| Her şeyin bir sırası var kuzen. Diğer planlardan bahsetmeliyiz. | Open Subtitles | الأهم فالأهم يا ابن العم علينا التحدث بشأن خطط أخرى |
| Hayır anne, kuzen Mitch'le kan bağımız var mı diye soruyorum. | Open Subtitles | هل ميتش قريبي بالدم ؟ انا لم اسأل عن قريبي بيت |
| kuzen Antikloraks, sizi gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | ابن عمي جوليتوراكس أنا سعيد للغاية برؤيتك |
| Sen benim en iyi ve en yakın arkadaşımsın kuzen Rudolf. | Open Subtitles | أنت أفضل و أقرب أصدقائى يا إبن العم رودلف |
| Ben de kuzen olayini sey olarak kullandim. Kisacasi baska birinin kuzenimi sikmesine izin vermem. | Open Subtitles | لن أسمح لشخص آخر أن يضاجع قريبتي إذا كان هناك من سيضاجع قريبتي فسيكون أنا.. |
| Hayatını olumsuz falan etkilemiyorum. Sahip olduğun en iyi kuzen benim. | Open Subtitles | انا لا اؤثر عليك بشكل سيء انا افضل ابن عم حصلت عليه |
| Karının kuzeninin evinde kirada otururken boşanırsan kuzen evini geri isteyebiliyor. | Open Subtitles | عندما تستأجر من قريب زوجتك ثم تطلقها احيانا يريد القريب استرجاع شقته |
| Şimdi hesaplaş kuzen, çünkü onu bize vermeden buradan geçemeyeceksin. | Open Subtitles | تعامل معي الآن يا صاح, لأنّك لَن تجتازنا إلا حالما تسلم لنا المعلم إزدت جسارة, اليس كذلك؟ |
| Bir de bana "Rahatsız" derler. Sen delisin kuzen. Bu arada, ilaçlarını almaya devam ediyor musun? | Open Subtitles | وهم يعتقدون أنني بحاجة ميدس أنت مجنون ، كوز |
| kuzen, ikimiz de işlerin eskisi kadar kolay olmayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن الأمور لن تكون سهلة يا ابن العم |
| Krosoczka ailesi komedi dizisinin kuzen Oliver'iydim, bir anda ortaya çıkan yeni çocuk. | TED | كنت مثل ابن العم أوليفر لمسرحية سيتكوم لعائلة الكريزوسكا، الطفل الجديد الذي ظهر من العدم |
| kuzen Thaddeus, dolaplara tam yeltenecekken sen atılıyorsun ve avukata hangi dolapların açık kalacağını bildiğini söylüyorsun. | TED | قبل أن يبدأ ابن العم ثادوس في فتح الخزائن، تتقدم وتخبر المحامي بأنك تعرف أي خزنة ستبقى مفتوحة. |
| - Ne düşünüyorsun kuzen? - Evimi. Cole, eve gidelim. | Open Subtitles | ما رأيك, قريبي المنزل.كول, سنذهب إلي المنزل |
| -Üzgünüm kuzen | Open Subtitles | آسف يا قريبي كنت ستتمنى عمل نفس الشئ معي |
| kuzen Todd seçildi. | Open Subtitles | يا رجل ابن عمي تود ذهب للأولوية الأولوية؟ |
| kuzen Ronnie senin yüzünden altı yıl yattı, aşağılık herif. | Open Subtitles | ابن عمي روني حكم عليه بست سنوات بسببك أنت أيها الوغد |
| Rochester'daki kuzen Tommy . Ofisteki Eddie Meyers. | Open Subtitles | إبن العم تومي في روتشيستر إدي مايرز ، من المكتب |
| kuzen Yvonne yanına bile yaklaşmadı. | Open Subtitles | إبن العم إيفون لَمْ تُقتربْك. كَيْفَ هي؟ |
| Ben de kuzen olayini sey olarak kullandim. Kisacasi baska birinin kuzenimi sikmesine izin vermem. | Open Subtitles | لن أسمح لشخص آخر أن يضاجع قريبتي إذا كان هناك من سيضاجع قريبتي فسيكون أنا.. |
| Demek ki kuzen Larry'nin kurbanlarla irtibatı varmış ve onları o seçmiş. | Open Subtitles | تجميعها في أماكن المشترين. لذلك كان ابن عم لاري الاتصال مع الضحايا، واختار لهم، أليس كذلك؟ |
| Facebook'tan Donanma'da olan ikinci bir kuzen buldum. | Open Subtitles | تتبعت القريب الآخر الذي يقطن في نافي في صفحة فيسبوك |
| Annem çok şikâyetçi, kanka, ama beni tahrik ediyor, kuzen! | Open Subtitles | ومشادات مع أمي، بسبب أنها استفزتني يا صاح. |
| Evet, Jake'in adamlarından birini kuzen Morales'i görmeye gitmiştim. | Open Subtitles | "أجل، لقد ذهبت لمشاهدة أحد أبناء "جاك" "كوز موراليس |
| Bir tür kuzen gibi birşey, ama tam olarak değil. - Orman bekçisi olmak istiyor. | Open Subtitles | تستطيعين القول أنه إبن عمي ولكنه يرغب أن يكون مثل فارس الغابة |
| Eminim kuzen Violet'in güllerini gördüğümüzde... | Open Subtitles | هذا لا يليق يا أمي أنا واثق أننا عندما نرى زهور ابنة العم فايوليت |
| Ava giden avlanır, kuzen. | Open Subtitles | والرسومات على قُضبانِهِم المقالِب كانت عليهِم يا إبن العمّ |
| İki kuzen arasındaki aşkın hikâyesidir bu. Herkes onları hor görmüştü. | Open Subtitles | , كانت قصة حب بين أبناء عم اعتقدالعالمبأكملهأنه أمر خاطئ |
| Bence Matthew, kuzen Isobel'den haber almış ve onunla Fransa'da buluşmaya karar vermiştir. | Open Subtitles | أتوقع بأن ماثيو ربما قد عرف عن العمة إيزابيل وقرروا بأن يتقابلوا فرنسا بدلاً من ذلك |
| Ayrıca bir kuzen her hafta oraya çiçek koymaz. | Open Subtitles | وأيضاً، القريبة لن تضع الزهور هناك في كلّ أسبوع |