"kristale" - Translation from Turkish to Arabic

    • البلورة
        
    • الكريستال
        
    • البلورات
        
    • بلورة
        
    • كريستال
        
    • كريستالة
        
    • الكريستالة
        
    • البلّورة
        
    O cadıda, kristale hükmedecek güç yok. Open Subtitles هذه الساحرة ليست لديها القدرة للاستفادة من البلورة
    kristale hükmedemezsin. Buna gücün yok! Open Subtitles لا يمكنك الأستفادة من البلورة ليست لديك القوة
    Bir haritaya, ipe ve bir kristale ihtiyacımız var. Open Subtitles إنها تقول بأننا نحتاج لخريطة، و قطعة من الخيط و الكريستال
    Deneyde bir elektron demetini bir kristale ateşlediler ve bu elektronların nasıl dağıldığını izlediler. Open Subtitles في التجربة، أطلقوا شعاع من الإلكترونات في الكريستال وشاهدوا كيف يتبعثر.
    Bir adam öldüğü zaman onun gizemli ilişkileri kristale benzer. Open Subtitles عندما يموت رجل أسراره سند له مثل البلورات
    Bir kristale bir futbol sahası. Open Subtitles بلورة واحدة مقابل ملعب كرة قدم
    Etrafıma baktığımda ise sanki bir kristale bakıyormuş gibi birçok kopya şeklinde olan geçmişteki kendi hallerimi görürdüm. Open Subtitles حيث أن كل حائط هو طريق للحائط المقابل وبالنظر حولي فسأري نفسي مقسم على كريستال إلى نسخ عديدة
    O beni kullanamadan, onu bir kristale hapsedebildim. Open Subtitles قبل أن يقوم بإستغلالي كنت قادرة علي حبسه في كريستالة
    Senden Amit'in kollarından süzülerek kristale indiğini düşünmeni istiyorum. Open Subtitles فأنا أريدك أن تتصور أخيك "إيميت" وهو يخرج من ذراعيك وينطلق مباشرة إلى الكريستالة
    Kızı canlı görmek istiyorsan o kristale iyi bak, duydun mu beni? Open Subtitles يجدر بك أن تحمي البلّورة إذا أردت أن ترى الفتاة حية
    Büyükannesinin bulunmaması için kristale büyü yaptığını düşünüyoruz. Open Subtitles نظنُ أن جدتها القت تعويذةً على البلورة حتى لايتم إكتشافها
    Zehirin förmülünü bu kristale transfer ediyorum. Open Subtitles سأنقل معادلة السم إلى هذه البلورة
    Mordred kristale hükmedecek ve hükmedince de Uther'ı alaşağı edebileceğiz. Open Subtitles موردريد)، قريباً سيكون سيد البلورة) (وعندما يفعل، سيقوم بقتل، (أوثر
    Lois ben kristale dokunurken yanımdaydı. Open Subtitles كانت معي حين لمست البلورة.
    kristale güç veren ünite. Open Subtitles تزوده هذه البلورة بالطاقة.
    kristale ihtiyacım yok, yalnızca daha hassas biri olmalıyım ki bana kristalini vermeye çalışmaktan vazgeç! Open Subtitles لا أريد الكريستال فقط أريد أن أكون أكثر حساسية اذا توقف عن محاولة منحي الكريستال
    kristale dokunup birini düşününce, nerede olduklarını görebiliyorum. Open Subtitles عندما المس الكريستال وأفكر في شخص ما أستطيع أن أرى أين هو
    Sihrin o kahrolası kristale bağlanmasıyla ilgili olmalı! Open Subtitles لا بدّ أنّ للأمر علاقة بتقييد السحر مع ذلك الكريستال اللعين
    kristale dokunan bendim, ama ben hiç kabus görmedim. Open Subtitles حسنا, أنا الذي لمس البلورات ولم تراودني أية أحلام سيئة
    İşte tam da bu yüzden o gezegene geri gideceksiniz, Yarbay Sheppard'ın kristale dokunduğu yere. Open Subtitles بالضبط ذلك السب الذي ستعود لأجله للكوكب حيث العقيد شيبرد لمس البلورات
    Güçlü bir halata ve Metebelis Üç'ten mavi bir kristale ihtiyacımız var. Open Subtitles يلزمنا حبل متين "و بلورة من كوكب "ميتابليس3
    Reaksiyonu doğru bir şekilde katalize ettiyseniz şu anda kristale bakıyor olmalısınız. Open Subtitles لو أنك حفزت التفعل بشكل صحيح يجب أن تكون تنظر الأن على كريستال
    kristale yalnızca ben dokunabilirim. Open Subtitles لا يمكن لمس الكريستالة إلا من قبلي
    kristale asla sahip olamayacaksın. Open Subtitles لن تحصل على البلّورة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more