Bir su kabını öne koyduğunuzda, herhangi birinin bir yudum aldığı açıktır. | Open Subtitles | عندما تضع حوض كبير ملئ بالماء الصافى توقّعأنيأخذمنه أحد بعض الرشفات. أعنىأنهذاتعذيب. |
Bu üzerine belirli bir nesneyi koyduğunuzda ışıkları yanan ve müzik çalan bir kutu. | TED | وهو عبارة عن صندوق يضىء ويعزف الموسيقى عندما تضع فوقه أشياء محددة وليس عندما تضع أشياء أخرى. |
En fazla sürtünmeyi elinizi veya ayağınızı kaya üzerine ilk koyduğunuzda elde edersiniz. | TED | أكثر الإحتكاكات تحصل عندما تضع يدك أولاً أو قدمك على الصخرة. |
Yani bu yetenekleri benim bağlantılarımın ve itibarımın yanına koyduğunuzda, artık Yakuza'nın baskısı... altında da değiliz, kendimiz kazanç sağlamayı düşünebiliriz. | Open Subtitles | لذا إن وضعتم هذه الصفات مع معارفي وسمعتي، وحقيقة أننا لم نعد |
Çocuklar. Domuzu fırına koyduğunuzda... | Open Subtitles | عِندما وضعتم الخنزير في الحُفرة |
Dudaklarınızı etrafına koyduğunuzda, bazı davranışlarınızı size hatırlatmayacaksa. | Open Subtitles | اذا لم يقوم بتذكيرك ببعض التصرفات التي كنت تفعلها عندما تضع شفتاك عليه |
Kafanızı yastığa koyduğunuzda bunu düşünün. | Open Subtitles | وفكر بهذا عندما تضع راسك على الوسادة في الليل |
makine üzerine bir çeyreklik koyduğunuzda ne olduğunu göstereceğim. | TED | سأعرض لكم ما يحدث عندما تضع ربعًا على الماكينة . |
Kendinizi bu insanların yerine koyduğunuzda, bu pompanın katlanabilir olması, katlandığında bisikletle taşınabilmesi şekline göre çok ama çok daha fazla önemliydi. Üretiminde yerel üretim teknoljisi ve yerel malzemeler kullanılabilmeliydi. | TED | عندما تضع نفسك في موقف هؤلاء الناس ، أشياء مثل حقيقة أن هذا يجب أن يكون قادرا على الطيّ وأن يتركب على دراجة ، أصبح ذا صلة أكثر من كيفية شكلها. الطريقة التي ينتج بها ، لا بد من إنتاجها مع طرق التصنيع الأصلية والمواد الأصلية. |
Ama herhangi bir yere başınızı koyduğunuzda, | Open Subtitles | ... لكنك عندما تضع جبهتك على هذه الأرض |