| Herkesin kalıtsal olarak HLA genleri içeren iki kromozom seti vardır. | Open Subtitles | كل شخص يرث مجموعتين من الكروموسومات تحويان جينات بروتين التطابق البشري |
| Peki, bir kromozom çiftinin, bu kartlar gibi olduğunu farz edin. | Open Subtitles | تخيل أن زوجاً من الكروموسومات مثل هذه المجموعة من أوراق اللعب |
| Yani, mesela neden kromozom ve genleri inceleyip | TED | اعني لماذا لا نتحدث عنها, الكروموسومات موجودة, و الجينات موجودة ايضاً |
| Yeri gelmişken, kromozom aslında cansız bir kimyasal maddedir. | TED | الكروموسوم بالمناسبة، ليس سوى قطعة من المواد الكيماوية الخاملة. |
| kromozom testi, doğacak çocuğun, bir erkek olacağını gösteriyor. | Open Subtitles | إختبار الكروموسوم قرّر جنس الطفل الّذي سيكون ذكر. |
| Tek bir kromozom. Ve her bir kromozomda iki DNA ipliğiniz var. | TED | اذا هذا كروموسوم وحيد وفي كل كروموسوم تملك شريطين من الحمض النووي |
| Dolayısıyla, mavi ışık geni kendi başına benim kromozom yedi üzerinde bulunabilir. | Open Subtitles | جين الضوء الأزرق يوجد منفرداً على كروموسومي السابع |
| Patates; patateste 48 kromozom var. | TED | البطاطس ،البطاطس تحتوي علي 48 من الكروموسومات. |
| Ayrıca kromozom araştırması da yaptım ve tomografilerini de inceledim. | Open Subtitles | رسم المخ الكهربائى تحليل الكروموسومات ، الأشعة المقطعية بالكمبيوتر |
| Kardeşler çok fazla benzer kromozom taşır. | Open Subtitles | بدا الأمر وكأن مصدر الدم واحد الأقارب يتشاركون نفس الكروموسومات |
| Jill ve ben kromozom testinin sonuçlarını aldık. | Open Subtitles | حصلنا انا وجيل على نتائج اختبار الكروموسومات |
| Bir bebeğimiz olacak. Jill ve ben kromozom testinin sonucunu aldık. | Open Subtitles | أنا وجيل حصَلنا على نتائج اختبار الكروموسومات ، الطفل لي |
| Babanın o olduğuna ikna olmam için bana kromozom testini gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسل لي نتائج فحص الكروموسومات ليقنعني انّه والد الطّفل |
| Savaştan sonra Maurice Wilkins adındaki fizikçi buraya Londra'daki King's College'a şifreli kromozom üzerinde çalışmaya geldi. | Open Subtitles | جاء بعد الحرب عالم فيزياء اسمه موريس ويلكنز إلي جامعة كنج بلندن،لدراسة الكروموسومات الغامضة |
| kromozom 24, 00.09'da deneğin işaretli hücrelerine eklendi. | Open Subtitles | الكروموسوم 24، تم زرعه بنجاح في خلايا الشخص المعلمة في الساعة 9 |
| Bir insanda kromozom mutasyonu gerçekleştirdi. | Open Subtitles | قام بإعادة تشكيل طفرة الكروموسوم على إنسان |
| kromozom üzerinde rastgele yayılmış değiller, bazı yerlerde gerçekleşme olasılıkları diğerlerinden daha yüksek, işin aslı, çok küçük bölgelerde gerçekleşme eğiliminde olduklarını öğrendik. | Open Subtitles | إنها لا تنتشر عشوائياً على الكروموسوم فهي تميل للحدوث في أماكن معينة دون أخرى و تعلمنا أنها تميل للحدوث في مناطق صغيرة جداً |
| Fetüsün kromozom anormallikleri olmadığından emin olmak için. | Open Subtitles | لنتأكد أن الجنين ليس لديه تشوهات في الكروموسوم |
| Craig Venter'a hep sormak istemişimdir: Bir insanın vücuduna sentetik bir kromozom yerleştirip istediğimiz zaman kendimizi yinelememiz mümkün olur mu diye. | TED | أردت أن أسأل كريغ فينتر إن كان من الممكن إدراج كروموسوم إصطناعي في إنسان بحيث يمكننا أن نستنسخ أنفسنا إن أردنا ذلك. |
| Tahlillerin sonuçları geldi. Dokunun kromozom analizini de yapmışlar. | Open Subtitles | لقد قاموا بتحليل كروموسومي للنسيج |
| Her hayvan türünün binlerce genden oluşan bir kromozom dizisi vardır. | Open Subtitles | كُل فصيلة حيوان تملِكُ مجموعة كروموسومات مصنوعة من آلاف الجينات |
| Sinir yolu kusuru ya da kromozom anomalisi olabilir. | Open Subtitles | عيوب الأنبوب العصبي أو الإضطراب الصبغي font color = "red" عيوب ولاديّة للدماغ و النخاع الشوكي من أهمّها عدم إنغلاق العمود الفقري و إنعدام الدماغ font color = "green" اعتلالات تحدث في الصبغيات تأخذ عدة أشكال و أنواع معظم هذه الاضطرابات تحدث نتيجة خطأ أثناء عملية انقسام الخلية |
| Çocuklardan bir tanesi, baba tarafından ekstra bir... kromozom alırken diğeri de, anne tarafından bir adet fazla alıyormuş... | Open Subtitles | ويتلقى إضافية بترميز صبغي الأب، والآخر يتلقى كروموسوم بالإضافة إلى من الأم. |