| Kamera ona doğru aşağıya bakıyor, çünkü o bir kuyuda. | TED | الكاميرا تنظر إلى الأسفل لأنها في البئر. |
| Bir kuyuda öyle yalnız olabileceğimi düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتخيل كيف يكون الحال بالأسفل في هذا البئر, وحيدا هكذا |
| ESRAR kuyuda FALAN DEGIL. ANNENIZ DOGRU SOYLUYORDU. | Open Subtitles | المخدّرات ليست في البئر أمّكما قالت الحقيقة |
| Evinden çıkıyorsun ve bir saat sonra, bir kuyuda köpek gibi boğuluyorsun. | Open Subtitles | يخرج من هذا المنزل و بغضون ساعة يغرق مثل كلبٍ في بئر. |
| Bir kuyuda öyle yalnız olabileceğimi düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور كيف يعيش شخص داخل بئر بمفرده |
| Anlamı, kuyuda bir kız olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | بمعنى أننا لا نعرف إذا كانت هناك فتاة صغيرة في البئر |
| Kız arkadaşın kaza geçirdiğinde o kuyuda değildi. | Open Subtitles | هي لم تكن في البئر عندما تعرضت صديقتك للحادث |
| Tamamdır. kuyuda buluşalım. Eğer bir arada olursak, bizi koruyabirim ve Polly'yi hapsederiz. | Open Subtitles | نلتقي عند البئر ، معا نكون بأمان لأستدرج بولي |
| Ahali sabah buraya geldiğinde de şişkoyu kuyuda bulmuşlar. | Open Subtitles | وعندما خرجوا هذا الصباح، كان الرجل السمين في البئر |
| 14 Ekim 1987'de o kuyuda neler yaşadığımı biliyor musun? | Open Subtitles | تعرف ما الذي عانيته في ذلك البئر في الـ14 من أكتوبر، 1984، |
| Oğlunuz... kuyuda mahsur kaldı. | Open Subtitles | لذا أخشى أن ابنكما محاصر داخل البئر. |
| -Tam olarak aynı değil ama... kuyuda gördüğümde sanki düşüyor gibiydi. | Open Subtitles | -كان ما رأيته مختلفاً عندما نظرتُ في البئر كان يبدو وكأنه يسقط |
| -Tam olarak aynı değil ama... kuyuda gördüğümde sanki düşüyor gibiydi. | Open Subtitles | -كان ما رأيته مختلفاً عندما نظرتُ في البئر كان يبدو وكأنه يسقط |
| Kurbağa kuyuda, sıçan da kafeste. | Open Subtitles | حسناً، الضفدع في البئر والجرذ في القفص |
| Dün gece kuyuda elim bir hadise yaşadık. | Open Subtitles | لقد حدثت مأساه عند البئر الليله الماضيه |
| kuyuda üretime geçip para kazanamayız. | Open Subtitles | وعندها لن يعمل البئر ويخرج الذهب |
| Bir dahaki kuyuda fiyatını yükseltsen iyi olur prens. | Open Subtitles | من الأفضل أن تزيد نقودك في بئر الماء القادم ، أيها الأمير. |
| Bu kuyuda mahzur kalmış bir bebeği canlandırdığım ilk işimden beri hayatımı adadığım bir şey, kuyu bekçileri için bir reklamdı. | Open Subtitles | التي كرّست لها حياتي منذ أوّل دور لي كطفلة عالقة في بئر في إشهار لحواجز الآبار |
| Khal'ı, köyünü yaktıktan sonra bir kuyuda saklanırken bulmuş. | Open Subtitles | زوجها الخال وجدها في بئر بعد أن حرق قريتها |
| Kendim için ve kontrol edemediğim şeyler için endişelenmeyi bırakıp ruhu bir kuyuda sıkışan bir kıza yardım edeceğim. | Open Subtitles | لا تقلقى علىّ، هذه الأشياء لا أستطيع السيطرة عليها مساعدة طفلة ميته روحها متمسكه بالبئر |
| Kendimin kazdığı bu kuyuda birdenbire karanlık çöktü. | Open Subtitles | يالها من حفرة عميقة سوداء تلك التي أوقعت نفسي فيها. |