"korsanı" - Translation from Turkish to Arabic

• قرصان
• القرصان
• قرصاناً
• مخترق
• المخترق
• قرصانه
• المختطفين
• الخاطف
• مُخترق
• قرصانة
• قرصانًا
• قراصان
• لصّ كومبيوتر
• القراصنة بلاده

"Kraliyet korsanı". "korsan"dan daha iyi duruyor, değil mi?
السفينة المسلحة للتاجِ تبدو أفضل كثيراً مِنْ قرصان ألا تَعتقدُ؟

Kimdi acaba, siz kötü şöhretli bir korsanı parmaklıkların ardına sımsıkı kapatır kapatmaz söz konusu korsanın serbest kalmasını uygun görüp değerli sevgilinizi her şeyiyle kendine alan?
من كان؟ في اللحظة ذاتها كان عندك قرصان سيئ السمعة خلف القضبان رآه مناسباً أن يحرر قرصاناً

Sakalsız Kaptan adında bir korsanı arıyorum.
أنا ابحث عن عن قرصان اسمه كابتن بدون لحية

Zamanının en ünlü korsanı. Babam onun hakkında her şeyi anlattı.
القرصان الأكثر شهرة في وقته أبي أخبرني عنه

Çok garip ama o korsanı döverken çok tuhaf bir rahatlama hissi tattım.
هذا غريب لكن.. ضرب ذلك القرصان أعطاني شعور بالغربة

Radikal bir barış eylemine katıIan bilgisayar korsanı için mi?
مخترق حواسيب قد يكون جزءاً من حركة سلام جذرية؟

Doğru bildiniz, Kara Bellamy Yılın korsanı olacak.
هذا صحيح بلاك بيلامي سوف يصبح قرصان السنه

Ansiklopediyi yanımdaki adam kadar severim.... ...ancak bana Yılın korsanı ödülünü kazandırmayacağı kesin, öyle değil mi?
انا احب الموسوعات العلميه بقر ما يحبها الرجل الذي بجانبك لكنهم لن يساعدوني بالفوز بجائزه قرصان السنه. اليس كذلك؟

Korsan değilsen Yılın korsanı da olamazsın öyle değil mi?
واذا لم تكن قرصان اذا لا يمكنك الفوز بالجائزه هل يمكنك؟

Ayrıca ben ve diğerlerinin neden hâlâ sizin yedi denizlerin en iyi korsanı olduğunuzu düşünme nedenimiz.
ولهذا السبب انا والشباب ما زلنا نعتقد انك افضل قرصان في البحار السبع

Julian bir bilgisayar korsanı, her bilginin iyi olduğuna ve her şeyin yayımlanması gerektiğine dayanan bir ideolojiden geliyor.
"جوليان" قرصان حواسيب، هو آتي من المبدأ الذي يقول أن كُل المعلومات جيدة، وكُل شئ يجب أن يتمّ نشره.

Bir korsanı öldür, kafasını duvarına as.
تقتل قرصان و تعلق رأسه في الجدار أوه, هذا مريع

Ama o korsanı seviyorum, ve onu kaybetmek istemiyorum.
و لكنني أحب ذلك القرصان الغبي و لا أريد أن اخسره

Otobüsün bir tarafından sarkmış şekilde, Grauman'ın çin tiyatrosunun önündeki korsanı fotoğraflamaya çalışıyorlar.
انهما يتدليان جزئياً من الحافلة حتى يلتقطا صورة جميلة القرصان أمام مسرح غرامون الصيني

FBI ajanları, ünlü bilgisayar korsanı Douglas VonDorothy'nin sahte bir isim altında ebeveynleriyle beraber yaşadığı Jacksonville'deki evine baskın düzenlediler.
العملاء الفيدراليين داهموا مجتمع التقاعد في جاكسون فيل حيث يعيش القرصان المعروف

korsanı geri kazanabileceğini sanıyorsan sarışının yerine ölü bir kadın tercih edeceğini sanmıyorum.
إنْ ظننتِ أنّكِ ستسردّين القرصان فأشكّ أنْ يستبدل الشقراء بالامرأة الميتة

Çünkü kanun eline o kalıpta bir korsanı son ele geçirişinde ortaya şu saydıklarım çıktı.
لأن أخر مرة القانون قبض على قرصاناً بهذه المكانة :لقد أسفر عن التالي

Bu şifreyi kırabilecek dünyada tek bir bilgisayar korsanı var.
يوجد مخترق واحد فى العالم الذى يستطيع ان يخترق هذه الشفره

Bilgisayar korsanı! Bir mesaj daha gönderiyor.
إنه المخترق, إنه يرسل لنا رسالة فورية أخرى

Gördüğüm kadarıyla tüm Yakışıklı Beyzbol Takımı'nı ve takımın maskotu olan korsanı getirmişsiniz.
والآن أراكما جلبتما فريق كرة المضرب الساحر كلّه مع قرصانه جالب الحظّ؟

14 Eylül 2001'de, ABD Adalet Bakanlığı, .hava korsanı olduğu iddia edilen 19 kişinin ismini açıkladı.
فى 14 سبتمبر 2001 أعلنت إدارة العدل أسماء المختطفين المزعومين الـ 19

Geçen yıl şoförlerden biri, yol korsanı olabilecek birini vurunca dikkatimizi çekti.
إلتقط عبر الردار العام الماضي عندما أطلق أحد سائقيه النار على ما إدعو بأنه الخاطف

Ve sen, çok zengin bilgisayar korsanı mısın?
وأنت، مُخترق ثريّ فحسب؟

Kendi kurallarından başka kurala uymayan isyankâr esmer bilgisayar korsanı.
قرصانة إلكترونيّة ثائرة سوداء الشعر لم تنصت لقوانين أحد سوى قوانينها.

Tekrar etkinleştirmek için üçüncü derece bir bilgisayar korsanı yeterli olmayacak.
سيحتاج ما يتجاوز قرصانًا إلكترونيًا من الدرجة الـ 3 لإعادة تشغيله

Yeryüzünde bu kodu kırabilecek tek bir bilgisayar korsanı var.
هناك لصّ كومبيوتر وحيد واحد في العالمِ مَنْ يَسْتَطيع فَكّ هذه الشفرةِ.

Ya bilgisayar korsanı onlarla birlikteyse?
وما إذا كان القراصنة بلاده الى هناك معه؟