| Ne kadar sert düştüğüne bağlı. Adli tıp ekibi kovanları topladılar. | Open Subtitles | أو إعتمد الأمر برمّته على مدى سرعة سقوطه وجدت الطبيب الشرعي أغلفة الرصاصات |
| Top kovanları, tank kovanları ve roket kovanları-- Anlaşılan hepsi kalite kontrolü testlerinde başarısız olmuş. | Open Subtitles | هياكل المدفعية و الخزانات و أغلفة الصواريخ يبدو أنهم جميعا رسبوا في الاختبارات التجريبية |
| kovanları dağıtıp bal peteğini çaldılar ve yarasına, çıplak vücuduna sürdüler. | Open Subtitles | حطّموا خلايا النحل وسرقوا قرص العسل... ... ولطّخوهعلى جسمه العارى المنكفئ. |
| -Katil kurşunu yaradan çıkarmakla uğraştıysa, kovanları da kesinlikle toplamıştır. | Open Subtitles | لو أن القاتل بذل جهده لإخراج الرصاصة من الجرح فمؤكد أنه أخذ غلاف الرصاصة |
| Ben ise tüm sabahımı mermi kovanları ya da çeşit çeşit süslü peynir süpürerek geçiriyorum. | Open Subtitles | قضيت صباحي كله أكنس فوارغ الرصاص و تشكيلة من الأجبان الفاخرة |
| Tüm mermi kovanları 7.62-mm'lik silaha ait. Yalnız kaleşnikof mermisi mi? | Open Subtitles | كل أدلة الذخيرة كانت أغلفة ورصاص 7.62 مليمتر |
| Polis kovanları yada mermileri yok mu? | Open Subtitles | فقط ذخيرة رشاشات ؟ لا أغلفة أو رصاص أو خراطيش شرطة ؟ |
| Kovan yok. Belli ki katil kovanları yanına almış. - Profesyonel işi. | Open Subtitles | لا وجود لغلاف الرصاص، يبدو بأنّ القاتل قد أخذ أغلفة الرصاص معه، هذا عمل قاتل محترف |
| Dedektif, olay yerinde mermi kovanları da buldunuz, değil mi? | Open Subtitles | الآن ، أيها المخبر في مسرح الجريمة هل وجدت أيضا أغلفة القذائف أليس هذا صحيحاً؟ |
| Ne kadar sert düştüğüne bağlı. Adli tıp ekibi kovanları topladılar. | Open Subtitles | أو إعتمد الأمر برمّته على مدى سرعة سقوطه وجدت الطبيب الشرعي أغلفة الرصاصات |
| He gördüm. kovanları yerleştirecek yer arıyordu. | Open Subtitles | نعم كان يبحث عن قفيرٍ ليستبدل خلايا النحل |
| Baban, sen kovanları yerleştirmeye gidiyormuşuz. | Open Subtitles | ..أنا و أنت و أبوك كنا ذاهبون لإستبدال خلايا النحل سوية |
| Git kovanları kontrol et. Yağmurdan etkilenmişler mi bir bakalım. | Open Subtitles | تفقد خلايا النحل أهيّ بوضعٍ جيد بعد هطول الأمطار؟ |
| - Yani, katil kovanları ve notu aldı mı? | Open Subtitles | إذاً، فقد أخذ القاتل غلاف الرّصاص والملاحظة ؟ |
| - O yüzden kovanları orada buldun. | Open Subtitles | لهذا السبب وجدت ِ غلاف الرصاصة حيث وجدتيها |
| Videoda onun gayretle boş kovanları topladığını gördük. | Open Subtitles | رأينا من الفيديو أنه جمع غلاف رصاصاته باجتهاد كبير |
| Bir zırhlı araç soyuldu, ve koruması öldürüldü ve polis suç mahallinde mermi kovanları buldu. | Open Subtitles | أترى،سيارة مدرعة تمت سرقتها والحارس تم قتله والشرطة إستخلصت بعض من فوارغ الطلقات من مسرح الجريمة |
| Dur! Bunlar sigorta değil, pompalı tüfek kovanları. | Open Subtitles | هذه ليست صمامات، بل فوارغ قذائف |
| Bakın. Mermi kovanları. | Open Subtitles | إنظروا فوارغ رصاصات |
| kovanları ne kadar? | Open Subtitles | ما مدى كبر قرص العسل ؟ |
| Elimizde uygun bir iz olmadan, kovanları mermilerle karşılaştıramayız. | Open Subtitles | بدون أثرِ مطابقِ، نحن لا نَستطيعُ رصاص مباراةِ إلى علبِ الخراطيش. |
| Yerde mermi kovanları ve taze gibi duran kan izleri var. Adamınıza ya da ekibine dair bir iz yok. | Open Subtitles | أرى اغلفة الرصاص ودماء حديثة لا اثـر لفرقة البحث |