"kutuya" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصندوق
        
    • للصندوق
        
    • العلبة
        
    • بصندوق
        
    • علبة
        
    • بالصندوق
        
    • صناديق
        
    • في صندوق
        
    • الصناديق
        
    • الصندوقِ
        
    • مربع
        
    • علبه
        
    • صندوقٍ
        
    • لصندوق
        
    • تابوت
        
    Bu Kutuya hakkında üçten fazla şikâyet gelen herkes seminere gelmek zorunda. Open Subtitles أي أحد سيحصل علي ثلاثة شكاوي في هذا الصندوق سيتوجب عليه الحضور
    Eğer kapak açılmadıysa, ...o zaman bu, Kutuya kurbanımızla girmiş olmalı. Open Subtitles إذا لم يفتح الغطاء إذاً ربما هذا دخل الصندوق مع الضحية
    Canavarı Kutuya geri koymak için gecenin karanlığından çıkıp geldiler. Open Subtitles أنهم هنا بقواتهم ليلاً ليضعو الوحش للصندوق
    Biz de bunun üzerine kafa yorup en uygun hale getirdik ve sonuçta Kutuya üç çeşit vida koymanın yolunu bulduk. TED ففكرنا وطورناها، وقررنا وضع ثلاثة براغي مختلفة في العلبة.
    Onun büyümesini gözlemeyi denemelisin, onu bir Kutuya koy üzerine sigara dumanı üfle. Open Subtitles أنتي تستطيعين محاولة إعاقة نموها ... في وضعها بصندوق وتنفثين دخان السجائر عليها
    Dondurulmuş taşları kumaş bir Kutuya koy, onları bile yerler. Open Subtitles تقطع القطع المثلجة في علبة نسيج قطني وهم يأكلونها أيضاً
    Küçük bir kız, mor düğmeyi çekmeyi denedi sonra da itmeyi. Olmayınca arkasına yasladı ve titreyen alt dudağıyla Kutuya baktı. TED حاولت فتاة صغيرة أن تسحب الزر البنفسجي وأن تضغطه، ومن ثم استلقت وحدقت بالصندوق وشفتها السفلى ترتعش.
    Bir günde iki kez Kutuya kapatılmak mı? Seçenekler neler? Open Subtitles صناديق مَرتين في يوم واحد أليسَ هذا غريب ؟
    Kırmızı, yeşil, mavi, üçünü de bir Kutuya koymak için. TED المادة الحمراء والخضراء والزرقاء رتب تلك الأشياء الثلاثة في صندوق.
    Evet. Aslında, Lukas'ın çürüklerinin hepsi, Kutuya girmeden çok önce olmuş olabilir. Open Subtitles أجل وفقاً لكل كدماته فقط حدث قبل وضعه في الصندوق بوقت طويل
    Müthiş polisleri Kutuya tıkma fikrin yüzünden peşimizden olan polis bunu görünce çekilecektir. Open Subtitles ما إن تر الشرطة هذا، حتى ينسوا فكرتك الذكية السابقة الشرطة في الصندوق
    Çünkü 2009 yılındayız ve halen sütü küçük kağıt bir Kutuya koyuyoruz. Open Subtitles لأننا في العام 2009 ولا نزال نضع الحليب في ذلك الصندوق الورقي
    Bu şekilde eşim gece boyunca uyuyacak... onlar bu konuşmayı yapmayacaklar ve her zamanki gibi yarın Kutuya girecekler. Open Subtitles وبهذا سيتمكن بديلي من النوم طوال الليل لن يجروا هذا الحديث وسيعودون للصندوق ثانية غداً
    - Değiştirilecekler. Ama... - Evet ama en azından Kutuya girecekler. Open Subtitles سيتغيرون، لكن لكنهم على الأقل سيعودون للصندوق
    Kutuya baktığınızda sadece raptiyeleri tutacak bir araç görürsünüz. TED تنظرون إلى العلبة وترونها كوعاء للمعجون اللاصق فقط.
    Sanırım kendim küçük bir Kutuya girmeden önce onları ziyaret etsem iyi olacak. Open Subtitles حان الوقت لكي أبحث عنهم قبل أن أجد نفسي بصندوق
    hiç görülmemiş bu gökyüzünü... bu sabahı kim bir kurdeleyle bağlayıp benim için Kutuya koyar? Open Subtitles سماء كهذه لم تراها من قبل من سيربطها فى شريط و يضعها فى علبة من اجلى؟
    Vonage gibi şirketler örneğin. Aslında sıradan bir telefonu alıyorsunuz, fişini bu küçük Kutuya takıyorsunuz ki bu kutuyu şirket size veriyor, onu da kablolu modeminize bağlıyorsunuz. TED شركة مثل فاونيج تقوم بوصل جهاز الهاتف المعتاد بالصندوق الصغير الذي قاموا باعطائه لك ,ويتم وصل ذلك الصندوق بجهاز المودم
    Evet istiyorum ama bu yüzden onu Kutuya gizlice bıraktım. Open Subtitles حَسنًا، نعم، أردتُ لكم ذلك، لكن لهذا أنا مرّرته إلى صناديق الملفات المجهولة. لا بأس.
    Çok fazla çocuğu sessiz bir Kutuya koyduğunuzda bazı çocuklar gerçekten gerginleşiyor. TED فعندما تضع العديد من الطلاب في صندوق هادئ فبعضهم يصبح عصبي جداً
    Aman tanrım. Eğer daha dürüst resimler olsaydı, bu Kutuya daha çok saygı duyacaktım. Open Subtitles يا إلهي، سأكن إحتراماً أكبر لهذه الصناديق لو أنها تحتوي على صور أكثر تعبيراً
    De ki annene, tüm çocukluğumu bu küçük Kutuya toplamış. Nefis... Open Subtitles أخبرْ أمَّكَ انها اعادت لي طفولتِي بالكامل في هذا الصندوقِ الصَغيرِ
    Davet edilme nedenim ya bir simge olarak görülmem - yani mesele ben değilim, gelenler listesindeki Kutuya tik atıp kurtulmak - TED قد تم دعوتي إمّا لأنني شخصية مميزة، وهذا في الحقيقة ليس حولي، ولكن، حول مربع احتاج الشخص لتعليمه
    Eski bir havluya sarılıp dolabın en üst rafındaki Kutuya tıkılmıştı. Open Subtitles أغرب شيء أنه كان ملفوف بـ منشفه قديمه محشوه في علبه على الرف العلوي من الخزانه
    O kara Kutuya birisinin sahip olması yaptıklarımızı tehdit ediyor. Open Subtitles وجود صندوقٍ أسود، هناك في الخارج رادع لجهودنا
    Dışarıda yetişkin bir tane varsa daha büyük bir Kutuya ihtiyacımız olacak diyebiliriz. Open Subtitles لنقل فقط, أنه لو كانَ يوجد طيور بالغة في الخارج فسنحتاج لصندوق اكبر
    Ben istediğim zevki her türlü alabilirim. Artık seni hançerleyip Kutuya kapatmak yok. Open Subtitles إذن سأنال متعتي بطرق أخرى، لا خنجرة في تابوت لك بعد الآن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more