"müşteriyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • زبون
        
    • عميل
        
    • العميل
        
    • الزبائن
        
    • الزبون
        
    • زبوناً
        
    • زبونة
        
    • بالزبائن
        
    • عميلاً
        
    • عميلاا
        
    • بزبون
        
    • العملاء اللآتي
        
    • زبونٍ
        
    Ne bir müşteriyle konuştuğunu hatırlayan ne de arabasını otoparkta gören var. Open Subtitles لاأحدَ يتذكر أيَ زبون قد تحدثت إليهِ لاأحدَ يتذكر رؤية سيارتها بالرآب
    Yüzünde çıbanlar filan olan gudubet bir müşteriyle beraber... Open Subtitles هل كان عليكى أن تجملى زبون قبيح جداً من قبل ؟ لديه دمامل أو ما شابه ؟
    Bir müşteriyle buluşmam vardı. Sana, eğer vakit çok geç olursa gelmeyeceğimi söylemiştim. Open Subtitles كنت فى إجتماع مع عميل, أخبرتكِ أننى لن أعود للمنزل اذا تأخر الوقت
    Pardon, Marty. Yarım saat içinde Palm Springs'te bir müşteriyle buluşmam var. Open Subtitles آسف، مارتي لدي مقابلة مع عميل في بالم سبرنغز خلال نصف ساعة
    Bana bilgileri hazırladığını, müşteriyle oturduğunu ve bunun kendisiyle alakalı değil, kişisel değil, müşteriyle alakalı olduğunu söyledi. TED قالت أنها جهزت المعلومات ومن ثم جلست مع العميل قالت لا يدورُ الأمر حولي، و ليس الأمر شخصياً، بل يدور حول العميل.
    - Parfüm. Çok hassas olduğum bir alan. Pahalı ürünler, müşteriyle ilişki. Open Subtitles أحد أكثر أقسامنا حساسيةً، مواد غالية، معرفة الزبائن
    - Oh , bilmiyorum. Yardımcı müdürlerden biri beni bir müşteriyle yakalamıştı. Open Subtitles أحد المديرين المساعدين مسكني أمارس الجنس مع زبون
    Çok önemli bir müşteriyle, saat 7:30'da bir toplantı ayarladım. Open Subtitles أنا في الواقع جدولت اجتماعاً عند الساعة 7: 30 مع زبون مهم جداًً
    Diyeceğim bir müşteriyle toplantım vardı aslında. Open Subtitles حسناً، كما ترين أنا لدي بالفعل اجتماع مع زبون
    Pazar sabahı bir müşteriyle görüşmek için Chancery Otelindeymiş. - Kim? Open Subtitles لقد كان في فندق السافرة صباح الإثنين ليقابل زبون
    Kendimi satmadan bir müşteriyle anlaştım. Open Subtitles لقد وقعت مع زبون كبير دون الحاجة لقلة الحياء
    Peki, bu bölümün sahip olduğu en büyük müşteriyle anlaşma imzalamaya ne dersin? Open Subtitles حسناً، ما رأيك؟ لنذهب و نوقع مع اكبر عميل حظى به هذا القسم؟
    Raporlara göre bir müşteriyle buluşmak için Fas'a gidecek. Open Subtitles تقارير مخبرينا تقول أنه سيكون فى المغرب لمقابلة عميل
    Bu da yetmezmiş gibi, dün bir müşteriyle görüntülü konuşma yaparken iPhone'umu tuvaletin içine düşürdüm. Open Subtitles وبالأمس لقد سقط هاتفي الـ آي فون في المرحاض بينما كنت اتكلم على الفيديو مع عميل
    müşteriyle birlikte panik odasına barikat kuruyoruz ve kapının dışında onun ölmesini isteyen bir sürü adam var. Open Subtitles . إننا محتجزون داخل الغرفة المعدات . مع عميل وهناك تقريبا اثني عشر . رجلا خارج الباب
    Neyse bu gece bir müşteriyle buluşacağım, ayrıca neye benziyordu? Open Subtitles إذن, ذلك العميل الذى سأقابله ماذا يحب مرة آخرى؟
    Kusura bakmayın, eğer bir müşteriyle ilgilenirken gülümsemediğim görülürse işimden olabilirim. Open Subtitles أنا أسف ، لكن إن رأني أحد المشرفين وأنا لا أبتسم بوجه العميل فقد أطرد
    Her tür müşteriyle karşılaştık, şurdaki adam gibi. Open Subtitles قابلنا كل الأنواع من الزبائن مثل هذا الرجل
    Ama bu öğlen, şehrin karşısında bir müşteriyle randevum var. Open Subtitles ولكن أنا أحتاجها الليلة لمقابلة أحد الزبائن
    Bu müşteriyle tatlı tatlı konuşmak için iyi bir şans. Open Subtitles الان.فرصة مناسبة للكلام المعسول مع الزبون.
    Akşam bir müşteriyle görüşeceğim. Open Subtitles أسمع, عزيزي, سأرى زبوناً الليلة عند الساعة السابعة
    Geçen alışverişe gittiğimizde bir müşteriyle karşılaştım. Open Subtitles ذهبت لمركز التسوق مؤخراً ورأيت زبونة وكاد أن ينكشف أمري
    Ama önce benimle gelip, dopdolu motelimizin müşteriyle ilgilenip bana yardım etmeni istiyorum. Open Subtitles لكن أريد أن تأتي معي لتساعدني بالإعتناء بالزبائن بغرض تمويل النزل
    İki portfolyo yöneticisi yeni bir müşteriyle ilgileniyorlardı. Open Subtitles اثنان من مدراء المحافظ المالية اتخذوا عميلاً جديداً
    Bir müşteriyle görüşmek için şehir dışına çıkmam gerekiyordu. Open Subtitles انا من المفترض أن أستق القطارلأقابل عميلاا فى المدينة
    Ofiste yeni bir müşteriyle görüşeceğim. Open Subtitles لا أستطيع، فلديّ اجتماع بزبون جديد في المكتب
    Kuzmenko kaç tane müşteriyle yatıyordu? Anlamadım? Open Subtitles -كم عدد العملاء اللآتي عاشرهن (كوزمينكو)؟
    Burada gerçek bir müşteriyle meşgul olduğumu görmüyor musun? Open Subtitles ألا ترون أني مشغولة هنا في خدمة زبونٍ حقيقي ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more