"kusursuz değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليست مثالية
        
    • ليس مثالياً
        
    • عيوبها
        
    • ليست كاملة
        
    • ليست مثاليه
        
    • ليس مثالي
        
    • ليس كاملا
        
    Kanunlar kusursuz değil çünkü kanunları yapan insanlar da kusursuz değil. Open Subtitles القوانين ليست مثالية لأن البشر ، الذين أنشأوا القوانين ليسوا بمثاليين
    Kanunlar kusursuz değil çünkü kanunları yapan insanlar da kusursuz değil. Open Subtitles القوانين ليست مثالية لأن البشر ، الذين أنشأوا القوانين ليسوا بمثاليين
    Çünkü içgüdülerimiz inanmak istediğimiz kadar kusursuz değil. TED وهذا بسبب أنّ حدسنا ليس مثالياً لتلك الدرجة التي نوّد تصديقها.
    İdeal bir dünyada herkes aşk için evlenecek ama dünya kusursuz değil. Open Subtitles فى العالم المثالى كل شخص , يمكنه أن يتزوج ممن يحب . لكن العالم ليس مثالياً
    Demokrasi de kusursuz değil canım. Open Subtitles الديمقراطية لديها عيوبها
    Hayır, gerçekten hafıza da kusursuz değil. Open Subtitles لا، لا، حقاً، الذاكرة ليست كاملة إنها ليست جيدة حتى، اسأل الشرطة
    Sonuçlar kusursuz değil, ama... bazı sorularınıza yanıt verebilir. Open Subtitles والنتائج ليست مثاليه ولكن هذا قد يجيب عن العديد من اسئلتنا
    - kusursuz değil tamam ama bence konuşmamıza yardımcı oluyor. Open Subtitles لا ليس كذلك ولكنه ليس مثالي ولكن لا اعتقد أن هذا يساعدنا على الكلام
    Ancak, gerçek dünya kusursuz değil, bu yüzden içinde olan herşeyi yöneten tek bir yasa yok. Open Subtitles لكن العالم الحقيقي ليس كاملا و لذلك لا يوجد هنالك مبدأ واحد يستطيع توضيح كل شئ
    Bu gerçek hayat. kusursuz değil ama gerçek. Open Subtitles هذه هي الحياة الواقعية ليست مثالية, ولكنها حقيقية
    kusursuz değil sonuçta değil mi? Open Subtitles إنها ليست مثالية بالرغم من ذلك، صحيح؟
    Tabii hiçbir şey kusursuz değil ama bu epey yakın. Open Subtitles ليست مثالية بالطبع لكنها قريبة لذلك.
    Gördüğünüz gibi kodlayıcı-dönüştürücü ile tedavi edilmiş kör bir hayvandan alınan çıkış dizileri normal çıkış dizilerine gerçekten oldukça benziyor -- kusursuz değil, fakat oldukça iyi -- ve standart protez ile tedavi edilmiş kör bir hayvandan alınan diziler ise normal dizilere benzemiyor. TED وكما ترون الشفرات التي يتم اخراجها من الكائن الاعمى المعالج بواسطة المشفر والناقل هي تقريبا مماثلة تماما لتلك التي تخرج من الكائن السليم . انها ليست مثالية ولكنها جيدة حقاً واما عن تلك التي تخرج من الكائن الاعمى والمعالج بجهاز صناعي اعتيادي ليست بتلك الجودة
    kusursuz değil elbette. Open Subtitles إنها ليست مثالية نحن فقط
    Tabii ki, kusursuz değil. Open Subtitles إنها ليست مثالية
    Ve babanı örnek al. kusursuz değil. Open Subtitles و انظر، والدك ليس مثالياً
    kusursuz değil ama olası. Open Subtitles إنه ليس مثالياً , لكنه ممكن
    kusursuz değil! Open Subtitles ذلك ليس مثالياً, صح؟
    Biliyorum. kusursuz değil. Kusursuz mu? Open Subtitles أعرف، الأمر ليس مثالياً
    Demokrasi de kusursuz değil canım. Open Subtitles الديمقراطية لديها عيوبها .
    Ama bilgim kusursuz değil. Open Subtitles ولكن معلوماتي ليست كاملة
    Hayır, Amerika kusursuz değil. Open Subtitles لا , أمريكا ليست مثاليه
    Kusursuz bir dünyada, senin için bunu yapardım, fakat bu dünya kusursuz değil. Open Subtitles في العالم المثالي سأفعل ذلك لك لكن هذا العالم ليس مثالي
    Çünkü dünya kusursuz değil. Open Subtitles هذا العالم ليس كاملا, قبل كل شئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more