"müzesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • بمتحف
        
    • متحف
        
    • لمتحف
        
    • المتحف
        
    • للمتحف
        
    • ومتحف
        
    • كمتحف
        
    • متحفِ
        
    • متحفا
        
    • متحفاً
        
    • متحفه
        
    • متحفٌ
        
    • متحفُ
        
    • بمُتحف
        
    • في مُتحف
        
    ve başka bir dönüşüm üzerinde çalışıyoruz, yani mevcut Hirshhorn Müzesi'nde, burası Amerika'nın en çok saygı duyulan kamusal yerleşim alanı olan National Mall (Millî Park)'da bulunuyor. TED ونحن نعمل على تحويل آخر، ويتعلق ذلك بمتحف هيرشورن القائم والمتمركز في أكثر مكان عام مبجل في أمريكا، الناشونال مول.
    Şimdi sizi Wichita, Kansas'a götüreyim. Birkaç yıl önce, bu şehrin yanındaki bir alana bir bilim Müzesi yapmam istenmişti. TED ولذا فإنني سوف أخذكم إلى ويتشيتا بولاية كنساس، حيث طلب مني قبل عدة سنوات على القيام بمتحف للعلوم في موقع على النهر.
    Çizgi romanlar yapmaya devam ettim ve Worcester Sanat Müzesi'nde, bana hiçbir eğitmen tarafından verilmeyen en harika tavsiye verildi. TED و ظللت أصنع الرسوم الفكاهية، و في متحف وركستر للفنون تم إعطائي أعظم نصيحة قد يستطيع تقديمها معلم على الإطلاق
    Sonra günlerden bir gün, turun ortasında, Danimarka'da, yazar Colum McCann ile aynı sahneyi paylaştığım Louisiana Müzesi'ne gittim. TED وفي يوم جميل،في منتصف جولتي، ذهبت إلى لويزيانا وهو متحف في الدنمارك حيث تقاسمت االمسرح مع الكاتب كولوم ماكان.
    Golden State Ulusal Tarih Müzesi'nin bu çok özel yardım konserine hoş geldiniz. Open Subtitles أهلاً بكم في هذا الحفل الموسيقيّ الخيريّ الخاصّ بالعيد الذهبيّ لمتحف التاريخ الطبيعيّ
    Yolda Amerikan Müzesi'ne gittim, ve bir daha asla iyileşmedim. TED ذهبت في نزهة إلى المتحف الأمريكي، ولم أتراجع بعدها أبدا.
    Frances Larson: Eskiden Oxford'da Pitt Rivers Müzesi adlı bir müzede çalışıyordum. Bu müze, Güney Amerika'dan gelmiş kesik kafa sergisi ile ünlenmişti. TED فرانسس: كنت أعمل في متحف يعرف بمتحف بيت ريفرز في أكسفورد، و المشهور بعرضه للرؤوس المتقلصة من أمريكا الجنوبية.
    Atalarımızdan, maymunsulardan biri bugün hâlâ hayatta olsaydı, Doğa Tarihi Müzesi'ni aramak yerine kaç kişi onunla arkadaş olurdu? TED إذا كان أحد أسلافنا على قيد الحياة في يومنا هذا، كم من الناس سيصادقونه بدلاً من الاتصال بمتحف التاريخ الطبيعي؟
    En son fikirlerimizden biri de New York'daki Guggenheim Müzesi'nde gerçekte orada olmanın nasıl olabileceğini tadabilirsiniz. TED إحدى أفكارنا الحديثة كانت تتعلق بمتحف غوغنهايم في نيويورك، حيث تختبرون الإحساس والشعور الحقيقي كأنكم هناك.
    Kayda değer işlere fazlaca bağış yapıyor. Bir denizcilik Müzesi yaptırdı Open Subtitles يَتبرّعُ بالكثير مِنْ المالِ إلى لأسباب جديرِة لقد بَنى متحف بحري
