| Bu leoparlar, insanların şehirlere çok sayıda getirdiği evcil hayvanları avlamayı tercih ediyor. | Open Subtitles | هذه الفهود تفضّل إصطياد الحيوانات الأليفة التي يجلبها الإنسان إلى المدن بأعداد كثيرة |
| Ve bu süre boyunca öldürülenler... ...sadece leoparlar değildi. | TED | وحتما لم يطال ذلك الفهود فحسب .. في تلك المدة .. |
| Bu adil değil. leoparlar bile beneklerini değiştirebiliyor. | Open Subtitles | ذلك ليس منصفاً حتى الفهود يمكنها تغيير بعضاً من رقعها |
| Etrafta kötü niyetli birileri olabilir ayrıca Marabar tepelerinden leoparlar da inebilir. | Open Subtitles | هناك أشخاص سيئون وكذلك النمور تأتي من تلال مارابار |
| Ama önceki yüzyıllarda Çin'in bu güney bölgesinde leoparlar, pitonlar hatta kaplanlar bile yaşamaktaydı. | Open Subtitles | في القرون الماضية هذه المنطقة في جنوب الصين كانت موطنا للفهود و الثعابين و حتى النمور |
| leoparlar, zürafalar, sincaplar. Yani, bu saçma sistemi kim bulmuş? | Open Subtitles | نمور وزرافات وسنجاب من الذي أعدّ هذا النظام المجنون أصلاً؟ |
| Bu ve çevre köylerden leoparlar bir yıl içerisinde 3 bebek kaçırmışlar. | Open Subtitles | من هنا ومن القرى القريبة الـ(فهود) قد أخذت ثلاثة أطفال خلال سنة واحدة |
| Geçen gece leoparlar bahçelerine girip 12 kişiyi sürükleyerek götürmüşler. | Open Subtitles | الليلة الماضية هجمت الفهود على مزرعتهم وسحبت 12 شخصًا |
| Burada bir sürü tehlikeli hayvan var sadece leoparlar değil. | Open Subtitles | هناك الكثير من الحيوانات الخطرة هنا ليس الفهود وحسب |
| Geride kalan 25 yıl içinde leoparlar burada yaklaşık 200 insana saldırdı. | Open Subtitles | الفهود قد هاجموا 200 شخص هنا في الـ 25 عام الماضية |
| leoparlar bu gizliliği şehrin her yerinde avlanırken kullanıyor. | Open Subtitles | ويستخدم الفهود هذا الضجيج للإصطياد في كل أنحاء المدينة |
| Kaplanlar, aslanlar, leoparlar gibi vahşi ve tehlikeli şeyler. | Open Subtitles | أتعرفَ، " البرية"، " النمورالخطرة"و"الأسودَ" و" الفهود"وأشياءمثلهذا. |
| Pekala, leoparlar Hindistan'da Arap Yarımadası'nda, Himayalar'ın eteklerinde Sahra altı Afrika'da bulunur. | Open Subtitles | حسناً، الفهود موجودة في الهند وشبة الجزيرة العربية سفوح جبال الهيمالايا، صحراء أفريقيا ... |
| İlk aslanlar geldi. Sonra leoparlar... | Open Subtitles | الأسود جاءت أولاً، يليها الفهود |
| leoparlar sese karşı aşırı duyarlıdır. | Open Subtitles | ولدى الفهود حساسية عالية جداً للأصوات |
| O zaman aslanlar, ayılar, leoparlar, kurtlar, tilkiler hayal edin... kalabalık sayılarda. | Open Subtitles | لذا عليكم تخيل الأسود، الدببه، النمور الذئاب، الثعالب بأعداد كبيرة جداً |
| Günbatımı yaklaşırken, leoparlar orman zemininde etrafı kolaçan ederler. | Open Subtitles | ،مع اقتراب الغسق النمور سوف تطوف قريباً على أرض الغابة |
| Bazı genç leoparlar fırsatçılığı öğrenir. | Open Subtitles | بعض النمور حَدِيثة السّن تكبر ليصبح إنتهازية بإمتياز |
| Fakat leoparlar büyük kedilerin içinde en çok yönlü olanlarıdır en umut vaat etmeyen yerlerde kamufle olmakta mahirdirler. | Open Subtitles | لكن قدرات النمور هي الأكثر تنوعًا من بين السنّوريات فهي تجيد التخفّي حتى في الأماكن التي لا تلائمه |
| Matematikte, leoparlar, sincaplar ve zürafalar var. | Open Subtitles | في الرياضيات ، يوجد نمور سنجاب ، زرافات |
| Gabrielle Solis şifreyi çözdü leoparlar, sincaplar, zürafalar. | Open Subtitles | .. غابريل سوليس" حلّت اللغز" نمور ، سنجاب ، زرافات |
| leoparlar, sırtlanlar, aslanlar. | Open Subtitles | "فهود وضباع وأسود" |