"kurtarabileceğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • إنقاذها
        
    • ينقذ
        
    • إنقاذي
        
    • إنقاذهم
        
    • تنقذي
        
    • سينقذ
        
    • إنقاذُ
        
    • إخراجك من
        
    • يمكنك انقاذ
        
    • بإمكانه إنقاذ
        
    • تستطيع إنقاذ
        
    - Hayır. - Onu kendi başına kurtarabileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles ـ كلا ـ أتعتقد أن بإمكانك إنقاذها بمفردك؟
    kurtarabileceğini sandığın ıstıraplı ruhlardan biriydi. Open Subtitles إحدى الأوراح المعذبه التي تظن نفسك قادراً على إنقاذها
    Füzeler Rus uçağından geldi. Grennel gemiyi kurtarabileceğini düşünüyor, ama uçaklar paramparça. Open Subtitles الصواريخ جاءت من طائرة روسية جرينيل يعتقد بأنّه يمكن أن ينقذ السفينة
    Kan vermenin hayat kurtarabileceğini söylerler. TED يقولون أن التبرع بالدم يمكن أن ينقذ حياة.
    Beni kurtarabileceğini düşündün. Ama tek yaptığın bir canavar yaratmaktı. Open Subtitles ظننتِ أن بإمكانَكِ إنقاذي جُلَ ما فعلته، هو إنشاء وحشٌ آخر
    Sende çizerek onları nasıl kurtarabileceğini mi anlattın? Open Subtitles لذا أخبرتهم كيف تستطيعين إنقاذهم جميعا بخدش واحد؟
    Sakın böyle ezilmiş gençleri kurtarabileceğini düşünme Open Subtitles لا تعتقدي مطلقا بأنه يمكنك ان تنقذي هؤلاء الفنانون المذّبون الشباب
    Bana işçiler getirebileceğini ve işimi, adımı kurtarabileceğini söyledi. Open Subtitles قال أنّه سيأتي إليّ بطاقم عملٍ، و الّذي سينقذ عملي و أسمي.
    Demek ki, her şeyi kurtarabileceğini düşünen kibirli bir avukatmışsın. Open Subtitles حسنٌ , لقد إتضح بأنك ليسَ إلا ثرثارٌ متعجرف .يعتقدُ بأنهُ يُمكنهُ إنقاذُ أيّ شيء
    Bu küçük kızın sizi bu beladan kurtarabileceğini mi sanıyorsunuz? Open Subtitles أتعتقد أن تلك الفتاة الصغيرة يمكنها إخراجك من هذه الفوضى؟
    Ama bu sefer hangi şartlar altında bu büyüme sorunu olan bebeği kurtarabileceğini düşündün? Open Subtitles تحت اي سبب قلت انه يمكنك انقاذ ذلك الرضيع؟
    Ne yapıp edip çocuğun onları kurtarabileceğini aklına soktu ! Open Subtitles وبطريقة ما، قام بإقناعه أنه يستطيع إنقاذها!
    Herkes, onu kurtarabileceğini düşünüyor. Open Subtitles جميعكم تفكرون بوسعكم إنقاذها.
    Bunun onu kurtarabileceğini bile bile Iris'in ölmesine göz yumamam. Open Subtitles لا يمكنني ترك (أيريس) تموت وأنا على علم أن هذا يمكنه إنقاذها
    Jack'e, onu kurtarabileceğini söyle. Open Subtitles قولي لـ(جاك) أنه بإمكانك إنقاذها
    Bizim önerimizin bu gemideki herkesi kurtarabileceğini anlıyor musun? Open Subtitles هل تفهم أن مانعرضه قد ينقذ كل فرد على السفينه ؟
    Biz senin kemik iliğinin Sa'yı kurtarabileceğini düşünüyoruz. Open Subtitles لقد تأكدوا بأن ما تتمتعون به نخاع العظام يمكن أن ينقذ سا.
    Dünyayı kurtaramayacağını ama güzelliğimi sonsuza kadar muhafaza edip beni kurtarabileceğini söyledi. Open Subtitles لا يمكنه أن ينقذ العالم, قال,لكن يمكنه أن ينقذني, الحفاظ على جمالي إلى الأبد,
    Beni kurtarabileceğini sanmıştım. Open Subtitles لقد إعتقدتُ بأن بوسعها إنقاذي.
    - Bence beni kurtarabileceğini düşünüyor. Open Subtitles إنه يعتقد أنه يستطيع إنقاذي
    Senin onları kurtarabileceğini umuyorlar. Open Subtitles وهم يأملون في أن تتمكن من إنقاذهم
    Yani tüm bu maskaralık bir intihar görevi için miydi? Böylece kendini kurban edip, diğerlerini kurtarabileceğini mi düşündün? Open Subtitles لذا هذهِ التمثيلية كانت مُهمة إنتحار لتضحي بنفسكِ، و تنقذي الجميع؟
    Ama akşam yemeğinin onu kurtarabileceğini sanmıyorum. Open Subtitles لكني لا أظن أن العشاء سينقذ ذلك الزواج
    Bunu kurtarabileceğini mi düşünüyorsun. Kurtaramazsın. Open Subtitles تظنّين أنّه يمكنكِ إنقاذُ هذا، لا يمكنكِ ...
    Seni kurtarabileceğini mi sandın? Open Subtitles فكّرتى أنه قد يستطيع إخراجك من هنا ، أو شيء؟
    Belki dünyayı kurtarabileceğini bile düşünmüşsündür. Open Subtitles ربما ظننت انه يمكنك انقاذ العالم
    Dünyayı tek başına kurtarabileceğini sanıyor. Open Subtitles يعتقد أن بإمكانه إنقاذ العالم بيديه المجردتين
    Buraya üniformanla gelip insanları kurtarabileceğini mi sandın? Open Subtitles تأتى إلى هنا بذى الإتحاد الافريقى معتقداً انك تستطيع إنقاذ هؤلاء القوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more