"kurtarmakla" - Translation from Turkish to Arabic

    • إنقاذ
        
    • بإنقاذ
        
    • انقاذ
        
    • لإنقاذ
        
    • أنقاذ
        
    • بانقاذ
        
    Şansıma kasabanın şerifleri namlı bir hırsızı farkemeyecek kadar dünyayı kurtarmakla meşgullerdi Open Subtitles لحسن حظّي فإنّ إنقاذ العالَم يشغل مأموري البلدة عن ملاحظة لصّ عاديّ
    Sıcak banyo ve omlet hazırlamak 5 yaşında bir çocuğun hayatını kurtarmakla karşılaştırılabilir mi? Open Subtitles تعنين أن إعداد الحمام الساحن والعجة يتساوى مع إنقاذ حياة طفل فى الخامسة من عمره
    İnsanları onlardan kurtarmakla o kadar meşguldüm ki hiç bu açıdan bakmamıştım. Open Subtitles أظنني كنت مشغولاً بإنقاذ الناس منهم، ولم أنظر للأمور من هذه الزاوية.
    Bunu savunabilirim. Bu artık kendimizi kurtarmakla ilgili değil. Open Subtitles لا يمكنني الحوول دون ذلك لم يعد الأمر يتعلق بإنقاذ أنفسنا
    Superman bile bu olayı kaçırdı. Bu kaltağı kurtarmakla meşguldü kendileri. Open Subtitles حتى سوبرمان فاته ذلك لقد كان منشغلا في انقاذ هذه المرأة
    Bu evliliği kurtarmakla ilgili, bir şans varsa, mahvettin. Open Subtitles لقد قمتي بالقضاء على أي فرصة لإنقاذ هذا الزواج
    Ben, koşulsuz sevgi ve saygının sadece insan yaşamını kurtarmakla kalmayıp onu dönüştürebileceğinin de bir kanıtıyım. TED انا دليل، الحب غير المشروط والاحترام ليس بأمكانه فقط أنقاذ حياة ولكن بأمكانه تغيير حياة
    Yağmur ormanı kurtarmakla, sandaletini geri dönüştürmekle falan meşguldür. Open Subtitles هو مَنْ يريد إنقاذ الغابات الإستوائية . أو إعادة تدوير أحذيته القديمة أو أي هراء مثل هذا
    Bu, birinin ruhunu kurtarmakla ilgiliydi. Yaptığım şey buydu ve sen onun bir parçası değildin. Open Subtitles كان هذا عن إنقاذ روح هذا ما أفعله و أنت لست جزءاً منه
    Bak sen. Dünyayı kurtarmakla o kadar meşgulsün ki kendi evliliğini bile kurtarmaktan acizsin. Open Subtitles حسناً، إذا لم تكن هذه هي المرأة المشغولة جداً بإنقاذ العالم أكثر من إنقاذ زواجها
    Zamanında verseydin tavsiyen işime yarardı ama yine babanı kurtarmakla meşguldün. Open Subtitles تعلمون جيدا، وأنا يمكن لقد استخدمت هذه النصيحة، ولكن كنت خارج إنقاذ والدك مرة أخرى.
    Hülâsâ, Dünya gezegenini kurtarmakla ilgili bütün o saçmalıklar asıl sorun o değil. Open Subtitles لذا كل هذه الأمور حول إنقاذ كوكب الأرض، ليست تلك المشكلة.
    yapmasaydım, sen ölmüş sen de sahil korumasına katılıp aptal balinaları kurtarmakla meşgul olurdun. Open Subtitles ،إن لم أرسلها كنت الآن ميتاً وأنت منظم إلى خفر السواحل أو إنقاذ الحِيتان الغبية
    Haftanın yedi günü dünyayı kurtarmakla meşgulüm. Open Subtitles حسناً، سبعة أيام فى الإسبوع وأنا مشغولة بإنقاذ العالم
    Sedyeci hayat kurtarmakla yükümlü, tehlikeye atmakla değil. Open Subtitles يفترض أن يقوم حامل النقّالة بإنقاذ الحيوات وليس تعريضها للخطر
    Bu yüzden,Stark milyonlarca insanın,yaşamını kurtarmakla ilgilenmedi. Open Subtitles لذا ستارك ليس مهتم بإنقاذ حياة البلايين من الناس
    Bu insanların hayatlarını kurtarmakla hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles لا علاقة للأمر بإنقاذ هؤلاء الناس الأمر يتعلق بك
    Babam hep dünyayı kurtarmakla meşguldü. Open Subtitles عندما كانت متزوجة من ابى كان دائم التنقل من اجل انقاذ العالم
    ...helikopterdeki adamlarımı kurtarmakla yerdeki o adamları kurtarmak arasında. Open Subtitles بين انقاذ رجالي على المروحية , أو انقاذ الرجال على الأرض
    Ve sonuç olarak sadece senin hayatını kurtarmakla kalmadı... bana özgürlüğümü vermiş oldu. Open Subtitles ولمْ يؤدِّ ذلك لإنقاذ حياتك فحسب بل لمنحي حرّيّتي أيضاً
    Zavallı bir kızı kurtarmakla her şeyin değişeceğini mi sanıyordun? Open Subtitles هل أعتقدت أن أنقاذ شخص واحد سيغير أى شىء فى الأمور؟
    Yani dul ve yetimleri kurtarmakla, ...dünyamızı yaşanacak bir yer haline getirmekle meşgul olmadığın zamanlarda? Open Subtitles أعني، عندما لا تكون مشغولاً بانقاذ الأرامل والأيتام وجعل عالمنا مكان أفضل للاقامة. في الأراضي الواسعة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more