"mısır'daki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في مصر
        
    • فى مصر
        
    İnkarcılık. Sadece Mısır'daki bir nehir değil. Muazzam bir okyanus. Open Subtitles النكران , ليس مجرد نهر في مصر بل محيط هائج
    Daniel Google sonuçlarının ilk sayfasında Mısır'daki protestolarla ilgli hiç bir şey almadı. TED لم يحصل دانييل على أي شيء حول التظاهرات في مصر على الإطلاق في صفحته الأولى من نتائج بحث غوغل.
    Mısır'daki ortalama bir kadının, kızlarının kadın sünneti olması konusunda pek söyleyebileceği bir şey yok. TED المرأة العادية في مصر لايمكنها الدفاع عن بناتها لمنع حصولهم على الختان وأمور أخرى.
    Bize, eski Mısır'daki krallık hayatına kişisel bir göz atma verdi Open Subtitles لقد أعطتنا لمحة كاملة عن الحياة الملكية فى مصر القديمة
    Antik Mısır'daki Yahudiler'le aynı acıyı paylaşıyorum resmen! Open Subtitles أنا أتعاطف حقاً مع هؤلاء اليهود فى مصر القديمة
    Herkese açık kaynakları inceledik ve 2002 ile 2013 yılları arasındaki Mısır'daki tüm yağmalamaların haritasını çıkardık. TED لقد بحثنا في بيانات مفتوحة المصدر وعيّنا مواقع النهب في مصر من 2002 إلى 2013.
    Ve bu da İskenderiye Kütüphanesi'nin açılış gününden, Mısır'daki yeni İskenderiye Kütüphanesi. TED و هذا هو يوم الافتتاح في مكتبة الاسكندرية المكتبة الجديدة للاسكندرية في مصر
    Mısır'daki Piramitleri kazıp çıkaracaklar. Open Subtitles بالحفر للبحث عن الأهرامات في مصر هم لا يبحثون عن برج إيفيل
    Mısır'daki anneler, o anneler Adonai'nin adil olduğunu düşünmüşler mi? Open Subtitles ان الله كان عادلاً هل تعتقد ان الامهات في مصر الامهات هل وجدن
    Birden çok patlama sonucu Mısır'daki bazı dini gruplar bunun dünyanın sonu olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles ثورات متعددة للجماعات الدينية في مصر وتزعم بإنها نهاية العالم
    Kral Farouk kraliyet kararnamesini ve ölüm cezasını kullanarak Mısır'daki her araba siyah olsun diye ısrar etti. Open Subtitles أصر الملك فاروق، بموجب مرسوم ملكي وتحت عقوبة الموت، أن كل سيارة في مصر يكون لونها أسود،
    Bu ceset öylesine yoğun olacaktı ki tek bir taneciği Mısır'daki Büyük Piramit ağırlığında olacaktı. Open Subtitles سيكون هذا الرُفات كثيفاً للغاية بحيث أن ذرةً واحدةً منه ستوازي الهرم الأكبرَ في مصر وزناً.
    Fransızlar bizi Mısır'daki bir mülteci kampına götürdüler.. Open Subtitles أخذنا الفرنسيون إلى مخيم للاجئين في مصر.
    .. Mısır'daki esaretlerinden... .. bol bol ülkeye. Open Subtitles للخروج من عبوديتهم في مصر.. إلى أرض النعم..
    Bunu mümkün kılan, Kahire'deki kadınların ayağa kalkıp kendilerini tehlikeye atmaları oldu. Mısır'daki şiddetin boyutları hakkında söz almaya karar vermeleri ve saldırılara ve eleştirilere maruz kalmayı göze almaları oldu. TED سيحدث هذا لأن نساء في القاهرة أتخذن قرار الوقوف ووضع أنفسهن على الخط والتحدث عن درجة العنف الذي يحدث في مصر وكانوا على إستعداد ليُهجم عليهن وينتقدن،
    O, Mısır'daki en güçlü tanrıça İsis idi. TED بل كانت آيزيس، أعظم إلهة في مصر.
    Bulunan DNA örnekleri Samar'ın Mısır'daki bombalamayla da ilgili olduğunu gösteriyor. Open Subtitles النتائج تربط صادق سامار بشظايا القنبلة التى إنفجرت فى مصر ، أيضاً
    Mısır'daki bombalama olayıyla bile ilgisi var. Open Subtitles قطعاً ، قُمنا بربطه بالإنفجار الذى حدث فى مصر
    Mısır'daki tüm anıtlardan silinsin. Open Subtitles يُمحى من كل صرح فى مصر
    Mısır'daki tüm anıtlardan silinsin. Open Subtitles يُمحى من كل صرح فى مصر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more