Bu işin içinde eşim, arkadaşım, kankam, uzaktan arkadaşım, mektup arkadaşım, papağanım, anlamlı konuşmalar yapan biri, güzel bir kucaklaşma ya da göz teması olsa bile değişmez. | Open Subtitles | أو زوجة أو صديق أو حبيبة أو معرفة عابرة أو صديق مراسلة أو ببغاء أو محادثة ذات مغزى أو عناق وجيز أو اتصال بصري |
Ne kadar konuşsan da, dinlesen de ya da kucaklaşma benle babam arasındaki hiçbir şeyi düzeltmeyecek.. | Open Subtitles | وما من حديث، أو استماع، أو عناق سيصلح أي شيء بيني وبين والدي |
Sen, ben, patlamış mısır, biraz korku belki biraz kucaklaşma. | Open Subtitles | أنت أنا , محفظة من الذرة المحمصة بعض الرعب ربما بعض العناق |
- Annemin dediğini hatırla. El sıkmak da kucaklaşma sayılır. | Open Subtitles | تذكر ما كانت امي تقوله دائما((المصافحه هي جيده كما العناق)) |
"Bir öpücük, bir kucaklaşma için olma bir kızın esiri | Open Subtitles | لاتجعل الفتاة تصبح سيدك أبداً" فقط من أجل حضن وقبلة |
Dostum, arkadaşlarıyla kucaklaşma takvimi tutuyor. | Open Subtitles | لديه برنامج للعناق مع أصدقائه ياصاح |
Çiğnemeyi bıraksan bu kucaklaşma çok daha anlamlı olabilirdi. | Open Subtitles | هذا عناق يعني أكثر إذا قمت بإيقاف المضغ. |
Neşemi bana tekrar kazandırdın. Sonunda kucaklaşma olacağını bilseydim yapmazdım. | Open Subtitles | لقد اعدت لي المتعة لم أكن لأفعلها لوكنت اعلم ان هناك عناق في النهاية |
Sadece bir- - Sadece erkekçe bir kucaklaşma. | Open Subtitles | أنه عناق فقط ، سيكون عناقاً صغيرا |
Hoş bir şeye ne dersiniz, sıcak bir kucaklaşma gibi? | Open Subtitles | ، ماذا عن شيء لطيف مثل عناق حنون؟ |
...kucaklaşma, el sıkma ya da beşlik çakma. Siz seçin. | Open Subtitles | عناق ، مصافحة أو ضرب في الكف ، قرارك |
Standart bir kucaklaşma en fazla iki Mississippi uzunluğundadır. | Open Subtitles | العناق العادي لا يتعدى الثانيتين |
'benim topraklarım tatlı bir kucaklaşma' dan sonra fark ettim ki Hindistan'dan uzaklara gitsem bile Hindistan benden asla uzaklaşamaz. | Open Subtitles | بعد القدوم الى أرضى التى ... مثل العناق الجميل ... حتى لو ابتعدت عن الهند ... الهند لا تبتعد عنى ... |
"kucaklaşma." O filmi çok severim. | Open Subtitles | "العناق المفاجئ" . لقد أحببتُ ذلكَ الفلم |
Standart bir kucaklaşma en fazla iki Mississippi uzunluğundadır. | Open Subtitles | العناق العادي لا يتعدى الثانيتين |
Evet. Kocaman bir kucaklaşma istiyor. | Open Subtitles | نعم إنها تحتاج إلى حضن كبير حضن عائلى كبير |
- Teşekkürler, Bay Sanford. - Şey, bir kucaklaşma bir şey değildir tatlım. | Open Subtitles | شكرا لك سيد سانفورد الا يساوى حضن عزيز |
Sıcak çay içini ısıtan bir kucaklaşma gibidir. | Open Subtitles | .الشاي الدافيء مثل حضن لأعضائك الداخلية |
Dur tahmin edeyim, kucaklaşma zamanı mı? | Open Subtitles | حسنًا أعتقد أن لدي وقت للعناق |
Göğsümden vurulmak tıpkı nazik, hoş bir kucaklaşma gibi hissettiriyor ve ceketinin içine giyilebilecek kadar ince ve kabarıklık yapmaz. | Open Subtitles | ان يُطلق عليك الرصاص وانت تلبس سترتي لا تختلف كلياً عن الشعور بالراحة كعناق قوي وهي رقيقة كفاية لتلائم معطفك |
Büyük toplu kucaklaşma. | Open Subtitles | أيها المجموعه تعانقوا عناقا كبيرا مجموعه تعانقوا |
Bu kucaklaşma bölümünü atlarsak. | Open Subtitles | طالما نبتعد عن المعانقة هذه |
Orada hiç çocuk yoktu ve kesinlikle bu bölgede hiçbir kucaklaşma olmadı. | Open Subtitles | لم يكن هنالك أطفال .. ولم يكن هنالك بالتأكيد أحضان في هذه المنطقة |