    Belgrat'ta, Yugoslavya başkanı Mareşal Tito tarafından bir Tesla Müzesi açıldı. Open Subtitles افتتح متحف تيسلا في بلغراد من قبل رئيس يوغوسلافيا، المارشال تيتو
    Balon gezisi, Mumya Müzesi, Denzel Washington Anıtı "Sömürgeci Phenix." Tatil merkezi çiftlik! Open Subtitles رحلة في منطاد، أو متحف الشمع نُصب دينزل واشنطن التذكاري مستعمرة فينكس مزرعة
    Columba Üniversitesi'nden Bernard Tschumi, Bir Afrika sanat Müzesi için bunu tasarımda kullanmayı bitirdi. TED انتهى برنارد تشومي في جامعة كولومبيا من استخدام هذا في تصميم لمتحف الفن الأفريقي.
    MK: Evet, bana inanmıyor olabilirsiniz. Ama bu modern sanat Müzesi koleksiyonunun bir parçası, ben sanatkarım. TED مات: نعم. لن تصدقني، ولكنها مجموعة لمتحف الفن الحديث؛ أنا فنان.
    Bu, New York ve Pekin'deki Museum of Modern Art (Modern Sanat Müzesi)'daki serginin bir parçasıydı. TED كان هذا جزءا من معرض تابع لمتحف الفن الحديث في كُلٍ من نيويورك وبكين.
    Gelecek hafta Metropolitan Müzesi'nde bir BM hayır toplantısı var. Open Subtitles يوجد أناسِ من الأمم المتحدة في المتحف الحضري الإسبوع القادم
    Elimde muhteşem bir parça var. Doğrudan Irak Ulusal Müzesi'nden. Open Subtitles لدي قطعة رائعة ، أتت مباشرة من المتحف العراقي الوطني
    Doğal Tarih Müzesi'nin müdürlerinden biriyim. Open Subtitles أنا واحدة من المنشئين للمتحف التاريخ الطبيعي
    Springfield Senfoni Merkezi Doğal Tarih Müzesi, Open Subtitles ودمرت قاعة السمفونيات، ومتحف التاريخ الطبيعي،
    Şu haline bak. 60'ların yürüyen bir Müzesi gibisin. Open Subtitles بويل انظر الي نفسك تبدو كمتحف متحرك من الستينيات
    Modern Sanat Müzesi'ndeki kokteyller için bir sürü zamanınız var. Open Subtitles و حفلات الكوكتيل في متحفِ الفَنِّ الحديثِ؟
    Whitney Müzesi Manhattan'ın aşağı kısmına taşınıyor ve yeni müze High Line'nın hemen dibine inşa edilecek. TED والويتني يتحرك إلى وسط المدينة ويبني هناك متحفا جديدا في قاعدة الهايلاين تماما.
    Tuvalet kâğıdı Müzesi açsınlar hatta. İster miydin? Open Subtitles عليهم أن يفتحوا متحفاً للمناديل، هل تريد ذلك؟
    Bu, Müzesi için 1 milyon $ bağışlamamı istediğin adam mı? Open Subtitles هل هذا الرجل الذى كنت تريدينى ..... أن أتبرع له بمليون دولار من آجل متحفه ؟
    Rıhtım bölgesinde Kuzeybatı Amerika Kızılderilileri Müzesi ve hediyelik eşya dükkanı yapılmasını öneriyoruz. Open Subtitles نقترح استغلال ملكية الواجهة البحريّة لبناء متحفٌ أمريكيٌ هنديٌ شمال غربي ومحل هدايا.
    New York ağustosta, devasa, eriyen bir balmumu Müzesi gibi. Open Subtitles نيويورك في شهر أغسطس.. إنها كـ متحفُ كبير من الشمع الذائب
    - Ama New York Tarih Müzesi'nin bodrumunda olduğunuzu kabul ediyorsunuz. Open Subtitles لكنّك تعترف أنّك كنت في الطابق السفلي بمُتحف (نيويورك) التاريخي الجديد؟
    Channing Müzesi'nden bir arkadaşım var. Open Subtitles لدي صديق في مُتحف "تشاننينغ"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more