| kulağına ya da burnuna girip kafanın içine yumurta bırakıyor. | Open Subtitles | إنها تطير وتدخل أذنك أو أنفك وتضع بيوضها في رأسك |
| Bu kablosuz bir iletişim birimi. Bunu sağ kulağına takmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذه وحدة إتصال لا سلكية، أريدك أن تضعها في أذنك اليمنى. |
| Arkadan kulağına bir tane sıkacaksın, görelim bakalım ne kadar dayanıklı. | Open Subtitles | بوضع رصاصة في أذنه من الخلف أريد أن أرى مدى قوته |
| Gemiyi kaybetmeden önceki gece Judy'nin kulağına bir şey söyledi. | Open Subtitles | الليلة التي تسبق ليلة فقداننا للسفينة، همس بشئ في أذنها |
| Silahlı Soygun Masası'nın çıkardığı ses ağabeyinin kulağına çalındı mı? | Open Subtitles | هل سمع أخوك بالضجة التي أثارتها شرطة مقاومة السطو المسلح؟ |
| Senin polis olduğunu bilen kötü bir adamın bıçağını kulağına dayaması gibi. | Open Subtitles | نعم، مع سكين ضاغطٌ على اذنك بواسطه رجل سئ واثقٌ أنك شُرطي |
| Bu sefer adam gibi bir bahanen olsa iyi olur çünkü kulağına uysun diye kulak çöpü taramak saçmalıktan başka bir şey değil. | Open Subtitles | من الأفضل ان يكون عذرك جيدا هذه المرة لأن قص أعواد القطن لتلائم أذنيك هو هراء واضح |
| Yaralanıp dibe doğru çöktüğünü hissettiğin an bu küçük melek senin kulağına fısıldayacak. | Open Subtitles | وإذا تاذيت يوماً،وشعرت أنك تُهزم هذا الملاك الصغير سيهمس فى أذنك |
| kulağına, annenin dilinden daha doğal ne gelebilir ki? | Open Subtitles | ماذا سيكون أكثر طبيعية من لسان والدتك في أذنك ؟ |
| - O telefonu kulağına götür. | Open Subtitles | ضع هذا الهاتف على أذنك ,دعها ترى انك رجل |
| Kalbimi kulağına götürsen, okyanusu duyabilirsin. | Open Subtitles | أذا رفعت قلبي الى أذنك ستسمعين صوت البحـر |
| Parmaklarını kulağına sokarlar. Sinir bozucuydu. | Open Subtitles | يقومون بترطيب اصبعهم وغرزها في أذنك إنه يسبب القشعريرة |
| Bu sırada kulağına biraz alkol damlatın ve kulağındaki haham böceğini çıkarın. | Open Subtitles | ينما تقومون بهذا ضعوا القليل من الكحول في أذنه و أخرجوا الصرصور |
| Dudaklarımızdan, onun kulağına en derin hislerimizle, tevazuuyla dua ediyoruz. | Open Subtitles | من شفاهنا الي أذنه وبلغة إشتياقنا الكبير نحن نصلي بخشوع |
| Hani şu şort giyen, kulağına çiçek takan adam. | Open Subtitles | ذلك الذي يرتدي سراويلاً جلديّة و وردة خلف أذنه. |
| Örümceklerden korkuyormuş ve o uyurken kulağına girip yumurtlamalarından endişe ediyor. | Open Subtitles | وتخشى أن يزحفوا إلى أذنها ويضعوا بيضهم بداخل رأسها وهي نائمة |
| Zavallı biçarenin biri, bütün gece, fok suratlıya kulağına damla damlattırmış, değil mi? | Open Subtitles | إحدى تعيسات الحظ جعلت الأبله المسن يصب في أذنها الكلام طوال الليل, أليس كذلك؟ |
| Eğer benim fazladan çalışmak için gönüllü olduğum kulağına giderse,... | Open Subtitles | وإذا سمع بطريق التواتر أنني أعمل وقتاً إضافياً |
| Göze göre değişir. Ahbap, kulağına pil kaçmış. Acıtıyor olmalı. | Open Subtitles | انا اعتقد انه يعتمد على العين يا صاح , لديك بطارية متعلقة في اذنك لا بد انه مؤلم |
| Ne Tanrı'nın sözlerinin kulağına ulaştığına ne de elinin omuzuna dokunduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن أي كلمة من الأب ما وصلت أذنيك ولا أيديه إمتدت على أكتافك يبدو أنك لا شيء أكثر من ذئب مفترس |
| Kraliçenin kulağına fısıldadığı şu gizemli zümrüt hikayesini dinlemek istiyorum. | Open Subtitles | أفضل أن أعرف سر الزمردة و أعرف مالذي همست به الملكة في أذنكِ |
| Diş radyosu. Sesi çene kemiğine, oradan kulağına yolluyor. | Open Subtitles | إنه لاسلكي أسنان إنه يصدر الصوت لأعلى فكك ليصل لأذنك |
| Böceklerin insanların burun veya kulağına girdiği vakalar olmuştur. | Open Subtitles | كانت هناك حالات حيث صرصور زحفت إلى الأذن أو أنف الشخص. |
| Çocuğunu büyütür belli bir yaşa getirirsin, sonra Texas gülümseyerek kulağına şunları fısıldar, | Open Subtitles | ترعى الام طفلها حتى يكبر فتأتي تكساس وتهمس في اذنه وتبتسم له |
| kulağına gitsin istemeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نريد أن تبقى . هذه النغمة اليونانية بأذنه |
| Bana Cipi getir, yoksa küçük kızının kulağına mermi koyarım. | Open Subtitles | ستحضرين ليّ أنتِ تلك السيارة أو سأضع رصاصة بأذن ابنتكِ الصغيرة. |
| Eğildi ve kulağına şöyle fısıldadı: | Open Subtitles | تميل برأسها عليك وتهمس بأذنك قائلةً |
| Eğer sözlerin ulu Hakan'ın kulağına gidecek olursa fena halde kırbaçlanırsın! | Open Subtitles | يا عبد ، ستجلد إذا بلغت كلماتك مسامع الخان العظيم |
| Belki de kulağına pis şeyler sokmayı bırakmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما، حان الوقت لتتوقف عن وضع الأشياء المتسخة داخل اذنيك |