| Dünya'nın enerji krizini çözdüğümüz an hepimizin hatırlamak isteyeceği an olacaktır. | Open Subtitles | اللحظة التي سنحل بها أزمة طاقة العالم شيء علينا كلنا تذكره. |
| Ben ise dünyanın enerji krizini çözmeye çalışan bir budalayım. | Open Subtitles | أنا مجرد مهندس غبي يحاول حل أزمة الطاقة في العالم. |
| Ben iklim çöküşü yerine iklim krizini tercih ediyorum, fakat yine de markalamada uzman olan sizlerin yardımınıza ihtiyacım var. | TED | تعجبني أزمة المناخ بدل انهيار المناخ، لكن مجددا، هؤلاء منكم الذين يجيدون تصميم العلامات التجارية، أحتاج الى مساعدتكم في هذا. |
| Sendrom X inmeye sebep olabilir ama kalp krizini bilemem. | Open Subtitles | تلك المتلازمة قد تسبب سكتة لا أعلم بشأن الأزمة القلبية |
| Evlat, bir kasaba doktoru olabilirim ama kalp krizini görünce tanırım. | Open Subtitles | بنيّ، قد أكون طبيب بلدة صغيرة ولكنني أعرف النوبة القلبيّة عندما أراها |
| Peki Bu yaşlı zengin adama kalp krizini tetikleyen kokain verilmişse? | Open Subtitles | كوكايين يتناوله رجل عجوز ثري و يموت نتيجة ازمة قلبية؟ |
| Bence yalnızca sayısal çoğunluktan gelen gücümüzü kullanarak yaşadığımız bu emeklilik krizini ulusal bir "boş konuşma" olmaktan başka bir şeye dönüştürmeye başlayabiliriz. | TED | أعتقد أن الأمر لن يتتحقق سوى من خلال قوة اتحادنا التي ستمكننا من بدء تغيير حديثنا المتداول العقيم عن أزمة التقاعد. |
| İklim krizini çözmek için demokrasi krizini çözmemiz gerekiyor. | TED | لكي نتمكن من حل أزمة المناخ علينا حل مشكلة الديمقراطية |
| Domuzda kalp krizini simüle etmek için domuzun arterini bloke etmeden önce taban çizgisinde işte bu sinyal görülüyordu. | TED | مع الخنزير، عند خط الأساس قبل أن نسد شريان الخنزير لمحاكة أزمة قلبية ، كان هناك إشارة. |
| Arteri tıkamak için yani kalp krizini simüle etmek için, balonu şişirilmiş olarak tuttu. | TED | فأبقى البالون ممتلئ لسد الشريان، لمحاكاة انسداد، وهذا ما يُعتبر أزمة قلبية |
| Yapsalardı kesin hızla iflas ederdik ama ülkenin matematik becerisi krizini çözmüş olurduk. | TED | وإذا فعلوا، فبالطبع سوف نفلس سريعًا، ولكننا سنكون قد حللنا أزمة مهارات الرياضيات بالبلاد. |
| Amerikan tarihinin en büyük yapısal krizini provoke ediyor. | Open Subtitles | مثيراً بذلك أكبر أزمة دستورية في تاريخ أمريكا |
| Rehine krizini, bir hırsızlığı örtbas etmek için kullanıyordu. Hırsızlık mı? | Open Subtitles | و قد إستغل أزمة الرهائن للتغطية على سرقة ؟ |
| Avro krizini, evet, Yunanistan tetikledi ve bazı insanlar bununla beni suçluyor. | TED | نعم اليونان هي من أشعلت شرارة الأزمة الأوروبية و بعض الناس يلومونني على ضغط الزناد |
| Veyahut başka bir deyimle, teknoloji küresel işgücü krizini çözmede bize yardımcı olacak mı? | TED | أو بكلمات أخرى، هل ستساعدنا التقنية في حل هذه الأزمة العالمية بالعمالة؟ |
| Kira insanları öldürürken sadece kalp krizini kullanmak zorunda değil! | Open Subtitles | ... كيرا يمكن أن يقتل الناس بوسائل غير النوبة القلبية.. |
| Biri kalp krizini tetiklemiş olabilir mi? | Open Subtitles | هل من الممكن ان أحدهم قام بتحريض النوبة القلبية؟ |
| Bebek kıçı gibi yumuşak olursa, senin kaçınılmaz orta yaş krizini geciktirecektir. | Open Subtitles | ان تكون ناعما مثل بشرة الاطفال. يوخر ازمة منتصف العمر الحتمية. |
| Belki de orta yaş krizini ben iyileştikten sonra yaşamalısın. | Open Subtitles | أجل، من الأفضل أن تمرّ بأزمة منتصف العمر لديك بعد أن أتحسّن |
| Sen krizini hallet. Diğer insanları boşver. | Open Subtitles | لقد حلت أزمتك ، لا تلقى بالاً لأزمات الآخرين |
| 29'daki borsa krizini hatırlarsınız. Ben önceden bilmiştim. | Open Subtitles | أسمعت عن تحطم ذلك السوق في الـ 29 ؟ |