Benim amacım bu topraklara 800 yıl boyunca yerleşen İngiliz istilacıları kovmak. | Open Subtitles | ما يهمني هو طرد المستعمر الإنجليزي من أرض يستعمرها منذ 800 سنة. |
Sarah Stanner'ı sözleşmesindeki ahlak şartını ihlal ettiği için kovmak üzere olduğunuzu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أنكم على وشك طرد ساره ستانر لأنها انتهكت الفقرة الأخلاقية في عقدها. |
Akıl hocamı kovmak nasıl bir duygu dersin? | Open Subtitles | هل تعلم ما مررت به عندما علمت أنني يجب أن أطرد مستشاري؟ |
Bu da maalesef demek oluyor ki tek bir hata daha yaparsan seni kovmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | مما يعني للأسف خطأ واحد و علي طردك من المدرسه |
Sormamda sakınca yoksa, onu kovmak varken... neden sembolik olarak yerinde tutuyorsunuz? | Open Subtitles | إلّم تُمانِعوا سؤالي لمَ ستبقيه كمفوّضٍ شكلي بينما تستطيع طرده ؟ |
Ama bu ilginç çünkü bu toplantının amacının beni kovmak olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | وذلك أمر مثير للإهتمام، لأني سمعت أن مغزى هذا الإجتماع هو طردي |
Demek birisini kovmak zorundasın. Acımasız olup bunu yapman lazım. | Open Subtitles | اذاً لابد ان تطرد احداً ما فقط اقسى قليلاً وافعلها |
İblisi kovmak için, günah işlediği yere dönmek istedi. | Open Subtitles | أراد العودة إلى مكان خطاياه لطرد الشيطان |
Avukatımı kovmak ve savunmamı kendim yapmak istiyorum. | Open Subtitles | اريد طرد المحامي الخاص بي وان ادافع عن نفسي |
Ve temel olarak birini kovmak için haklı olduklarını... göstemek için aldılar, çünkü dışarı çıkıp bunu söyleyemiyorlar, değil mi? | Open Subtitles | في طرد شخص ما , لأنهم لا يستطيعون الخروج فقط لفعل ذلك بأنفسهم؟ |
İşin aslı bu tür yaratıkları kovmak imkânsızdır. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنك لا تقدر على طرد هكذا مخلوقات |
Bugün kovmam gereken birini kovamadım. İnsanları kovmak en sevdiğim işlerden biridir. | Open Subtitles | لم أتمكن من طرد موظف كانت لعبتي المفضّلة سابقاً |
Ama bu ağlamaları falan kesmezsen seni kovmak zorunda kalırım ama bunu istemiyorum çünkü sana bakmak hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | و لكن إذا لم تتوقفي عن البكاء سأطرد مؤخرتك و أنا لا أريد أن أطرد مؤخرتك لأنني أحب أن أشاهد لمؤخرتك |
Lütfen bana şaka yaptığını söyle ki seni kovmak zorunda kalmayayım. | Open Subtitles | أخبرني رجاءً أنّك تمزح كي لا تضطرّني إلى طردك |
Onu kovmak için daha ne kadar beklemeliyiz? | Open Subtitles | كم من الوقت نحتاج قبل أن نتمكن من طرده ؟ |
İnsanlar sürekli beni kovmak ister, ve bundan kurtulmanın çok kolay bir yolu var. | Open Subtitles | اهدأ الناس تريد طردي طوال الوقت وهنالك طريقة سهلة لتفادي ذلك |
Jonas Wilkerson'ı kovmalısın. kovmak mı Bayan O'Hara? | Open Subtitles | سيد أوهارا يجب أن تطرد جونس ولكرسون |
Şeytani ayakkabı ruhlarını kovmak için bir ilahi okumamı ister misin? | Open Subtitles | هل أنشد لك شيء لطرد الأرواح الشريرة للأحذية ؟ |
Lütfen canımı sıkma ki sırf seni kovmak için burayı satın almayayım. | Open Subtitles | من فضلك لا تدعيني أقوم بشراء المحل فقط كي أطردك |
Senden tek istediğim Jeffersonian tarafından asılmış kurallara uyman. Böylece seni kovmak zorunda olmam. | Open Subtitles | كل ما أريده هو أن تتبع القوانين التي أقرّها مجلس إدارة المعهد حتى لا أضطر لطردك. |
Ve yaptığında, Mikail onu diğer günahkar meleklerle birlikte cennetten kovmak için gönderildi. | TED | وعندما قام بذلك، أُرسِل الملك ميكال لطرده من الجنة مع جميع الملائكة العصاة. |
Şey, dördüncü peyzaj ekibini de kovmak zorunda kaldılar çünkü beni onlarla beraber yakaladılar. | Open Subtitles | بالحقيقة ,لقد قاموا بطرد فريق اللاندسكيبين الرابع لأنهم رأوني معهم |
Ama bu ağlamaları falan kesmezsen, seni kovmak zorunda kalırım ama bunu istemiyorum çünkü sana bakmak hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | ولكن لو لم توقفى هذا البكاء والهراء ربما سوف اطردك بنفسى ولكننى لا اريد ان اطردك لأننى احب ان انظر الى مؤخرتك |
İstifa etmelisin. Seni kovmak için kâğıt ziyan ettirme bana. | Open Subtitles | يجب أن تقدم استقالتك، لتوفر الأوراق التي سنستهلكها للقيام بطردك |
Üç yıldır kovmak istediğini... | Open Subtitles | لقد قال إنهم كانوا يحاولون فصله لثلاث سنوات |
Hayran hayran baktığını görmemek için kovmak zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | إضطررتُ لطردها من الوظيفة لكي لا تبقى محدقةً بي متوسلةً طوال اليوم |