| Sadece kimya laboratuvarlarında değil, tişörtler, kahve kupaları ve duş perdeleri üzerinde de görebilirsiniz. | TED | إنه لا يستخدم فحسب في كل مخبر كيميائي حول العالم ولكن يمكن رؤيته على الملابس و على أكواب القهوة وحتى على ستائر الحمام |
| Ve içerisinde bir mıknatıs gizleyen ve oradaki pusulaları delice döndüren, onların her zaman merkezinde gözüken, esspreso kupaları yaptık | TED | وكان لدينا أكواب اسبريسو مصنوعة خصّيصا، تمّ إخفاء مغناطيس داخلها، بحيث تجعل عقارب تلك البوصلات تتحرّك بجنون، وتتجه صوبها بإستمرار، |
| Bu kupaları geçekten seviyorum. | Open Subtitles | أنت، تعجبني هذه الأكواب الخزفية حقيقة. |
| Eve gittiğimizde kurtulmam gereken "Dünyanın En İyi" kupaları var. | Open Subtitles | عندما نعود للمنزل، هناك بعض الأكواب مكتوب عليها "افضل اب" سأحتاج للتخلص منها |
| Pek çoğu burada yoğunlaşmıştır. Ama stadın çeşitli yerlerinde şampiyonluk kupaları ve tarihi formalar var. | Open Subtitles | نجمع غالبيتها هنا ، ولكن لدينا أيضاً كؤوس البطولات وأقمصة اللاعبين المعتزلين منتشرة في المكان بأكمله |
| kupaları çalmak istemiş olabilir. | Open Subtitles | تلك الكؤوس على ما أظن - متى ستصل الشرطة إلى هنا ؟ |
| Mal almak için bir sürü adres var. Kahve kupaları, kazaklar, şapkalar. | Open Subtitles | جميع أنواع الإيصالات لشراء البضائع، يمكنك ابتياع فناجين قهوة، قمصان جميلة، قبعات |
| Çirkin FBI kupaları da yok. | Open Subtitles | لم يبقى من أكواب مكتب التحقيقات الفيدرالي القبيحة لأجلك |
| Mesela yatağımızdaki eski bir dost, kötü günler için saklanmış para ya da uyumlu kahve kupaları gibi. | Open Subtitles | كصديق طفولة قديم في السرير ان نوفر بعض النقود ليوم الحاجة او وجود أكواب القهوة المتماثلة |
| Evet, kupaları gördükten sonra üzüldü ve gitti. | Open Subtitles | نعم، حصلت على اضطراب وترك بعد أن شهدت هذه أكواب. |
| Bir oraya bir buraya yürüyüp durma diye en sevdiğin kupaları makinenin yanına koyuyorum. | Open Subtitles | نقلت كل أكواب القهوة المفضلة لديكِ قرب آلة القهوة حتى لا تضطرّي للذهاب والعودة |
| Kapı kolları, kahve kupaları, sandalyeler... | Open Subtitles | لعام كامل قضيته في جمع بصمات جزئية من مقابض الأبواب ، أكواب القهوة ، الكراسي |
| Tişört ve kahve kupaları yaptırmıştınız. | Open Subtitles | لقد طلبت صناعة قمصان تحمل ذلك الشعار و أكواب قهوه |
| Hayatım, o kupaları kabul ettiğimizde bunun olabileceğini biliyorduk. | Open Subtitles | مهلًا! يا عزيزتي، عندما قبلنا هذه الأكواب علمنا أنّ هذه الأفعال ستحدث. |
| Bu kupaları seviyorum. | Open Subtitles | .. تعجبني هذه الأكواب |
| Ve Super Save a Bunch'tan geçen hafta aldığımız o hoş plastik kupaları. | Open Subtitles | وبعضاً من هذه الأكواب البلاستيكه التي لديك في حفله (سوبر سايف بنش) في الإسبوع الماضي |
| kupaları kırmaya devam et. | Open Subtitles | إستمر فقط في تحطيم الأكواب |
| İkincilik kupaları bana hep kazanamadığının hatırlatması gibi gözükür. | Open Subtitles | إنني دائماً أجد كؤوس المركز الثاني .تذكرنا فقط بأننا لن نفز |
| Köpek gösterilerinden kazandığı üç rafı kaplayan kupaları varmış... ve bir grup en iyi erkek arkadaş resimleri. | Open Subtitles | لديها ثلاث رفوف من كؤوس عروض الكلاب في الداخل و مجموعة من الصور لصديق الإنسان المفضل |
| Britanya'lılar nasıl da tenisi kendi icatları gibi, ve tüm kupaları kendi hakları gibi görüyor. | Open Subtitles | و جميع كؤوس التنس هي من حقهم الشرعي |
| En çılgın kupaları biz yapabilirdik be. | Open Subtitles | أفضل الكؤوس يا صاح |
| Bay Shue, Sue gelip Cheeriolara yaptırmadan önce kupaları paketlememizi istedi. | Open Subtitles | حسنٌ , أردنا سيد (شو)بأن نحزم الكؤوس قبل أن تأتي (سو)وتجعل المشجعات يفعلون ذلك. |
| Üzgünüm, "Bir Numaralı Patron" kupaları bitmişti. | Open Subtitles | آسف،نحن خارج فناجين المدير الأول |