"lazımdı" - Translation from Turkish to Arabic

    • المفترض أن
        
    • احتجت
        
    • كان يجب أن
        
    • من المفترض
        
    • يفترض أن
        
    • إحتجت
        
    • أحتجت
        
    • كان علي
        
    • كان عليك
        
    • كان عليّ
        
    • المفترض ان
        
    • كنت بحاجة
        
    • إحتجتُ
        
    • احتاجت
        
    • يُفترض أن
        
    Bana yardım ediyor olman lazımdı bu aşağılık şerefsiz heriften randevu kopartman değil. Open Subtitles أنت من المفترض أن تقومي بمساعدتي وليس الحصول على موعد مع هذا الوغد
    Benim de sokağın karşısına bir sinyal alıcısı yerleştirmem lazımdı. Open Subtitles كان من المفترض أن أقوم بوضع إشارة تتبع عبر الشارع
    Görmek istediğim son insan benim biliyorum ama seni görmem lazımdı. Open Subtitles أعلم بأني آخر شخص تودّ الجلوس بقربه لكنني احتجت أن أراك
    Justine'in 170 Twitter takipçisi vardı ve işe yaraması için kurgu hâline getirilmesi lazımdı. TED كان لجوستين 170 متابعا على تويتر، لذلك و لانجاح الأمر كان يجب أن تطلق العنان للمخيله.
    Kapıyı açmaya ve paketleri almaya gelmeleri lazımdı. Open Subtitles يفترض أن تكون موجودة هنا لحمل الحقائب يفترض أن تكون موجودة هنا لفتح الباب
    Röntgen ve 10 gün yatak lazımdı. İki gün çalışmasam aç kalırım! Open Subtitles إحتجت لإجراء أشعه و 10 أيام فى الفراش يومين بلا عمل
    Senin "arkadaş", benimse "çıkan çocuk" olmam lazımdı. Open Subtitles أنت من المفترض أن تكون الصديق، و أنا الشاب الّذي يعبث.
    Pardon. Sizlere müdür değerlendirme formlarını dağıtmam lazımdı. Open Subtitles كان من المفترض أن أوزع عليكم استمارات تقييم المشرف
    Adımın Elisa olması lazımdı ama 'i' yi unutmuşlar. Open Subtitles كان من المفترض أن يكون إليزا ولكنهم نسوا حرف الأي.
    Görmek istediğin son insan benim biliyorum ama seni görmem lazımdı. Open Subtitles أعلم بأني آخر شخص تودّ الجلوس بقربه لكنني احتجت أن أراك
    ve sonra evimi çevreleyen ve sabah koşularında bana saldıran vahşi köpeklerden bir şekilde kurtulmam lazımdı. TED ومن ثمّ احتجت إلى طريقة ما تمكّنني من التصدّي لكلّ تلك الكلاب البرية التي تحيط بيتي ، والتي تهاجمني عندما أسير صباحا.
    Başkan'ın programını ona göre ayarlamam lazımdı ama ben hata yaptım. Open Subtitles كان يجب أن أجعلهُ في فندق المملكة كما هو مُعتاد للرئيس ولكنني إرتكبت خطأ
    Senin böcek gibi küçük köylü aklının çıplaklığı sevmediğini hatırlamam lazımdı. Open Subtitles كان يجب أن أتذكر بأن عقلك الصغير و المريض لا يتحمل أن أتعرى
    Yıkım için büyük faturalar ihtiva ediyor olmaları lazımdı. Değiştirilemez ve onaylanmamış. Open Subtitles كان يفترض أن تحوي فئات مالية كبيرة أرادوا إتلافها
    Web sitem için bir isim lazımdı, önüme çıktı ve kullandım işte. Open Subtitles لقد إحتجت إسم فحسب إلى موقعى و هكذا جائنى هذا.
    Fırın lazımdı, Sekreter Kim seninle konuşmamı söyledi. Open Subtitles لقد أحتجت الى فرن و السكرتير كيم طلب مني أن أتحدث اليك
    Ondan ayrılmam lazımdı ama kötü adam da ben olmadım. Open Subtitles نعم كان علي الإنفصال عنه ولست أنا الشخص السيء، اتفقنا
    Öldüğünü kabullendikten sonra kayıplarını telafi edecek birini daha bulman lazımdı. Open Subtitles وحالما علمت بموته كان عليك البحث عن طريقة أخرى لتغطيه خسائرك
    Bakın, olay şu: Altımda çalışan 130 polisin, toplumun işgalcileri olmak yerine ortakları olmaları için bir yol bulmam lazımdı. TED أترون، هذا ما أتكلم عنه: كان عليّ أن أجد طريقة لتحويل 130 شرطيا تحت قيادتي من محتلين للمجتمعات إلى شركاء لهم.
    Şu sıralar başımın dönmesi lazımdı, hatırladın mı ? Open Subtitles من المفترض ان أكون المشوش الآن أتذكّرين ؟
    Fiyakalı jantlar lazımdı. Nasıl bulacağımı çok iyi biliyordum. Open Subtitles كنت بحاجة ماسة إلى إطارات معدنية وكنت أعلم كيف بوسعي الحصول عليها
    Piyasaya sürülecek yeni ürünün arge saha araştırmalarına bakmam lazımdı. Open Subtitles إحتجتُ لرؤية الدراسات الميدانية لقسم البحث والتطوير الخاصة بالمنتج الجديد
    Gerçi getirmem lazımdı zira başka bir yerde kalması gerekiyordu. Open Subtitles ‎حسنا كان علي جلبها لأنها احتاجت ان تكون بمكان ما
    Yarım milenyumdur bunu sana söylüyorum sadece benim olmam lazımdı. Open Subtitles وكما أخبرتكِ طوال 500 عام، كان يُفترض أن أكون الوحيد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more