Sürekli o lekeyi görüyordum Parlak ve inci gibi Ve ne anlama geldiğini de anlayamıyordum | TED | رأيت من جديد تلك البقعة البيضاء اللامعة، ولم أفهم معناها. |
Kara lekeyi bana veren o ahmaklar buraya senden önce gelirlerse bunu bende bulamayacaklar. | Open Subtitles | بعد أن ناولني القراصنة البقعة السوداء وإذا عادوا مجددا قبل قدومك فهم لن يجدوا هذه معي |
Görünüşe bakılırsa, burayı her kim temizlediyse, bir lekeyi kaçırmış olmalı. | Open Subtitles | يشاهد مثل من نظّف هذا المكان تغيّب عن البقعة لربّما. |
İş derken, yeni bir şey yaratmak değil, ...belki de iş kavramının en temel hali bir lekeyi temizlemek. | Open Subtitles | ولكن، ربما العمل البشري في أساسه العمل بحد ذاته، وفي أدنى مستوياته هو العمل على تنظيف آثار البقع |
Öbür adam dudağındaki lekeyi çıkarmaya çalışırken benim payıma düşen şeydir. | Open Subtitles | هو الذي يُصبحُ مُوَزَّعاً لي بينما الرجل الآخر يَغْسلُ اللطخة شفاهُه. |
Yine de kurban, lekeyi işaret ediyormuş gibi görünüyor ama. | Open Subtitles | ومع ذلك يبدو أنّ إصبع الضحيّة يشير إلى لطخة |
Şu anda geliyor, inanıImaz bir açlıkla, üzerinde kara lekeyi taşıyan adama doğru. | Open Subtitles | سيأتي إليك سيلتهم الوحش من يحمل البقعة السوداء |
Bardaki lekeyi kutsayacak birisine ihtiyacimiz vardi. | Open Subtitles | حسنًا، الفتيان و انا نوعاً ما نحتاج الى شخص ما ان يأتي ويبارك البقعة في الحانة |
-Üzgün olman lekeyi örtüden çıkarmaz. | Open Subtitles | الإعتذارات لن تزيل هذة البقعة التى سببتها |
Üzgünüm demek lekeyi çıkarmaz. | Open Subtitles | الاسف لن يخرج البقعة هل لديك اي من الصود؟ |
Oh. Belki şu lekeyi sıçarması için ona sormalısınız. | Open Subtitles | و عليك أن تطلبي منها غسل تلك البقعة جيداً |
Bir kaç işlemden geçmesi gerekti, ama lekeyi tamamen çıkarmayı başardım. | Open Subtitles | أخذعدةدورات، لكنّي تمكنت من إزالة البقعة كاملة |
Şu sarı lekeyi görmediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني تصديقك بعدم رؤيتكِ لتلك البقعة الصفراء |
Evet. O lekeyi bıraktığımı sanmıyorum, müfettiş. | Open Subtitles | أجل، لا أعتقد بأننى تركت هذه البقعة أيها المُحقق. |
Güneş'ten gelen ısı kırmızı lekeyi canlı tutmak için yeterli değildir. | Open Subtitles | حرارة الشمس لا تكفي لتسوق البقعة الحمراء |
Benim geldiğim yerde bu lekeyi silmek çok zordur. | Open Subtitles | من حيث نشئتُ,تلك البقعة, من الصعب جدا إزالتها. |
Bu halının üzerinden bir lekeyi çıkarmanın ne kadar zor olduğunu hayal bile edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك تصور كم من الصعب إزالة البقع من هذه السجادة |
lekeyi saklamak için, çiçeğimi kullanabilirim. | Open Subtitles | بوسعي استخدام باقة الورد لإخفاء البقع |
Ve bu da tablodan lekeyi silmek için bir servet isteyen restore uzmanı. | Open Subtitles | وهذا هو المرمم الذي صنع ثروة لإزالة اللطخة من على اللوحة |
En son ne zaman yabancı bir kadın önünüzde soyundu ve sırtındaki kocaman mor bir lekeyi gösterip "O şey ne öyle?" diye sordu? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة رأيت فيها شخص غريب عنك تماماً, يقف عارياً أمامك ويشير إلى لطخة بنفسجية على ظهره ويسألك |
- Taylor'ın giysilerindeki her lekeyi en küçük parçasına kadar ayrıştırdım. | Open Subtitles | -لقد عرفت مصدر لكل بقعه على حد في ملابس (تايلر) |
Böyle bir musibeti olan bir oğlan krallıkların en güzel kadınıyla... evlenip adından bu lekeyi silme fırsatı için... minnettar olmalıdır. | Open Subtitles | و فتى بشغفه يجدر به أن يكون ممتناً لإتاحة الفرصة له بالزواج من أجمل إمرأة في الممالك |
Bu aslında genelde tabu varsayılan konuların üstündeki lekeyi kaldırarak başlıyor. | TED | ويبدأ ذلك في الواقع بإزالة وصمة العار عن المواضيع التي تعتبرُ محظورة. |