Bu başarı, beş basit kuralın izinden giden kuşaklar dolusu araştırmacının eseridir. | Open Subtitles | كان عمل أجيال من الباحثين و الذين أخذوا خمسة قواعد بسيطة بجدية. |
Kadınlar için de ekip çalışmasını deneyimleyen kuşaklar var. | TED | وبالنسبة للنساء، توجد أجيال قد جربت العمل الجماعي. |
Bugün iş yerlerinde beş kuşak birlikte çalışıyoruz, ister yalnızlık politikası güden ülkeler gibi oluruz, istersek de kuşaklar arası bir köprü kurmanın yolunu buluruz. | TED | لدينا 5 أجيال في سوق العمل في عصرنا الحالي، ويمكننا العمل مثل بلدان منعزلة ومنفصلة، أو يمكننا البدء بإيجاد وسيلة لمد الجسور بين هذه الأجيال. |
Her alışveriş gelecek kuşaklar için titizlikle aile defterine kaydedildi. | Open Subtitles | كل صفقة سجلت بدقة للأجيال القادمة في دفتر حسابات العائلة |
Bundan 100 yıl sonra, gelecek kuşaklar Malden Gazetesinin kopyalarını okuyacaklar. | Open Subtitles | مائة سنة من الآن الأجيال القادمة ستقرأ نسخ جريدة مادين الرسمية |
Yüzyıllar boyunca, okuma yazma bilmeyen kuşaklar, değer ve kültürlerini nesilden nesile aktarabilmiş ve bunlar bozulmadan kalmışlar. | TED | تعلمون، منذ آلاف السنين، قامت الأجيال الأُمية بنقل قيمها وثقافتها من جيل إلى جيل، وبقيت تلك القيم سالمة كما هي |
Örneğin, elli milyonumuz kuşaklar arası evlerde yaşıyor. | TED | مثلًا، يعيش 50 مليون شخص منّا يعيشوا في منازل تحوي عدة أجيال. |
Ailemizin şimdiye kadarki tüm liderleri, gelecek kuşaklar için bu vazoyu ellerinde tuttu ve hayatları pahasına onu koruma sorumluluğunu aldı. | Open Subtitles | الجرة حافظت عليها كل أجيال هذه العائلة وكبيرها كان مسؤولاً عنها رغم أن موراساكى مهمة بالنسبة لى |
Belki gelecek kuşaklar tuvalete gidişimi de görmek ister. | Open Subtitles | أجل إلا إذا أردت من أجيال المستقبل أن يرونني أوضع في علبه؟ |
kuşaklar boyunca kötü davranış sergilemeyen üyelerden sonra Genovia'da nihayet dünya çapında bir skandal yaşandı. | Open Subtitles | بعد أجيال من الملوك الذين لا يستئون التصرف تحظى جنوفيا بفضيحة عالمية |
Uzun kuşaklar önce, bir toplama sırasında . Genii bir Wraith dartını düşürebildi. | Open Subtitles | العديد من أجيال مضت،اثناء المذابح الجيني أسقطوا سهم ريث. |
Benden çok önce bile, ateş bilgeleri, kuşaklar boyu bu tapınağı korudu. | Open Subtitles | العديد من أجيال حكماء النار حرسوا هذا المعبد قبلي |
Jonathan, o arazi kuşaklar boyu ailene aitti. | Open Subtitles | جوناثان، هذه الأرض تعود لعائلتك منذ أجيال |
kuşaklar boyu saftirik turistler, mezar hırsızları.. | Open Subtitles | أجل ، أجيال من السذاجة و السياح و غزاة السردايب |
- kuşaklar arası bir sandviç yapalım. | Open Subtitles | فالنصنع ساندويشاً ذو أجيال متعددة يا إلهي |
kuşaklar boyu süren baskı ve yoksulluktan sonra kiracı çiftçiler, zengin toprak sahiplerinin talep ettiği yüksek kiralara... ve işledikleri araziden zalimce kovulmalarına isyan etmeye başlamışlardı. | Open Subtitles | بعد أجيال من الأحتلال والفقر قام الفلاحون المقهورون بعمل ثورة ضد الايجارات الظالمة والتجريد القاسى المفروض عليهم من ملاك الأراضى الأثرياء |
Bir katil işlediği alçakça bir cinayete eşlik eden düşüncelerini, gelecek kuşaklar için not etmişti. | Open Subtitles | و التي قام القاتل بعناء كتابتها للأجيال القادمة و التي تحوي الأفكار التي رافقت أكثر الجرائم دناءة |
Bu keşfi gelecek kuşaklar için saklamalı ve içerideki yeni insanı takdir etmeliyim. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَبقي هذا الإكتشافِ الجديدِ للأجيال القادمةِ... ويَحترمُ الشخصَ الجديدَ داخل. |
Evan'ın hayatı, gelecek kuşaklar için umut ışığı olabilir. | Open Subtitles | قد تقدم حياة إيفان الأمل للأجيال القادمة |
Genç kuşaklar için yeni imkanlar inşa etmek daha iyi kuşaklara ve yarın Afrika için daha iyi bir geleceğe sebep olacaktır. | TED | بناء القدرات للجيل الصاعد قادر على بناء جيل أفضل ومستقبل أفضل لأفريقيا |
Bazen daireler çiziyor, bazen geriye bile gidiyor ve bazı kuşaklar büyük dedelerinin yaptığı hataların aynını yapabiliyor. | TED | فأحيانًا يعيد نفسه، أو حتى يتراجع للخلف، وأنه يمكن لأجيال ارتكاب نفس الأخطاء التي ارتكبها أجداد أجدادهم. |