| O adam saldırıları yapmadan önce bana koruma için bir köpek almamı söylemişti. | Open Subtitles | قبل ان يقوم ذلك الرجل بفعلته اخبرني انه يجب ان احضر كلبا للحماية |
| Ama benim bu resimden anlamak istediğim koruma için küresel bir adım atma fırsatına sahip olduğumuzdur. | TED | ولكن ما أريده من هذه الصورة هو أننا لا زال لدينا الفرصة لنبدأ مبادرة عالمية للحماية |
| Sonunda fark ettim ki, kimseyi korumuyorsan koruma için bir silahının olmasının ne anlamı var? | Open Subtitles | أدركت أخيراً , ماهو الهدف من إمتلاك مسدس للحماية إذا لم يكن لديك أحد لتحميه |
| Ben koruma için bir hayvan arıyorum. Elinizde ne var? | Open Subtitles | اريد حيواناً للحمايه ماذا لديك لاجلي ؟ |
| Dante'nin dediğine göre koruma için artık Triple Two'ya ödem yapacakmışız. | Open Subtitles | و " دانتي " يقول أن علينا الدفع لـ " تريبل تو " لأجل الحماية |
| koruma için arabasında taşırdı. | Open Subtitles | كان يحتفظ به في سيارته بغرض الحماية |
| Sadece taşıyıcı için ödeme yaptım, koruma için param yetmez. | Open Subtitles | مهلا، أنا دفعت من أجل الناقل و لا أستطيع تالدفع من أجل الحارس الشخصي |
| Bazen onun ve diğer adamlarla birlikteydim.. ...ama sadece koruma için. | Open Subtitles | أحيانا كنت أتمشى معه وباقي الرفاق لكن من أجل الحماية فقط |
| O hakkıdır. Biz koruma için aile ile onu çevreleyen. | Open Subtitles | هي محقة ، يمكننا أن نحاوطه بعائلتنا للحماية |
| Yani, bakın buraya koruma için geldiniz, bırakın da sizi koruyayım, tamam mı? | Open Subtitles | إذاً،كما تعلمون،انظروا أتيتم إلى هنا للحماية لذا دعوني أقوم بحمايتكم،حسناً؟ |
| Eğer siz beni korumaktan bukadar acizseniz, neden her ay koruma için para ödeyeyim ki. | Open Subtitles | لماذا بحق الجحيم أقوم بدفع مبلغ للحماية لكم أيها الناس لتقوموا بحماية الشيء الوحيد اللعين ؟ |
| Carini semtindeki esnaflar koruma için ödenmesi gerekenden daha fazla para ödemek istiyorlar. | Open Subtitles | أصحاب المتاجر في حيّ كاريني يريدون ان يدفعوا مال أكثر للحماية أكثر من المفترض أن يكون |
| Evet, anladım. Onu şişman ve mutlu tutacağım. koruma için iki kişi daha göndermelisin. | Open Subtitles | أجل، سأبقيه سمينًا وسعيدًا يجب أن تُرسل إثنين آخرين للحماية |
| Efendim, bu mekanların hepsi koruma için para ödüyorlar. | Open Subtitles | سيدي , جميع تلك المؤسسات دفعت لنا للحماية |
| Kendilerine koruma için bir tür biyomekanik zırh yapmışlar. | Open Subtitles | قاموابأنفسهمببناءنوع من الدروعالميكانيكيةالحيوية للحماية. |
| Bu ürünler cinsel ilişkiden önce direkt vajina içine yerleştirilebilir ya da ekstra koruma için diyafram veya prezervatif gibi blok metotları ile beraber kullanılabilirler. | TED | يمكن إدخال هذه المنتجات في المهبل مباشرةً قبل الجماع، أو يمكن الجمع بين وسائل المنع، كالغشاء الحاجز أو الواقي الذكري، للحماية الإضافية. |
| Odontochelys semitestacea, Eunotosaurus gibi kalın kaburgalar ve koruma için bir göbek plakasıyla kaplumbağa evriminde daha sonraki adımı göstermektedir. | TED | "اودونتكاليس" ذو نصف الصدفة، هو خطوة لاحقة في تطور السلحفاة، مع ضلوع سميكة مثل "إينوتسورس" علاوة على لوحٍ بطنيّ للحماية. |
| Ben koruma için bir hayvan arıyorum. Elinizde ne var? | Open Subtitles | اريد حيواناً للحمايه ماذا لديك لاجلي ؟ |
| - koruma için dua mı etmek istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أنْ تصلّي لأجل الحماية ؟ نعم |
| koruma için takıyorum. | Open Subtitles | إنني أرتديها بغرض الحماية. |
| Sadece taşıyıcı için ödeme yaptım, koruma için param yetmez. | Open Subtitles | مهلا، أنا دفعت من أجل الناقل و لا أستطيع تالدفع من أجل الحارس الشخصي |
| İnsanlar o deliğe koruma için girer. | Open Subtitles | بعض الأشخاص يدخلون الحبس الأنفرادي من أجل الحماية |
| Sen de herkes gibi koruma için ödüyorsun. | Open Subtitles | ، أنت تدفع مقابل الحماية تماماّّ مثل الجميع |