"kullanmak zorunda" - Translation from Turkish to Arabic

    • لإستخدام
        
    • على استخدام
        
    • تريد أستخدام
        
    • أن أستعمل
        
    • أضطر لاستعمالها
        
    • من الضروري استعمال
        
    • كان علينا أن استخدام
        
    • فسأضطر لإتخاذ إجراء
        
    • لا تضطرنا
        
    • الضروري أستعمال
        
    • يجب استخدامها
        
    • أضطررت لأستخدام
        
    • اضطررت لاستخدام
        
    Ve çoğunuz hatırlayacaktır okyanus biliminin ilk aşamaları parmak uçlarımızda ne varsa onu kullanmak zorunda olduğumuz zamanlardı. TED كثير منكم يتذكروا المراحل الأولية لعلم المحيطات, عندما كنا مضطرين لإستخدام ما في متناول أيدينا
    Eğer yeterince büyük bir silahlı çatışma başlatabilirsek konumlarını bildirmek için, komandoları, telsiz frekanslarını kullanmak zorunda bırakabiliriz. Open Subtitles لو أمكننا بدء قتال ناري كبير يمكننا إجبار مقتليهم على استخدام ترددات اللاسلكي لتوضيح مواقعهم
    Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Arkadaşım banyoyu kullanmak zorunda. Open Subtitles انا لست مجنون, لكن صديقتى تريد أستخدام الحمام.
    Eğer senatörü öldürme planlarımızdan kimseye söz ettiysen... bana şimdi söyle... ben de o zaman bunu kullanmak zorunda kalmam. Open Subtitles إن تكلمت عن مشروعنا لقتل النائب... ...قل لى حالاَ... ...ولن يكون على أن أستعمل هذا.
    Bu bende kalıyor, gözlerini dört aç bende bunu kullanmak zorunda kalmayayım. Open Subtitles سأحتفظ بها، وستبقي عينيك للأمام ولن أضطر لاستعمالها
    Her sözünde "koku" kelimesini kullanmak zorunda mısın? Open Subtitles هل من الضروري استعمال كلمة هدية كل مرة؟
    Yağmur yüzünden çadırların brandasını çatıda kullanmak zorunda kaldık. Open Subtitles كان علينا أن استخدام الأشرعة على السطح، بسبب المطر.
    Ya bana paramı geri verirsin ya da zor kullanmak zorunda kalacağım. Open Subtitles إماأنتجلبلينقودي؟ وإلا فسأضطر لإتخاذ إجراء
    Bizi 50.000 volt elektrik kullanmak zorunda bırakma. Open Subtitles لا تضطرنا لإستخدام 50 ألف فـولت معك فرانك
    Ve tamam. Ben... Ben peçetemi kullanmak zorunda değilim. Open Subtitles لا بأس في ذلك ليس من الضروري أستعمال منديلي
    Özetlemek gerekirse, çünkü; bunun kullanmak zorunda olduğun temel bir teknoloji olduğu endişesinden kurtul. TED وذلك حيث يمكننا أولاً تلخيص التخلّص من المخاوف الرئيسية بأنها تكنولوجيا أساسية يجب استخدامها.
    FM sinyal kullanan eski cihazlardan kullanmak zorunda kaldım. Open Subtitles أضطررت لأستخدام واحداً قديماً الذي يستخدم موجات"أف.أم"
    Cok küçük bir cap kullanmak zorunda kaldim alanin derinligini alabilmak icin. TED اضطررت لاستخدام فتحة صغيرة جدا للحصول على عمق الميدان.
    Böylece birini iş üzerinde kullanmak zorunda kalırsam izleri silip nehre atabilirim. Open Subtitles حتى إذا إضطررتُ لإستخدام واحدة في العملية أستطيع أن أمسح البصمات من عليها و ألقي بها في النهر
    Geçebilmek için İtalyan arabalarını kullanmak zorunda kaldık. Open Subtitles في طريقنا إضطررنا لإستخدام السيارات الإيطالية
    Küresel bir kriz ajanlarımızdan birini Macellan'ın usturlabını kullanmak zorunda bıraktı. Open Subtitles ازمة عالمية أجبرت أحد عملاؤنا على استخدام اسطرلاب ماجيلان
    Kapa çeneni, okej! Beni bunu kullanmak zorunda bırakma. Open Subtitles اخرسوا لا تجبرونى على استخدام هذا الشئ
    Ben deli değilim, ama arkadaşım tuvaletinizi kullanmak zorunda. Open Subtitles انا لست مجنون, لكن صديقتى تريد أستخدام الحمام. فالحاله طارئه سأعطيك $100.
    Sonunda çek defterimi kullanmak zorunda kaldım. Open Subtitles و بالأخير إضطررت أن أستعمل دفتر شيكاتى
    Bu yüzden de N.S.A.'in iyi adamların bir kısmını onu alt etmek için kullanmak zorunda kalacağım. Open Subtitles يجب علي أن أستعمل عشرات من مصادر "وكالة الأمن القومي" العالية. لأتعقبها. الأمر يستحق.
    Bu bende kalıyor, gözlerini dört aç bende bunu kullanmak zorunda kalmayayım. Open Subtitles سأحتفظ بها، وستبقي عينيك للأمام ولن أضطر لاستعمالها
    Her sözünde "koku" kelimesini kullanmak zorunda mısın? Open Subtitles هل من الضروري استعمال كلمة هدية كل مرة؟
    Bunun normal bir film olması gerekiyordu ama yeterince para toplayamadığımız için daha basit teknikler kullanmak zorunda kaldık. Open Subtitles كان من المفترض أن يكون هذا فيلم روائي طويل ولكن بما أننا لا نملك المال كان علينا أن استخدام تقنية أبسط من تلك بكثير.
    Ya bana paramı geri verirsin ya da zor kullanmak zorunda kalacağım. Open Subtitles إماأنتجلبلينقودي؟ وإلا فسأضطر لإتخاذ إجراء في الحقيقة، أنا...
    Bizi 50.000 volt elektrik kullanmak zorunda bırakma. Open Subtitles لا تضطرنا لصعقك بخمسين ألف فولط يا (فرانك)
    Sorun değil. Peçetemi kullanmak zorunda değilim. Open Subtitles وهو بخير ليس من الضروري أستعمال منديلي
    Bu harita sadece hızlı ulaşım bağlantılarını, yerel otobüsler olmadan, daha çok Londra'da başarıyla uygulanan metro haritası tarzında gösteriyor, ayrıca birçok diğer büyük şehirlere ihraç edildiği için bizim toplu taşıma haritalarında kullanmak zorunda olduğumuz dil de bu yüzden budur. TED هذه الخريطة توضح علاقات المواصلات السريعة فقط لا وجود للحافلات المحلية، و تشبه كثيرا أسلوب خريطة المترو و قد كان هذا ناجحا جدا في لندن، و قد تم نقله إلى مجموعة من المدن الرئيسية الأخرى و لهذا كانت هذه هي اللغة التي يجب استخدامها لخرائط المواصلات العامة
    Mevcut hareketlerim kısıtlandığından beri kaynaklarımı kullanmak zorunda kaldım. Open Subtitles لقد اضطررت لاستخدام مصادري كون أنشطتي قد حُددت بعض الشيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more