| Kuyruğunun arkasından akan su damlalarını çok beğeniyorum. | TED | أحب هذه القطرات الصغيرة من الماء التي على آخر ذيله |
| Önce ölen hayvanını kolumda tuttum ve sallanan Kuyruğunun dikleştiğini hissettim. | Open Subtitles | سأكون على ما يرام عندما أمسك بحيوانك الأليف المحتضر بيدي وأشعر باهتزاز ذيله يصبح قاسياً |
| Bu arada Darwin'in kendisinin tavuz kuşunun Kuyruğunun, dişi tavuz kuşunun gözüne güzel gözüktüğü hakkında hiçbir kuşkusu yoktur. | TED | بالمناسبة، داروين نفسه ليس لديه أدنى شك بأن ذيل الطاووس الذكر كان جميلا في عيني الطاووس الأنثى. |
| Porsuğun Kuyruğunun üç fiskesi adına gidecektik. | Open Subtitles | في وقت ثلاث خفقات من ذيل الغرير سنكون قد ذهبنا |
| Arabanız köpeğin Kuyruğunun üzerinde. | Open Subtitles | نعم , سيدتي في منطقة الذيل لكي اكون أكثر تحديدا |
| Kedi dizlerinin etrafında dolaşırken ellerini Kuyruğunun altına götürür, ve, "lütfen kedicik biraz daha alabilirmiyim derdi?" | Open Subtitles | يتبع القطة على ركبتيه مع يديه المضمومة تحت الذيل يقول ارجوك كيتي هل بإمكاني ان اخذ المزيد ؟ |
| Bir de kremi var, onu da Kuyruğunun altındaki enfeksiyon için sürmen gerekecek. | Open Subtitles | و هناك كريم فطري لان لديها ذلك المرض تحت ذيلها |
| "Horoz Kuyruğunun ölümle biten bir sonu var." | Open Subtitles | "الديك الذيول له نهاية مريرة". |
| Bu şeyin tedavisini aramak köpeğin Kuyruğunun peşinden koşması gibi. | Open Subtitles | لكن محاولة العثور على علاج لهذا الشيء إنها مثل الكلب الذي يطارد ذيله |
| Kendi Kuyruğunun peşinden koşan değerli bir fino gibi ufak döngüne hapsolmuştun. | Open Subtitles | ومحجوز في دورتك الصغيرة مثل كلب ثمين يلاحق ذيله. |
| Kendine daima savaş halindesin aynı kendi Kuyruğunun peşinde koşan bir köpek gibi. | Open Subtitles | لذا فأنت في صراع مع نفسك مثل كلب يحاول عض ذيله |
| Stegosaurus thagomizer olarak bilinen Kuyruğunun ucunda ölümcül bir silahı olan aşırı derecede zırhlı bir tank. | Open Subtitles | Stegosaurus دبابة مدرعة بشدة مع سلاح فتاك في نهاية ذيله |
| Birinin Kuyruğunun olması onun gerçek olmadığı anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | فقط لإن شخصاً ما لديه ذيل فهذا لا يعني انه ليس حقيقياً |
| Fare Kuyruğunun bıraktığı izler. | Open Subtitles | سحب علامات. سحب علامات من ذيل فأر. |
| At Kuyruğunun nesi varmış, at kuyruklu? | Open Subtitles | و ما خطب ذيل الحصان يا ذيل الحصان؟ |
| Peki Kuyruğunun küçük parçasına ne demeli? | Open Subtitles | و ما رأيك في هذا الذيل الذي عليها؟ |
| Kuyruğunun arkadasına yavaşça yaklaşmak. | Open Subtitles | ببطئ إقترب من الخلف تجاه الذيل |
| Buna bayıIıyorum. Kuyruğunun hastasıyım. | Open Subtitles | أنا أحبها،أنا أحب الذيل |
| Kuyruğunun tamamını kaybedip hayatta kalan bir yunus görülmemiş. | Open Subtitles | ليس هناك دلافين تفقد ذيلها باكملها وتنجو |
| Kendi kendine iyileşme fiziksel travmaya reaksiyon olarak gerçekleşiyor tıpkı kertenkelenin Kuyruğunun uzaması gibi. | Open Subtitles | الشفاء الذاتي يحدث نتيجةً لإصابة مباشرة كما تعيد السحلية إنبات ذيلها |
| "Horoz Kuyruğunun ölümle biten bir sonu var." | Open Subtitles | "الديك الذيول له نهاية مريرة" |
| Eskiden Kuyruğunun olduğu yer mi acıyor? | Open Subtitles | هل تشعرين بألم في الحدبة فوق مؤخّرتك حيث كان ذيلك ؟ |