"lastiğe" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإطار
        
    • المطاط
        
    • لإطار
        
    • الإطارات
        
    - O lastiğe ateş edildiğini biliyorum. Open Subtitles ـ أعلم بأن ذلك الإطار تعرض لإطلاق نار ـ كيف تكون واثقاً؟
    lastiğe ateş edildi. Bunu duydum ve kaydettim. Yani sen bir suikastın kulak tanığısın. Open Subtitles .لقد كنتُ هناك، لقد تعرض الإطار لإطلاق نار لقد سمعت ذلك و سجلتها
    Ben ormanın içindeydim, sen de arabadaydın. Ben lastiğe ateş etmedim. Sen de etmedin. Open Subtitles .لقد كنُت في الغابة و أنتِ في السيارة لم أطلق النار على الإطار و لا أنتِ
    Yani... Kaleminiz varsa lastiğe de ihtiyaç duyarsınız. Pekâlâ. Open Subtitles ما اقصده انه اذا كان لديك قلم فأنت تحتاجي إلى المطاط
    Yeni lastiğe ihtiyacınız olursa haberim olsun, bir şeyler ayarlarım. Open Subtitles إذًا، أعلمنى عندما تصبح بحاجة لبعض المطاط وسأوفره لك
    Seni arayamazdım, lastiğe de ihtiyacın vardı... Open Subtitles لم أتمكن من الإتصال، وأنت كنت بحاجة لإطار.
    Süspansiyon çalışıyor ama lastik çalışmıyor, o yüzden lastiğe yüklenip onu çalıştırmayı denemeliyiz. Open Subtitles لذا يجب علينا الضغط على الإطارات لجعلها تعمل
    Kurşun lastiğe gömülmüş, çıkıntılar da onu gizlemiş. Open Subtitles قام الإطار بامتصاص الرصاصة وغطّى السطح المطاطي آثارها
    Dublörler motora taktıkları kutularla arka lastiğe bitkisel yağ döküyorlar. Open Subtitles حسناً، القائدون المحتالون يرفقون اسطوانات إلى دراجاتهم البخارية ما يحرر الزيت النباتي على الإطار الخلفي
    Pekâlâ, doğru ebatta alabilmemiz için lastiğe bir bakmamız lazım. Open Subtitles حسنا، يجب أن تلقي نظرة على الإطار حتى أستطيع أن اتأكد أني اخترت المقاس المناسب.
    - Birinin lastiğe ateş edeceğini bilmiyordu. Open Subtitles ... ـ أجل، لكنه لا يعلم ـ هو لم يعلم إن الإطار تعرض لإطلاق نار
    Lastik filan patlamadı, Manny. Biri lastiğe ateş etti. Sen neden bahsediyorsun? Open Subtitles لم يكن إنفجار (ماني)، أحدهم أطلق النار على الإطار
    Jake arka lastiğe bir bakılması gerektiğini söylüyor. Open Subtitles يقول جيك أرفع الإطار الخلفي
    Karidesler lastiğe bayılır. Onlara marşmelov gibi gelir. Hayır, hayır. Open Subtitles البرون)، يحبون أكل المطاط) إنه كالحلوى بالنسبة إليهم
    Ona dokunduğum zaman lastiğe dönüştüm. Open Subtitles تحولت إلى المطاط عندما لمسته.
    Kalmasını isterim ama şu anda sandalyeden çok bir lastiğe ihtiyacım var. Open Subtitles أود الإحتفاظ به، لكن الآن أنا بحاجة لإطار أكثر من كرسي.
    Michelin S12S modelinde, arazi tipi lastiğe aitmiş. Open Subtitles ولقد صُنعت بواسطة "ميشلان إس 12"، وهي من نوع الإطارات للطرق الوعرة.
    Herbal'ın lastiğe ihtiyacı yok. Open Subtitles العشبي لا يريد الإطارات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more