"kutsaldır" - Translation from Turkish to Arabic

    • مقدس
        
    • مقدسة
        
    • مقدّسة
        
    • مقدّس
        
    • المقدس
        
    • المقدسة
        
    • مُقدس
        
    • مقدساً
        
    • ليحيي الجميع
        
    • مُقدسة
        
    • مُقدّسة
        
    • ليتقدس
        
    • مُقدّس
        
    • مقدسون
        
    • مقدّسُ
        
    Ne olursa olsun yemin kutsaldır. O söz babama verilmişti. Open Subtitles ومع ذلك فهو مقدس - وهذا العهد كان لوالدي -
    Erkekle kadının aşkı da kutsaldır. Büyük bir sevme kapasiten var. Open Subtitles الحب بين الرجل و المرأة مقدس و أنت لديك قدرة عظيمة على الحب.
    Tüm Kastom kabilelerinde kutsaldır... ve bize barışın yolunu gösterecektir. Open Subtitles إنها مقدسة لكل أبناء حضارتنا و سترشدنا بطريقنا إلى السلام
    Özgünlüğe giden yol kutsaldır ve herkesin iyiliği için gerçeğin sadece sizi değil herkesi özgür kılacağına güvenmenizi ister. TED لكن الدعوة إلى الأصالة مقدسة وللمصلحة العامة، وتطلب منك أن تثق أن الحقيقة لا تحررك وحسب، بل ستحرر كل الناس.
    İnsan hayatı kutsaldır. Biri kendini öldürüyorsa, bu trajedidir. Open Subtitles حياة الإنسان مقدّسة وحين يسلب أحدهم حياته بيديه فهذه مأساة
    Bilge adam şöyle der, "Affetmek kutsaldır... fakat geç kalan pizzaya tam para ödeme." Open Subtitles قال رجل حكيم التسامح شيء مقدس ولكن لا تدفع سعر البيتزا كاملاً إذا تأخرت
    Hepsini kurtardım. Çünkü balıkların hayatı kutsaldır. Open Subtitles لقد أنقذتهم كلهم لأن كل روح سمكه هى شئ مقدس
    Boğa kutsaldır. Ölüm öbür dünya için bize yol gösterecek. Open Subtitles الثور مقدس الموت هو طريقنا الى ما بعد الموت
    Ülkemde evlilik gelenekleri çok kutsaldır. Open Subtitles إهمال التقاليد الزفاف التقليدي مقدس جداً في دولتنا
    Yemek benim için kutsaldır. Onu kirletecek hiçbir şey yapmam. Open Subtitles ، نذل ، غذاء مقدس من أجلي لن أفعل أي شيء مُخادع معه
    Merak etme, maskeni çıkarıp bakmadım. İnsanların sırları kutsaldır. Open Subtitles لاتقلق، أنا لم أنظر تحت القناع، الأسرار الشخصية مقدسة.
    Bazı yerler bir İngiliz için kutsaldır. Open Subtitles كرجل انجليزى هذة اماكن مقدسة وسرية
    Yaşadığımız bu çağda, bilgi kutsaldır. Bilgi güçtür. Open Subtitles في هذا الوقت والزمن , المعلومة مقدسة.
    Bu arazi benim için kutsaldır. Open Subtitles هذه الأرض بالنسبة لى أرض مقدسة
    Asla hoş karşılayamayız. İtimadımız kutsaldır. İnsan kalbinin içerisinde yaşama ayrıcalığına sahibiz. Open Subtitles لكننا لا نستطيع أن نهتم بذلك لدينا ثقة مقدّسة لدينا الحافز لندخل إلى قلب الشخص ببراعة
    Diğer bir deyişle, cinsellik, gerçek kapsamda, dünyevi değildir, o kutsaldır. TED وبمفردات أخرى، فإن الجنس بمعناه الواسع بعيدٌ كل البعد عن الدناءة، بل هو مقدّس.
    O aziz herkes için kutsaldır. Kimse dokunmaya cüret edemez. Open Subtitles لا يجرؤ مكسيكي على وضع يده على الاثر المقدس
    Bir Noter için Bay Marwan, söz vermek kutsaldır. Open Subtitles ثم، وعد، السيد مروان، كاتب عدل هو من الاشياء المقدسة
    Evet, ama evlilik kutsaldır. Open Subtitles حقاً , ولكن الزواج مُقدس
    Belki o cadı kutsaldır ya da kutsal bir yerde gömülüdür? Open Subtitles ربما أن الساحر كانَ مقدساً أو دفنَ في أرضٍ مقدسة؟
    Ori kutsaldır. Open Subtitles ليحيي الجميع الـ((أوراي))!
    Yüksek bir amaca hizmet ederken yapacağın her şey kutsaldır. Open Subtitles كل ما افعالك الان مُقدسة عندما تخدم اهداف اعلى
    Antrenör ve müşterisi arasındaki güven kutsaldır, tıpkı rahipler ve avukatlarınki gibi. Open Subtitles "الثقة بين المُدرّب و عميله مُقدّسة كما هو الحال مع الكهنة والمحامين"
    Göklerdeki babamız. Adın kutsaldır senin. Open Subtitles أبانا الذي في السموات ليتقدس اسمك ليأتي ملكوتك
    Asla söylemem. Aile meseleleri kutsaldır. Open Subtitles ما كنت لأجرؤ على ذلك فالأمور العائليّة لها شأن مُقدّس
    İnekler bizim için kutsaldır! Open Subtitles كيف تجرأ؟ البقر مقدسون بالنسبة إلينا
    Evlilik kutsaldır. Sana tren tarifesini geitrdim. Open Subtitles الزواج مقدّسُ أحضرتُ جدول مواعيد "القطارات"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more