"langley'e" - Translation from Turkish to Arabic

    • إلى لانغلي
        
    Bunun CIA tarafından onaylanmasını sağlamalıyım. Langley'e fakslayayım bunu. Open Subtitles علي أن أجعل الإستخبارات توافق على هذا سأرسلها بالفاكس إلى لانغلي
    Belki biraz ikna gerekebilir, ama sanırım seninle birlikte Langley'e gelecektir. Open Subtitles قد تأخذ حذرها منك ولكن أظنها ستأتي إلى لانغلي معـــكِ
    Yabancı milletlerde casusluk, ve bu bilgileri Langley'e geri gönderme görevini yapıyordu. Open Subtitles ويتجــسس على الأشخـاص الأجانـب ويرجــع المعلومــات إلى لانغلي
    Onunla Langley'e kadar eşlik edecek bir ekibimiz hazırda. Open Subtitles ولدينا فريق على أهبة الإستعداد "لمرافقتها إلى "لانغلي
    Sen Langley'e gittikten sonra, yaklaşık bir ay kaldı ama radarın altında kalmak için idare etti. Open Subtitles -حوالي شهر بعد أن ذهبتِ إلى "لانغلي". لكنه لم يكن تحت مراقبتنا.
    Bir CIA ekibi Ajan Walker'la Varlık'ı Langley'e götürmek üzere yolda. Open Subtitles فريق من وكالة الأستخبارات المركزية في طريقة لأخذ العميلة"واكر" والثمين إلى "لانغلي"
    Ajan Booth, Dr. Brennan'ı Langley'e götürmek için dışarıda bekliyor. Open Subtitles "العميل "بوث"هُنا ليُقل د."برينان إلى" لانغلي
    İfadenize göre bir şey görmediniz, duymadınız ve sadece Langley'e geri dönüyorsunuz, doğru mu? Open Subtitles إذاً طبقاً لإفادتكما، لم تريا شيء، لم تسمعا شيء، وكنتما متجهان إلى "لانغلي"، صحيح؟
    Çözüm bende. Benimle Langley'e gel. Open Subtitles لدي الحـل لنذهـب إلى لانغلي سويــة
    Bu hafta Langley'e geri dönme planım yoktu. Open Subtitles لم أكن أخطط للعودة إلى "لانغلي" هذا الأسبوع
    Bak, yarım saate kadar Langley'e giden bir uçakta olacağım Open Subtitles أنظر، سأكون على متن طائرة إلى (لانغلي) في نصف ساعة
    İstasyonu onun eline bırakacak değiliz. Hayır onu Langley'e göndereceğiz. Open Subtitles ليس وكأننا سنتركها تحظى بمحطتها هنا (لا، سنعيدها إلى (لانغلي
    Langley'e kadar sana eşlik edebilirim. Open Subtitles يمكنني أن أقودك إلى "لانغلي" بنفسي.
    Walter kasetleri Langley'e getirmek istemedi. Open Subtitles (والتر) لا يُريد أن يجلب الأشرطة إلى "لانغلي".
    Sanırım Langley'e bir özür borcun var. Open Subtitles أعتقد أنك تدين إلى "لانغلي" بإعتذار.
    Sen istersen Langley'e gidebilirsin. Open Subtitles يمكنك الذهاب إلى "لانغلي" إذا تريد.
    Langley'e ilk geldiğinde sırrımı tutamayacağımı sandım. Open Subtitles عندما أتيتِ إلى "لانغلي"... لم أعتقد أن بمقدوري فعلها.
    Bunu hemen Langley'e rapor etmem gerek. Open Subtitles لقد تم آمري بأن أكتب تقريري إلى (لانغلي) حالاً
    Thunderbird ihlali geldi ama Langley'e ulaşamıyorum. Open Subtitles (لدينا اختراق من (ثاندربيرد (وانا لا أستطيع الوصول إلى (لانغلي
    Michael, Nikita'nın kutuyu Langley'e teslim etmesi işime geliyor. Open Subtitles (مايكل)، لقد تعمدتُ ترك (نيكيتا) توصل الصندوق إلى (لانغلي)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more