"kovalarken" - Translation from Turkish to Arabic

    • يطارد
        
    • أطارد
        
    • تطارد
        
    • تطارده
        
    • عندما هم يُطاردونَك
        
    Elinde silahla o adamı kovalarken gördüğüm kişisin sen. Open Subtitles أنت من رأيتهُ اليوم يطارد ذلك الرجل بسلاحه
    Dana, rodeoda boğa kovalarken gördüğünü söyledi. Open Subtitles أنها رأته يطارد ثوراً في مسابقة رعاة البقر
    Dün gece Pençeli Adamın kovalarken, Bayan Son Derede Orantılı evine yürüyordu. Open Subtitles عندما كنت أطارد الرجُل ذو المخلب ليلة أمس والمُعلّمة مُتجهة إلى المنزل
    Firarileri kovalarken keşfetmiştim. Geceyi geçirmek için. Open Subtitles لقد اختبأت هنا ذات مرة عندما كنت أطارد أحد الوافدين الجديد
    Ortağını kovalarken kanıtları yok ediyorlar. - Kim? Open Subtitles بينما أنت تطارد شريكك، هم يحطّمون الدليل.
    Tavsan'in kuyrugunu kovalarken ceketi almaya firsat bulamadin mi? Open Subtitles لا وقت للتوقف من اجل سترة سخيفة عندما تطارد ذيل أرنب
    Sen kapıdan çıkıp onu kovalarken, o başka kapıdan sürünerek giriyor. Open Subtitles تطارده من باب, يزحف داخلًا من الباب الآخر
    Bir ördeği kovalarken veya bir ördek tarafından kovalandığından beri beyzbol sahasına koştuğunu görmedim hiç. Open Subtitles عجبا, لم اره أبدا يجري في ملعب بيسبول الا وكانت يطارد بطة او هناك بطة تطارده
    Onlara savunma davalarımızın efsane avukatının, kar altında müvekkillerimizi otoparka doğru çırılçıplak kovalarken yakalandığını anlatmalıyım. Open Subtitles يجب أن أخبرهم أن من صمم ...دفاعنا بالكامل قد اعتقل لركضه سافراً في عاصفة ثلجية وهو يطارد المدعين خلال باحة إيقاف
    Sen evde tekbaşınamı kalıyorsun... kocan hırsızları kovalarken? Open Subtitles ...إذاً أنت لوحدكِ في المنزل طوال اليوم بينما زوجك في الخارج يطارد اللصوص؟
    Kusura bakma, Marge. Kıskaçlı arka bahçede kuşları kovalarken oldu. Open Subtitles متأسف يا (مارج) ، لقد اتسخ قارص) بينما يطارد الطيور في الحديقة)
    Çitalar ceylanları kovalarken, hiç durup da "Yeterince ceylan yakaladım. Open Subtitles حسناً, عندما يطارد فهد (الشيتا) غزال هل يتوقف ويقول أننيّ أصطدتُ ما يكفيّ من الغزلان؟
    - İnsanlar seni arıyor. - Meşguldüm. Junior'ı delinin tekini kovalarken yalnız bırakmayacağım. Open Subtitles لقد كنت مشغولاً، لن أدع (جونيور) يطارد مجنوناً لوحده
    Kutusundan kaçıp perdeye tırmanan Teddy'yi kovalarken anahtarı aceleyle cebime attım. Open Subtitles وفي عجالة، أقحمت المفتاح بجيبي بينما كنت أطارد (تيدي)
    Ben, Jake ve Marissa'yı dairede kovalarken Maureen de bol bol içti. Open Subtitles احتست (موريين) الشراب بينما أنا أطارد (جاك) و(ماريسا) حول المنزل
    Ben de bizim horoz Cogburn'ü kovalarken tuzağa düşüverdim! Open Subtitles وكنت أطارد ديكنا "كوغبرن"، ثم دست عليه!
    Ben de bizim horoz Cogburn'ü kovalarken tuzağa düşüverdim! Open Subtitles وكنت أطارد ديكنا "كوغبرن"، ثم دست عليه!
    Sen bu oğlancı her kimse onu dışarıda kovalarken gerçek katil yine saldırdı. Open Subtitles بينما كنت بالخارج تطارد هذا الأبله المسكين القاتل الحقيقى قام بضربة أخرى
    Yani federaller birkaç gün boyunca bir hayaleti kovalarken ülkenin korku içinde yaşamasına gözümüzü mü yumacağız? Open Subtitles لذلك تركنا البلاد في رعب في حين أن الاجهزة الاتحادية تطارد الشبح لعدة أيام ؟
    Görgü tanıklarına göre, küçük bir kızı kovalarken otobüs çarpmış. Open Subtitles {\pos(192,230)} وفقاً للشهود، كانت تطارد فتاة صغيرة عندما صدمتها الحافلة.
    Sen onu kovalarken... dua et de orası yeterince dar olsun. Open Subtitles بقدر ما تطارده بشكل يرثى له من الأفضل أن تأمل ألا يكون لديه متسع ليستدير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more