırık ve yalnız olarak yürüyor. Open Subtitles ولكنها الآن تمشي في ممرات ثانوية ميكنلي مكسورة و حزينة
    Derken, mutfak koridorlarında uyumaya başladılar. Open Subtitles الشئ التالي هو أنهم صاروا ينامون في ممرات القاعات
    Fakat Washington'da gücün koridorlarında yeni bir etap henüz başlamıştı. Open Subtitles لكن في واشنطن، في أروقة السلطة، فصل جديد بدأ لتوه.
    Bunun iktidar koridorlarında yarattığı şok dalgalarını size anlatamam. Open Subtitles لا استطيع ان أصف لك موجات الصدمة التى أحدثها ذلك على طول أروقة السلطة
    Oğlunuzun kalenin koridorlarında yalnız başına oyarken buldum. Uyuyor olması gerekirdi ama benim burada güvende. Open Subtitles لقد وجدت إبنك يلعب لوحده في ممر القلعة كان يجب أن يكون نائما، لكنه بامآن معي
    Son olarak, bugün bu şirketlerin koridorlarında yürüdüğünüzde yeni bir enerjinin varlığını hissediyorsunuz. TED وأخيرًا، لو تسيرون اليوم في قاعات هذه الشركات، ستشعرون بطاقة جديدة.
    Veya sırayla senin hastanla benim hastanemin koridorlarında bowling oynarız. Open Subtitles أو يمكننا التناوب في دحرجة مريضك في ممرات المستشفى
    Bay Bauer, hayatım boyunca güç koridorlarında dolaştım. Open Subtitles سيد باور ، أنا مشيت بجميع ممرات السلطة طوال حياتي
    Size ilk anlatacağım şey Orange ilçesi sokaklarında ve okul koridorlarında uyuşturucu satıcıları ve yasadışı kaynaklarını bir gizli polis olarak nasıl takip ettiğim olmayacak. Open Subtitles لن أبدأ حديثي بأن أقول لكم ما هو عملي كعميل سري يتعقب مروجي و تجار المخدرات في شوارع مدينتنا و ممرات مدارسنا
    Ya da farkına varmadan süpermarketlerin koridorlarında dolaşıp eşofmanlarınızın ücretsiz numunelerini aşırırsınız. Open Subtitles وشيء آخر ، قبل أن تعرفيه تتجولين في ممرات المحلات التجارية ، تبحثين عن عينات مجانية لإستسلامك
    Vatikan koridorlarında çürümekte olduğunu öğrendik. Open Subtitles لقد اكتشفنا أنه يوجد في أحد ممرات الفاتيكان
    Ne kadar süredir aynı yere varmak için hayatının koridorlarında kör şekilde koşuyorsun? Open Subtitles منذ متى وأنت تركض بغشاوة أسفل ممرات حياتك لينتهي بك المطاف في نفس المكان؟
    Dün akşam hastane koridorlarında çıplak yürüdüğüme inanamıyorum. Open Subtitles مازلت لا أصدق أنني سرت عارياً في أروقة المستشفى ليلة البارحة
    Ama aktif davalardaki ajanlar mahkeme koridorlarında öfke patlaması yaşamamalılar. Open Subtitles لكن العملاء الذين في قضايا مفتوحة لا يقدفون نوبات غضب في أروقة المحكمة.
    Mezuniyetten sonra eskiden sadece heteroseksüel eski futbolcular okulun koridorlarında gezinirdi ama sen gösteri korosunun eski, eşcinsel şampiyonlarının da umutsuzca geçmişe yapışan, bunalımlı mızmızlar olduğunu kanıtlamış oldun. Open Subtitles إتعلم، لقد كان من المعتاد أن يكون المستقمون هم لاعبون كرة سابقون تتصدر فقط في أروقة الثانوية
    Eğer o vali olursa, eğer o gerçek bir politikacı olursa, eğer o hakimiyet koridorlarında yürürse, senin hayır işin o olur. Open Subtitles إن كان سيصبح الحاكم إن كان سوف يصبح سياسيًا جادًا إن كان سيسير في أروقة السلطة
    Gün gelecek hastane koridorlarında perişan halde ağlamamak için kendini zor tutacaksın çünkü adamım ölümle pençeleşirken sen "Yemin ederim, seve seve onunla yer değiştiririm." diyeceksin desen "İlaçlarını almamışsın sen." derdim. Open Subtitles ولو أخبرتني أنه سيأتي يوم أكون واقفا فيه في ممر المشفى
    Garanti ederim ki, ona harikulade sağlığını geri getireceğim ve ikimizde onun Aziz Peter koridorlarında yürüyüşünden memnuniyet duyacağız. Open Subtitles لكن كن مطمئناً سأرعاها لتعود بكامل قوتها و سيسعد كلنا برؤيته تسير في ممر كنسية القديس (بيتر)
    Benim bu gereksinime olan yolculuğum bir üniversitenin koridorlarında değil, iş hayatının hassas, dağınık ortamında başladı. TED رحلتي مع هذه المهمة لم تبدأ في قاعات الحرم الجامعي، بل في خِضم الحياة واضطراباتها.
    Otel koridorlarında oda servisi tepsilerinde bırakılmış ekmekleri bile yedim. Open Subtitles أكلت صواني ملافيف خدمة الغرف في قاعات الفنادق
    Size kampüsünüzün kutsal koridorlarında bunları öğretmiyorlar ve bir polis olarak, basına da bunu söyleyemem ama gerçek bu. Open Subtitles ليس هذا ما علّموك في القاعات المُقدّسة فالحرم الجامعي، وكشٌرطيّ، لا أقول هذا في الصحافَة، ولكنها الحقيقَة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more