"koruduğumu" - Translation from Turkish to Arabic

• أحميك
• أحمي
• احمى
• أحميه
• أحميها
• بحمايته

Doğru şeyi, yaptığımı düşünüyordum. Sizi koruduğumu düşünüyordum.
لقد اعتقدت أنني كنت أفعل الشيء الصحيح لقد اعتقدت بأنني كنت أحميك

Elemanlar seni koruduğumu anlarsa, anlaşma yatar.
لو إكتشف الرجال أنى أحميك الصفقه ستلغى

Ben de kızımı koruduğumu sanıyordum ama sadece yoluna çıkıyormuşum.
كنتُ أعتقد بأني أحمي أبنتي ولكن في الحقيقة كنتُ أقف في طريقها

Bir hayvanı koruduğumu düşünüyordum.
فشلي كان في تفكير أنا كنت أحمي الحيوان.

Ama atlatmamı sağlayan asıl şey birliğimdeki askerlerin hayatını koruduğumu bilmekti.
لكن الشىء الذى أخرجنى فعلا منه أننى كنت أعلم أننى يجب ان احمى أرواح رجال وحدتى

Ama eskiden onu koruduğumu hatırlamıyor galiba.
لكنّ لا أعتقد بأنّه يتذكّر بأنّني كنت أحميه

O zaman son, onu koruduğumu görecek.
إذاً فآخر شئ ستراه هي أنا أحميها

Bunu ve senin kollarındayken onu koruduğumu bile bilmiyordun.
إنكِ حتى لم تعرفي ذلك وقمتي بحمايته بين ذراعيكِ

Seni, hepinizi koruduğumu sanmıştım.
... لقد اعتقدت أنني ... كُنت أحميك ... أحميكم جميعاً

Kendime seni koruduğumu söyledim, ama şimdi ben, o askerler, tüm o köprüdeki insanlar ve şimdi de Rebecca.
أقنعت نفسي بأنّي كنت أحميك ولكن الآن... أولئك الجنود وكل الذين على ذلك الجسر

Seni koruduğumu sanıyordum.
ظننت بأنني أحميك

Seni koruduğumu görebilirsin.
يمكن أن ترينِي أحميك.

Bir koca ve baba olarak orada olmadan ailemizi koruduğumu söylemezdim.
كزوج... كأبّ... أنا لا أستطيع أن أقول بأمانة أنا كنت أحمي عائلتنا

Kendimi koruduğumu göremiyor musun?
ألا ترى أنني أحمي نفسي؟

Ailemi koruduğumu düşünüyordum.
إعتقدت أني أحمي عائلتي

Onları teslim ettiğimde gerçekten bir şeyi koruduğumu hissettim.
لقد شعرت بأننى احمى شيئاً قيماً

Yalan söyledim çünkü çocuklarımı koruduğumu düşündüm.
لقد كذبت لأننى ظننت أننى احمى اولادى

Çünkü değilse o zaman neyi koruduğumu bilmiyorum.
لأنه لو أنه ليس حقيقي , لا أعلم ما الذي أحميه

Onu koruduğumu mu düşünüyorsun?
و هل تتصورين أنني أحميه ؟

Onu koruduğumu düşünüyordum.
أعتقدت إنني كنت أحميها

Kurşunların önüne atladığım zaman kimi koruduğumu bilmiyordum.
عندما قَفزتُ وتلقيت تلك الرصاصِة لَمْ أَعْرفْ من الذي كنت أقوم بحمايته